Sayfa 177/290 İlkİlk ... 77127167175176177178179187227277 ... SonSon
Arama sonucu : 2317 madde; 1,409 - 1,416 arası.

Konu: Serbest Kürsü

  1. Bingöl’ün Genç ilçesi Yolçatı köyünde, elektrik şirketine ait aracın geçişi sırasında terör örgütü PKK mensuplarınca yola tuzaklanan patlayıcının patlatılması sonucu 2 işçi öldü..
    PKK/hdp'liler kucaklarına oturup da Sosyalist/Devrimci olmak için sıra bekleyen ahmaklara, Şıhlarla ağalarla dayanışmayı ABD safında çatışmayı neleri neleri kabul ettirmediler ki emekçi katliamını da ettirirler....

  2. PKK/hdp'li ve Nurcu(FETÖcü) Kürtçülerin özellikle kışkırttığı bir tezgah bu; AleviTürkleri SünniTürkleri AteistTürkleri birbirine karşı kışkırtıp PKK/hdp-HüdaPar Kürdistani ittifakına meydanı boş bırakmak.. Kürt milliyetçileri küçük bir azınlık olduklarını bildikleri için Türkleri biribirine düşürmeden hiçbir şansları olamayacağını çok iyi biliyorlar.. Kürtçülerin özellikle AleviTürklere kanca attıklarını küçük bir kısmını da Kürdistana ikna ettiklerini biliyoruz.. İşte Kürtçülüğün sayılı ağababalarından İsmail Beşikçi "Alevilik İslam dışı bir inançtır." diyor.. Demek ki siz Kürdistana inandırılmış AleviTürkler, eğer ki bunda ısrar ederseniz SünniKürt çoğunluğun içinde hem etnik hem inanç çifte azınlık olarak yokolmakdan kurtulamayacaksınız.. Götüboklu onparalık İdris-i Bitlisinin mirasçıları Apo'nun KürtSait'in elinde oyuncak olmayın.! Aşağıda Şafi Kürt Şeyhülislamların fetvalarıyla AleviTürklere yapılan katliamları görün ve Kürtçülerin kucağına oturmaktan vazgeçin..

  3. KÜRTLERİN ALEVİ KATLİAMLARI
    Türkiye Cumhuriyeti ile ümmetçi bir Osmanlı devlet yapısından milli bir devlet yapısına geçilmiştir. Her ülkede kendi koşullarına göre var olan üst kimlik, Osmanlı'da ümmetçi dini kimlik iken Türkiye Cumhuriyeti'nde laik milli kimlik olmuştur.
    Bölücü Kürtçü siyaset, Alevi toplumunu güdümüne alıp Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı aşılamaya ve çeşitli kesimleri kendine eklemlendirmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda Cumhuriyet dönemindeki Kürtçü ve bölücü karakterli isyanlara karşı verilen tepkiler, Aleviler hedef alınmış gibi yansıtılmak istenmektedir. Terör teşkilatı PKK ve uzantıları da kendilerini Alevi topluluklarının hamisiymiş gibi göstermeye çalışmaktadır.Oysa tarihi gerçekler PKK'nın bu yalanlarından çok farklıdır.
    Gerek Türklük gerekse Alevilik bakımından en yıkıcı dönem, Yavuz Sultan Selim dönemine denk gelmektedir.Pek çok kaynakta Yavuz'un babası 2. Beyazıt’ın Bektaşi olduğundan, Şah İsmail'e "oğlum", Şah İsmail'in de kendisine "baba" dediğinden ve hatta Hacı Bektaş Ardalarından Balım Sultan’ın kendisine kuşak bağlamasından ve Bektaşi toplumuyla ilişkilerini düzenli yürüttüğünden söz edilmesi de son derece önemli bir bilgidir.
    II. Beyazıt’ın Alevilerle ilişkisini yerinde görmeyen Şehzade Selim, "Pederimle görüşüp ahvali, devlete sözlü arz etmek zaruri bir iştir.” diyerek İstanbul’a kadar gitmiş ve neticede işi babasına kılıç çekmeye kadar götürmüştür.
    Tarihimizde Kürtlerin Alevi katliamları, Şafii Kürt Nureddin Müftü El Hamza'nın Şeyhülislamlığı ile başlar. Yavuz Sultan Selim'in Şeyhülislam'ı olan Şafii Kürt El Hamza verdiği fetvalarda şu ifadeleri kullanmıştır:
    "Aleviler İslam'ı yok etmeye çalışır, kafir ve dinsizdirler, bunları öldürüp toplumlarını darmadağın etmek bütün Müslümanlara vacip ve farzdır, bunu yaparken ölenler şehittir, bunların hali kafirlerin halinden daha fena ve çirkindir çünkü bunların kestikleri mundardır, nikahları batıldır, malları, kadınları ve dahi çocukları helaldir, onlara gidenler dahi öldürülmelidir, bunlar hem dinsiz hem bozguncu olduklarından katledilmeleri her iki yönden vaciptir."
    Yavuz Selim'in veziri olan ve yine Şeyhülislamlık yapmış olan bir başka Şafii Kürt İbn-i Kemal (Kemalpaşazade Ahmet Şemsettin Efendi) ise Aleviler için verdiği fetvada şunları söyler:
    "Kafirliklerinden şüphe etmiyoruz. Yöreleri Dar'ül Harp'tir. Erkeklerinin ve kadınlarının nikahı geçer*sizdir. Onların çocuklarının her biri zina çocuğudur. Onlardan birinin kestiği hayvan mundar, onların kadınları ve çocukları helal olur. Erkeklerine ge*lince öldürülmeleri vaciptir."Bu fetvayı veren İbn-i Kemal'in Alevi katliamlarında başrol oynayan Şafii Kürtlerden olan İdris-i Bitlisi'nin Heşt-Behişt adlı eserini tercüme etmiş olması da oldukça dikkat çekicidir.
    Anadolu'daki ilk yoğun Kürt toplulukları, Osmanlı-Safevi savaşları sırasında, Osmanlı’nın isteğiyle "Safevilere karşı cephe kurmak maksadıyla“; Kuzey İran’dan Anadolu'ya taşınarak yerleştirilir. Bu nüfus hareketinin sebep ve sonuçları, bilindiği gibi günümüze değin sarkan problemlerimizin ilk sahneleri olmuştur.1514 Çaldıran Savaşı’nda İdris-i Bitlisi liderliğindeki Kürt aşiret reisleri, Şah İsmail’in liderliğindeki Türklerin Safevi Devleti ordularına karşı Osmanlı’ya destek olmuşlardır. Dönemin Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, Kürtlerin bu yardımlarını ödüllendirmiş ve bugünkü İran'ın dağlarından getirilerek Güneydoğu Anadolu’ya yerleştirilen Kürt aşiretlerine “bir tür özerklik” vermiştir.
    Şafii Kürt Nureddin Müftü El Hamza'nın Şeyhülislamlığı, Şafi Kürt İbn-i Kemal (Kemalpaşazade Ahmet Şemsettin Efendi)'in vezirliği ve Şafii Kürt İdris-i Bitlisi'nin aşiretler reisliği döneminde Çaldıran Savaşı öncesi ve sonrasında Anadolu'da Alevi katliamı yapılır.Pek çok kaynak Anadolu genelindeki bu katliamlarda öldürülen Alevi sayısının 40.000 olduğunu ifade eder.(40 bin nüfus demek, o tarihin Anadolu’sunda yaklaşık 4 büyük şehrin nüfusu demektir. Aynı tarihte Trabzon’un nüfusu 10 bindir.)Bu katliamlar, huzursuzluğu artırınca Doğu Anadolu’da “düzenin sağlanması“ görevi Şafii Kürt İdris-i Bitlisi’ye verilir. İdris-i Bitlisi de 25 Kürt aşiretini bir araya getirerek onları, “Alevilerin kökünü kazımaya“ teşvik etmiştir.
    İdris-i Bitlisi’nin önerisi üzerine, mezarı Diyarbakır'da olan Enderun devşirmelerinden Bıyıklı Mehmed Ağa, Diyarbakır bölgesi beylerbeyi yapılmıştır. Yavuz, yayınladığı bir fermanla 33 Kürt beyine derebeylik hakkı vermiştir. Bu hak sayesinde Kürt aşiret beyleri, bulundukları köyün veya kasabanın sahibi olmuşlardır.İdris-i Bitlisi’nin “Selim Şahnamesi“nde yazdığına göre, “40 bin Alevi'nin başı kesilmiştir.“ Şafii Kürt İdiris-i Bitlisi, “Bir Şafii Kürt ne kadar günahkar olursa olsun 7 Alevi Türkmen öldürürse cennete gider.“ diyecek kadar sapkındır. Binlerce “Alevi Türkmen“ İdiris-i Bitlisi gibilerin katliamından kurtulmak için “Kürt“ kılığına bürünmüştür.Yavuz Sultan Selim’in “Kürtleri, Alevilere karşı kullanma karşılığında” Kürtlere verdiği ayrıcalıkları, oğlu Kanuni Sultan Süleyman da devam ettirmiştir. Aşağıdaki ferman Kanuni Sultan Süleyman’a aittir:
    “ (…) Yavuz Sultan Selim zamanında Alevi Türkmenlerin yenilmesinde faideler gösteren Kürt beylerine, gerek devlete karşı gösterdikleri öz kulluk ve dilaverlikleri karşılığı olarak ve gerekse kendilerinin vaki müracaatları göz önüne alınarak her birinin öteden beri ellerinde ve tasarruflarında bulunan eyalet ve kaleler, geçmiş zamandan beri yurtları ve ocakları olduğu gibi, ayrı ayrı beratlarla ihsan edilen yerleri de kendilerine verilip mutasarrıf oldukları eyaletler, kaleleri, şehirleri, köyleri ve mezraları bütün mahsulleriyle oğuldan oğula intikal etmek şartıyla kendilerine temlik (mülk) ihsan edilmiştir.”
    Hem Kanuni Sultan Süleyman'ın hem de Kanuni'nin oğlu II. Selim'in Şeyhülislam'ı ise yine bir Şafii Kürt Ebussuud Efendi olmuştur.
    Şafii Kürt Ebussud'un fetvaları da kendinden önceki Kürt Şeyhülislamların ifadelerini tekrar etmekte ve Alevi katliamını şer'an (şeriat bakımından) vacip görmekte ve bir adım daha ileri giderek yedi Alevi öldürene cennetin anahtarının verileceğini vaat etmektedir.Anadolu'daki bu Alevi katliamları asırlarca sürmüş yeni bir saldırı dalgası da Hamidiye Alayları ile gelmiştir. II. Abdülhamit döneminde Şafii Kürt aşiret reisleri 26 alay kurar. Bu alaylara giren Kürtler uzun ve tehlikeli askerlikten ve vergi vermekten muaf olurlar. Alayların subayları ise İstanbul'da askeri eğitim görmüş Kürt aşiret çocuklarından oluşacaktır. Bu ihtiyacı karşılamak için İstanbul'da Aşiret Mektebi adıyla askeri eğitim veren okullar kurulur. Bu Kürt subaylar gösterdikleri başarılar ile üst mertebelere çıkabileceklerdir.Şafii Kürtlerden oluşturulan ve Ruslara karşı kurulan Hamidiye Alayları amacına uygun faaliyette bulunmaz. Hamidiye Alayları daha çok eşkıyalık yapar. Alevi köylerine baskınlar düzenleyip çapulculuk ve katliamlar, tecavüzler yaparlar. Hamidiye Alayları'nda Kürtçü ve ayrılıkçı hareketler de filizlenip örgütlenmeye başlamıştır.
    https://www.facebook.com/ATASENDIKA/...3016723747346/

  4. Türk yurttaş, Atatürk'ün adını resmini kullanan Cumhuriyet marşları söyleyen herkese bizdendir deme.. Onlara "HDP, PKK'mıdır halk düşmanımıdır lanetlenmelimidir yokedilmelimidir?" diye sor, çoğu EVET diyemeyecekdir ve görüntülerinin altında kapkara bir Kürdistan Açılımcısı sakladıkları ortaya çıkacaktır..

  5. Kılıçdaroğlu, " "HDP’nin Tutum Belgesi açıklamasını değerli buluyoruz.... Suriye ile zaten İdlib sorunu varken bir görüşme asla düşünmüyoruz"dedi.
    Ne dediysek o.. Türk'den Atatürk'den "Dersim Katliamı"nın SeyitRıza'nın ŞeySait'in öcünü alacağım diye gün sayan adamdan ancak bu beklenir.. Adamın kendisi zaten HDP'li, HDP için iyi olan KK için de iyidir.. Gönlü Suriyenin Kuzeyinde Kürdistan kuruluyor diye pır pır eden adam tabii ki Esad ile görüşmeyecekdir.. Esad'a ne diyecekti, 5 milyon Arabı geri al da kuzeyindeki Kürdistan doğmadan ölsün mü diyecekti! Türk halkının Esad ile İdlib'de hiçbir sorunu yok. KK, sen İdlib'deki Cihatçı mikropların güvenliğinden neden kaygılandın, Akape ile pişti mi oldun? Esad İdlib'i temizlerse sıra bizim Kürdistanımıza gelecek diye mi endişelendin?

  6. İslam tarihinden biliriz Mekke'de müşriklerin putlarını helvadan yapıp sonra acıkınca yedikleri anlatılır.Ancak, şu 'acıkınca' ifadesine açıklık getirelim, acıkınca yerler doğrudur ama genel bir ifadedir, çünkü putları herkes yiyemez ancak şef ya da büyücü ya da dokunulmazlığı olan ileri gelen-azizler yer! Yani 'putları' yemek bir ayrıcalıktır! Yani ortak yasakları çiğneme hakkı sadece şef ya da büyücünündür, Hayrettin Karaman gibi. Hayrettin Karaman gibiler çok acıkmış görünüyor, kendilerini var eden adalet ve hukuk'un yasaklarını kendileri afiyetle yiyor! Ya da (geleceğiz) put yiyebilmek için Kılıçdaroğlu ya da Uğur Dündar olabilmeniz lazım! Büyük teolojik soru şudur, insanlar inandıkları-tapdıkları şeyleri ilkel topluluktan/animizm tek tanrılı döneme geçtiğinde yemeğe neden devam etti!
    https://www.veryansintv.com/putlarin...ar-kemalistler

  7. KÜRT DEVLETİNE KARŞI ÇIKANLAR CEZALANDIRILIYOR
    ABD uyguladığı dolaylı tutum stratejisi ile Türkiye’ye mesajını karada değil, denizden vermeye çalışmıştı. Ancak başta Jandarma Genel Komutanı merhum Orgeneral Eşref Bitlis gibi vatansever komutan ve devlet adamlarının duruşu Muavenet olayından sonra değişmedi. Türkiye, Muavenet olayından beş gün sonra Hava Kuvvetleri ile Kuzey Irak’taki PKK hedeflerini etkisiz hale getirdi. Başta General Bitlis olmak üzere askerler Kuzey Irak'ta konuşlanmış durumda bulunan Çekiç Güç Kuvvetlerinin Türkiye'den ayrılması gerektiğini ve ABD'nin Kuzey Irak'ta oluşturmaya çalıştığı Kürt Devleti'nin Türkiye'nin zararına olduğunu söylemeye devam etti. O dönem bazı gazeteler ABD Büyükelçisinin bu durumu hükümete şikâyet ettiğini dile getirmişti. Ayrıca 17 Aralık 1992 tarihinde Çekiç Güç'e bağlı Amerikan savaş uçakları, önceden bilgilendirildikleri halde, Irak'ın Selahaddin şehrine gitmekte olan General Bitlis'in helikopterine taciz uçuşu yaptı ve helikopteri inişe zorladı. Türkiye, Muavenet’in vurulduğu ay içinde kara unsurları ile 27, 29 ve 31 Ekim 1992 tarihlerinde Kuzey Irak’ta harekât icra etti. 31 Ekim’de PKK’nın en önemli merkezlerinden Haftanin Kampı'nı ele geçirdi. Ancak, 15 Şubat 1993 tarihinde Orgeneral Eşref Bitlis’i taşıyan uçak Ankara’da kalkıştan kısa bir süre sonra düştü. General Bitlis ile 5 kişi şehit düştü. Her ne kadar daha sonra sabotaj şüphesi ile soruşturma açılmış olsa da savcılık zaman aşımı ve delillere erişememe nedenleriyle 2016 yılında takipsizlik kararı aldı. Uçak kazadan sonra hurdacıya satılmıştı.
    https://www.veryansintv.com/muaveneti-hatirlamak

  8. Ömer Oğuzhan Ünsal @omeroguzhannn
    Geçen Suriyeli hasta 9. Doğum geldi, tüplerini de bağlatmak istemiyor muhtemelen halen çocuk yapma planı var, kusura bakmayın ama bundan sonrasında mülteciler için ülkemizde doğan 3. çocuktan sonrasına yaptırım uygulansın.Bu kadarı muhtaçlık değil bu halka yüktür.. 4:28 PM · Oct 2, 2021 https://mobile.twitter.com/omeroguzh...93316292534273
    Seni çok iyimser gördüm Ömer bey, Suriyelinin değil 9 çocuğu kendisi de ailesi de bu halka yükdür..

Sayfa 177/290 İlkİlk ... 77127167175176177178179187227277 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •