Sayfa 34/213 İlkİlk ... 2432333435364484134 ... SonSon
Arama sonucu : 1700 madde; 265 - 272 arası.

Konu: Dowes

  1. Sn Karakemal gelişmiş ülkelerin toplumlarının yarattığı katma değer ve imalat çıktısı ile Türkiye aynı değil. O yüzden bu tür ekonomilerdeki borçlanma dinamiklerini kendi ülkemize model alamayız.

    Adam 30 yıllığına 2 milyar dolar para borçlanıyor ama gidip 7nm mikroelektronik devre imalatı yapacak fabrikayı geliştirip kuruyor. Ve bu borcun çıktısı ve verimliliği böyle bir imkana olanak tanıyor.

    Türkiye'de insan profilimiz , katma değerimiz ve imalat çıktımız verimsiz ve yenilik üretemiyor. Bu nedenle üretim çıktısını hak etmeyen borçlanma/borçlandırma daha zayıf hantal ve verimsiz büyük firmaların ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu firmalar nispi düşük faizle borçlandıkları için aslında normal koşullarda yaşamlarını sürdüremeyeceklerinin farkında değiller.

    Yani verimsiz ve düşük teknoloji çıktısı ile düşük faiz ve yüksek borçlanma birleştiğinde yüksek faiz ile oluşacak *filtre fonksiyonu* devre dışı kalıyor. Verimli de verimsizde katmadeğerli de kırk ambar aslında piyasa da tutunamayacakları halde yaşam şansı buluyorlar.

    Avrupa ve Amerika gibi ekonomileride verimlilik ve teknolojik seviye oturmuş olduğu için düşük faizin böyle bir uyuşturucu etkisi daha azgözüküyor ya da hiç ortaya çıkmıyor. Yani firmaların üretim çıktıları o denli rekabetçi ve yüksek katma değerli ki düşük faizle dahi olsa verimsiz ve normal şartlarda hayatını sürdüremeyecek bir firmanın orada o ekonomidlerde oluşması istisnai bir durum bile değil.

    Bizde ise tam tersine bu tür teşvikler ve hak edilmeyen üretilmeyen para'nın dışarının imalat çıktısı ile oluşan para'nın borç ile transferi piyasada firmaların herhangi bir katma değer yaratmasa da tutunabilmesini ve söz sahibi olabilmesini doğuruyor.

    Buna paralel ve bu durumdan etkilenen bir faktör olarak ta katma değerli olmayan çıktı zaman içinde evrimleşerek ranta dönüşmeye başlıyor. Rant bir titan zinciri gibi başka rantları tetikliyor.

    Sonuç olarak düşük faiz ve yüksek genel anlamda genel anlamda kötü bir şeydir demiyorum. Sadece ekonomik temellerini kuramamış verimi ve katma değeri düşük ekonomiler için bir kurtuluş yolu olarak görülmemelidir diyorum. Aksine düşük faiz ve yüksek borçlanma ile gelişmiş ve yüksek katma değerli bir ekonomideki etkinin *tam tersine* olumsuz bir etki oluşacağını düşünüyorum.

    Size teknoloji ve katma değer satan ekonomilerden aldığınız borç sadece onların verimlerini, istihdamını ve üretim çıktılarını güçlendirecektir. Bu borcun harcanması sırasında oluşan sanal refah artışı ise büyüme ve gelişme olarak algılanmamalıdır.

    Acı reçete içilmeden tedavi edilecek hiçbir hastalık yoktur.
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  2. Çok değerli makro ekonomik yorumlar var, son derece teknik bir konu paylaşımda bulunanları tebrik ederim dikkatle okuyorum ve bilmediğim şeyler öğrenmemi sağlıyorsunuz.

    Benim makro yorumum sizler kadar kompleks değil. Ben diyorum ki bir insan topluluğunun çıktısı, katma değeri o insan topluluğunun kalitesi kadardır. Mesela türkiye ister padişahlık ister başkanlık ister parlamenter sistemle yönetilsin, ister para bassın ister faiz artırsın ister borç alsın ister hiç borç almasın; içinde yaşayanlara gayet orta seviye bir yaşam sunacak ve dünya liginde gayet orta sıralarda kendine yer bulacaktır. Eğitim kalitesi değişip çok değişik bir nesil gelmediği sürece mesela bist 5 senti hiç kırmayacaktır. Paramızı kendi elimizle değersiz yapıp ucuza çalışmak zorunda kalacağız. Hiç bir zaman 25k usd per capita değerler yakalayamayacağız, yakalasak da bizimle aynı ligde oynayan oyuncularla beraber yakalayacağız değeri olmayacak. Özellikle eğitimde son dönemde ingilizce konuşamayan bilkent mezunları, en temel mühendislik bilgisinden yoksun odtü mezunları gibi vahim tabloları da gördükçe malesef orta - uzun vadede iyimser olamıyorum. Ek olarak bu gelen nesil malesef bizleri emekli de edemeyecektir, biriktirin kendinizi kurtarın Amerika dan beter olacağız emeklilik konusunda malesef.

  3. sn Karakemal, olayı özünde şuna indirmişsiniz:

    "Kredileşme büyüme sağladığı için her halükarda iyidir. Mevduatlar yetmiyorsa, devlet borçlansın ve banka kredilerini satın alsın."

    Buradaki ana sorunu pas geçmiş olursunuz bu mantıkla. Bankaların bulamadığı borç parayı devlet nereden bulacak? İç tasarruflar yetersiz... Havadan gelemeyeceğine göre sadece 2 yol kalıyor:

    1) yurt dışından = yeni borçla = cari açık patlaması
    2) TCMB'den = para basarak = enflasyon patlaması

    (Banka bonolarının; ülkedeki tüm batıkları ve yolsuzlukları TCMB bilançosuna pas etmenin, üzerini örtmenin, faillerini ödüllendirmenin ve daha büyüklerini teşvik etmenin sağlam bir yolu olacağını da tekrar hatırlatırım)

    Bunlar, çözüm olarak sunulan şeyin "reel" değil balon bir büyüme olacağının sinyalleri. 90'lı yıllarda GSMH'ımız %50-%80 gibi rakamlarda büyüyordu. Herkes bizi kıskanıyor muydu? Yoksa bu nominal büyüme rakamlarından devalüasyon veya enflasyon oranını düşürüp "reel büyüme" rakamına bakıp, 3. dünya ülkesi olduğumuzu teyit mi ediyordu?

    Bahsi geçen, istenen büyüme REEL büyümedir. Bunun finansal düzlemde tek bir yolu vardır: tasarrufları arttırmak. Bundan kastedilen aynı zamanda "tüketimi ve lüksü kısmak"tır. Çünkü ancak bu şekilde sn rxpu'nun bahsettiği "yüksek katma değerli" yatırımlara kaynak yaratılarak üretimin reel değeri arttırılabilir ve sn nosfecagri'nin bahsettiği "beşeri sermaye"nin kalitesi yükseltilebilir. Yoksa nüfus artışıyla veya para arzı artışıyla değil. Fiktif büyüme ortalama refah seviyesini arttırmaz, azaltır. Son 10 yıldır dünya kapitalizmi bize bağıra bağıra "para basarak balon yaratmayın, gelecek nesillerinizin emeklerini çalmak dışında bir şey elde etmiş olmazsınız" diyor. Bu kadar büyük ve güzel örneği görüp de "biz de aynı hataya düşmek istiyoruz" demek statükonun ve oligarşinin kolaya kaçması... Ülkedeki gelir dağılımının giderek bozulmasını önemsemeyip, alt gelirlilerin borçlarını arttırmasına; zenginlerin servetini katlamasına sırf "daha çok iphone satılıyor ve heryerde köprüler yollar yapılıyor" diyerek razı olmak yanlış bana göre. Bugünün ABD'sindeki güvensiz ve hedonist toplumu birebir kopyalamaya çalışıyoruz. Ancak bizim paramız global bir rezerv parası değil; reel bir kriz geldiğinde bizi FED gibi bir libero kurtarmayacak ve 94 ve 2001'i sert şekilde tekrar edeceğiz. Polarize olması için çok çalışılan toplum da ekonomik kriz yaşandığında sosyal patlamaya sebep olabilecek.

    Son olarak, Uğur Gürses'in banka senetleri hakkında söylenecek belli başlı şeyleri yazdığı bugünkü yazısını konuyla ilgili herkese tavsiye ederim: Banknot matbaası ile proje finansmanı
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  4. Sayın JonDowes,

    1- Bankaların güncel sermaye yeterlilik rasyosunu nereden bulabilirim. Internette aradım bulamadım. Eski bilgiler var ve her banka yer almamış...

    2- Merkezi Türkiye dışında olan bir bankaya para yatırdık diyelim (Ornek:ICBC bankası) . Paramızın buhar olması için hangi şartın gerçekleşmesi gerekir.
    a) Turkiyedeki faaliyetlerinden zarar ederek iflas etmesi
    b) Çin'de bulunan merkezin iflas etmesi
    c) .....
    Twinkle twinkle little star,
    Soon you won't be twinkling anymore.....

  5. #269
    Bu konuda beni en çok rahatsız eden husus kamunun garanti ve kredi verdiği verimsiz projeler. Kredi ve garantiler dolar cinsinden olmakla beraber devletin ve bireylerin geliri tl cinsinden olduğu için bu bir risk olarak önümüzde duruyor.
    Bu risklere ilave olarak öncelikle bu kredilerin satılarak tekrardan kaynak yaratılması ve bu kaynağı tekrardan kamu projelerine yatırılması ve bu sayede büyümenin artırılması gibi bir niyet var ki bu borcun katmerlenmesinden öte birşey değil.



    hisse.net kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
    O egeli ben değilim

  6.  Alıntı Originally Posted by WYATT EARP Yazıyı Oku
    Sayın JonDowes,

    1- Bankaların güncel sermaye yeterlilik rasyosunu nereden bulabilirim. Internette aradım bulamadım. Eski bilgiler var ve her banka yer almamış...

    2- Merkezi Türkiye dışında olan bir bankaya para yatırdık diyelim (Ornek:ICBC bankası) . Paramızın buhar olması için hangi şartın gerçekleşmesi gerekir.
    a) Turkiyedeki faaliyetlerinden zarar ederek iflas etmesi
    b) Çin'de bulunan merkezin iflas etmesi
    c) .....
    selamlar,

    1. SYR'ler her bankanın en son çıkan faaliyet raporundan elde edilebilir. 2016 yılık raporlarına bakabilirsiniz tek tek gerekiyorsa. Toplu şekilde ise TBB, BDDK ve TCMB raporlarına bakmalısınız.

    2. Bir bankanın sermayesinin yabancı olması, işleyişini etkilemez. Yabancılar da dahil her bankanın mevduatları ve rasyoları günlük olarak BDDK'ya raporlanır. Bahsettiğiniz risk için "kar transferi" ile yurtdışına kaçırılması ilk akla gelen ancak en ihtimali düşük olan yol. Çünkü BDDK buna izin vermez. Çin'deki merkezin iflası da hiç etkilemez (Fortis ve Finansbank-NBG örneklerini hatırlayınız: merkez batarsa Türkiye'deki girişimini satar parasıyla borçlarını öder). Daha olası yollar ise; bankanın çok fazla batık kredi vermiş olması ve sermayesini eritmesi; ve bunun da ileride banka şubelerine mevduatçıların koşturması ile oluşan "bank run" olayına dönüşmesi (Türkçesini bulamadım)
    Son düzenleme : JonDowes; 13-05-2017 saat: 12:41.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  7.  Alıntı Originally Posted by Egeli Yazıyı Oku
    Bu konuda beni en çok rahatsız eden husus kamunun garanti ve kredi verdiği verimsiz projeler. Kredi ve garantiler dolar cinsinden olmakla beraber devletin ve bireylerin geliri tl cinsinden olduğu için bu bir risk olarak önümüzde duruyor.
    Bu risklere ilave olarak öncelikle bu kredilerin satılarak tekrardan kaynak yaratılması ve bu kaynağı tekrardan kamu projelerine yatırılması ve bu sayede büyümenin artırılması gibi bir niyet var ki bu borcun katmerlenmesinden öte birşey değil.
    Haklısınız. Her gün "serbest piyasa"nın nimetlerinden, girişimcilik ve özgürlükten bahsedip; her şeyin garantisini ve risklerini kamuya mal etmek nedense garipsenmiyor. Yüksek getiri için risk yaratanın, o riskin kötü sonuçlarına da katlanması gereken ilk ve belki de tek mercii olması gerektiği açık halbuki. FED'in kapitalizmi kurtarması esnasında ortaya çıkan "privatize the profits, socialize the losses" ("kar girişimcinin, zarar kamunun") kavramı bizde de geçerli.
    Son düzenleme : JonDowes; 13-05-2017 saat: 12:21.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  8. Çok teşekkürler Sn. JonDowes.
    Twinkle twinkle little star,
    Soon you won't be twinkling anymore.....

Sayfa 34/213 İlkİlk ... 2432333435364484134 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •