Sayfa 5414/7020 İlkİlk ... 441449145314536454045412541354145415541654245464551459146414 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 43,305 - 43,312 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Ispanyol roman yazari, gazeteci ve politikaci Vicente Blasco Ibáñez’in dogum yildonumu (29 Ocak 1867)

    “En alt dallarindan, en yukaridakilere kadar fildisini andiran bembeyaz minicik ciceklerle bezenen portakal agaclari kesme kristalden yapilmis gibi gorunuyordu. Her an tazelenen guzel koku dalgalari, dogayi degistirerek, dogaustu bir hava yaratarak, insanda yepyeni, guzel bir dunya hayali yaratarak en gur bosluklari sarmaktaydi; sanki bir anda dunya icinde oturanlarin yalniz guzel kokulari icerek ebedi bir siir havasi icinde yasadigi bir yildiz oluvermisti bir anda. Her sey degisivermisti sanki, sedef isik dalgasiyla yikanan engin bir ask odasi oluvermisti kirlar. Derin sessizligin icinde, dallarin hisirtisi opucuk sesleriydi sanki; nehrin miriltisi, Rafael’e baygin bir sesle birbirinin kulagina ihtirasla titreyen seyler soyleyen sevgililerin fisiltisi gibi geliyordu.” Baharlar Acarken



    "Los naranjos, cubiertos desde el tronco a la cima de blancas florecillas con la nitidez del marfil, parecían árboles de cristal hilado; recordaba Rafael esos fantásticos paisajes nevados que tiemblan en la esfera de los pisapapeles. Las ondas de perfume sin cesar renovadas, extendíanse por el infinito con misterioso estremecimiento, transfigurando un paisaje, dándole una atmósfera sobrenatural, evocando la imagen de un mundo mejor, de un astro lejano donde los hombres se alimentasen con perfumes y vivieran en eterna poesía. Todo estaba transfigurado por **uel ambiente de gabinete de amor iluminado por un inmenso fanal de nácar. Los crujidos secos de las ramas sonaban en el profundo silencio como besos: el murmullo del río le parecía a Rafael el eco lejano de una de esas conversaciones con voz desfallecida susurrando junto al oído palabras temblorosas de pasión."

  2. Avusturyali ressam Albin Egger-Lienz'in dogum yildonumu (29 Ocak 1868)

    Der Totentanz von Anno Neun (La Danza Macabra dell'anno Nove, 1906-1908)




    Lunch (The soup Version II), 1910


  3. Osmanli Imparatorlugu ve Cumhuriyet doneminde yasamis Turk sair, yazar ve burokrat Suleyman Nazif'in dogum yildonumu (29 Ocak 1870)

    "...Soyle var misin yok musun? Kimsin, nesin? Yerde mi gokte misin? Senden bes yuz yetmis bir sene sonra dogmus olan Resulullah. Benim Peygamberim, Allah’in Meryem’e ufledigi ruhtan senin vucut bulmus oldugunu soyluyor. Hatta insanlarin seni carmiha gererek katletmis olduklarini agza almaya o sefkatli ve merhametli Nebi’nin gonlu razi olmadigindan, dipdiri goge ciktigini 'sadik haberci' sifati ile haber vermistir. O halde sen sagsin. Ve bulundugun yerden dunya denilen bu facialar ve belalar mahserini goruyor, buradan yukselen dualari ve beddualari isitiyorsun demektir. Ummetinin ilk fertlerini Roma kayserlerinden Neron senin ilk inanlarina katliam etti. (…) Sozume kizma: Biraz sonra Kayser lakabini Papa unvanina tahvil ile onun makamina ve senin vekaletine gecen herifler zulumde, cinayette, kotulukte ve fenalikta Neron’u fersah fersah gectiler. Neron, yalniz on dort sene Roma sehrinde hukumet etmis ve bu meyanda guya biraz da zulmetmisti.[...]"



    "...Tell me: do you exist or not? Who or what are you? Are you on earth or in heaven? The messenger of God, my prophet, who was born 571 years after you, said that you came into existence from the Spirit of God that he breathed into Mary. As an evertruthful herald with a clement heart, he even did not dare to say that you were killed by crucifixion and announced that you ascended to heaven alive. Hence, you are in good health. And this means that you see this cluster of calamities that is called Earth and hear the supplications and maledictions that rise from here to the place where you are. Nero, one of the Roman emperors, massacred your first believers. (…) Do not retort to my words: very soon after Nero, those fellows who replaced him and became your representatives and changed the title of Caesar into Pope, surpassed him greatly with regard to oppression, crimes and wickedness. Nero reigned in Rome for 14 years and supposedly tyrannized a little bit; provided that it is permissible . . . and not forbidden . . . to call actions that result from conviction, oppression.[...]"

  4. Ingiliz ressam, illustrator, muzisyen, yazar ve sair Edward Lear'in olum yildonumu (29 Ocak 1888)



    Baykus ve de Kedicik, acildilar deryaya
    Guzel bir teknede, yesile boyanmis
    Birazcik bal yaninda ve bol miktar parayla
    Hepsi bir kagit bes liraya sarilmis.
    Baykus segirtti soyle, kubbeyle yildizlara
    Sakimaya basladi, kucucuk bir gitara
    “Ah sevgili Kedicik! Kedicik, ah sevdicegim,
    Ne de guzel kedisindir sen,
    Sen evet,
    Evet, sen!
    Ne de guzel kedisindir.“


    “Zarif kanatli seni!” buyurdu Kedicik Baykusa
    “Ne cekicidir su tatli sesin senin
    Haydi, bir yuva kuralim? Ne hacet bu oyalanisa
    Fakat yuzugu nasil edip bulmali?“
    Bir yil ve bir gun, denizleri astiar
    Varmada bong agaclarinin diyarina
    Orada bir domuzcuk yasardi
    Gecirmiş bir yuzugu tam da burnuna
    Evet, burnuna
    Gecirmiş bir yuzugu tam da burnuna...




    Temple of Venus and Roma, Rome, 1840




    The falls of the Kalama, Albania, 1851


  5. Alman asilli Amerikali yonetmen, yapimci, yazar ve aktor Ernst Lubitsch'in dogum yildonumu (29 Ocak 1892)





    Gulmeyen Kadin (Ninotchka, 1939)

  6. Ingiliz asilli Fransiz ressam Alfred Sisley'in olum yildonumu (29 Ocak 1899)

    La barca durante l'inondazione a Port-Marly (La barque pendant l'inondation, Port-Marly - Boat in the Flood at Port Marly, 1876)




    Una Sera di Fine Ottobre a Moret (One Evening in Late October in Moret, 1888)




    https://www.youtube.com/watch?v=nW_G...e=youtu.be&t=7

  7. Walt (Elias) Disney, 29 Ocak 1920'de haftada 40 dolar karsiliginda Kansas City Slide Co.'da cizer olarak calismaya basladi.




  8. Amerikali roman yazari Robert Crichton'in dogum yildonumu (29 Ocak 1925)

    "Bazi amaclar icin acinin dogurdugu gucluk; sonunda kendi kendini yenilgiye ugratmasi, aciyi ceken insan tarafindan hissedilse ve anlasilsa bile artik ne vucudun ne de duyularin tepki gosteremeyecegi bir noktaya ulasmasidir." Kasabanin Sirri



    "The difficulty with pain, for certain purposes, is that in the end it reaches a point at which it defeats itself, where even if it might be felt and understood by the person who is receiving it, the body can no longer respond to it, or the senses either."




    "O anda mutluydum. Neden oldugunu bilmiyorum ama, bu bazen bana hayatimin en mutlu aniymis gibi gelir. Baska zamanlar bunu en mutsuz anim olarak gorurum, cunku bu beni kendimden belki de ebediyen kopardi."



    "I was happy at that time, sometimes it seems to me like the happiest moment of my life and I don't know why. At other times I see it as the saddest, because it cut me loose from myself, perhaps forever."

Sayfa 5414/7020 İlkİlk ... 441449145314536454045412541354145415541654245464551459146414 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •