Hocam BES nız hangi şirkette , gram altın fonu her şirkette yok.
Printable View
Hocam BES nız hangi şirkette , gram altın fonu her şirkette yok.
Katılıyorum, hisseler arası dağılım kadar bir üst klasmanda hisse döviz altın bono vb arasındaki dağılım da önemli.
Tabi burada yatırımın bir zanaat olduğu gerçeği var, her yiğidin de bir yoğurt yiyişi var galiba.
[device_name] cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
allianz ve vakıf emeklilikle çalıştım...her ikisinde de gram altın fonu var...olmayan yoktur sanırım, bu kadar temel bir fon yoksa kurumu değiştirin bence. (allianz: amz; vakıf emeklilik: vga)
belki vardır da, açık açık yazmadığı için bulamamış da olabilirsiniz.
bu işe yeni yeni gönül veren genç arkadaşlar, tüm tasarruflarıyla hisse biriktirerek başlayabilirler...ama portföy büyüklüğü belli bir rakama geldikten sonra, emekliliğe de yaklaşmışsanız, portföyü mutlaka çok iyi yönetmeli ve çeşitlendirmelisiniz...tüm varlığı 1 milyon tl olan adam, tüm varlığını hisse senedinde tutuyor ve yaşı da 40 üzeri ise...BENCE yanlış yapıyordur, ama dediğin gibi tercihlere saydı da duyuyoruz.
100% hissede 40-50'li yaşlarda tam temettü emeklisi oluyorum veya finansal bağımsızlığı kazanıyorum derken yaşanan bir ekonomik kriz oldukça acı verici olabilir gerçekten..
Ben kendi adına şu anda da bu çeşitlendirmeyi yapıyorum ve gerekli görüyorum.
Her ay ufak ufak alıyorum belli şeyleri :)
[device_name] cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Hocam kitabıda mevcut. Tavsiye ederim okumak isteyenlere..
http://www.dr.com.tr/Kitap/Marshmall...=0000000722390
İki seçeneğin var:
Bunu ister şimdi ye ister biraz bekle ve bir tane daha kazan!
Sizce bu teste tabi tutulan çocukların, verdikleri karara göre gelecekteki yaşamları nasıl olacak? Hazzı erteleyen mi başarılı olacak, yoksa arzusunu hemen yerine getiren mi?
Ünlü psikolog Walter Mischel'in çok ses getiren Marshmallow Testi, psikoloji tarihinin en meşhur deneylerinden biridir ve hazzı erteleme becerisinin tatmin edici bir yaşam için büyük önem taşıdığını ortaya koymuştur. Başka bir tabirle otokontrol, sadece okulda daha yüksek notlar almamızı, sosyal ve bilişsel işlevlerimizin daha iyi olmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda stresi yönetmemize, hedeflerimizin peşinden gitmemize ve bize acı veren duygularla daha iyi baş etmemize yardımcı olur. Peki irade gücü doğuştan mı gelir, yoksa sonradan da kazanılabilir mi?
Mischel bu çığır açan kitabında onlarca yıllık araştırmalarından ve kişisel tecrübelerinden yola çıkarak irade gücünün doğasını masaya yatırıyor. Bu gücü mümkün kılan bilişsel becerileri ve zihin mekanizmalarını tespit ediyor ve önemli kararlar alırken, kilo vermeye çalışırken, sigarayı bırakırken, ayrılık acısıyla savaşırken ya da emeklilik planları yaparken onlardan nasıl faydalanabileceğimizi gösteriyor. Marshmallow Testi, kişiliğinize ve potansiyelinize bakış açınızı kökünden değiştirecek.
"Bu kitap insanı öyle bir içine çekiyor ki okurken hiç otokontrol uygulayamadım, ta ki otokontrol becerilerimi geliştirebileceğimi öğrenene kadar… İşte o zaman şekerleme cennetine girdim. Merak uyandırıcı, eğlenceli, anlaşılır ve canlı. Üstelik kapsamlı araştırmalara dayanıyor. Gerçekten bayıldım." -Alan Alda-
"Çağımızın en önemli psikologlarından biri olan Walter Mischel bize otokontrolün güçlendirilebileceği mesajını veriyor ve bunu nasıl yapacağımızı anlatıyor."
-Carol S. Dweck, Psikoloji Profesörü-
"Mischel sinir bilimi ile genetik bilimi bulgularını harmanlayarak insan doğasını açıklıyor. Amacımız ister bireysel emeklilik planı yapmak, ister alkolü azaltmak, ister şekerlemeleri hayatımızdan tamamen çıkarmak olsun, bu kitap bize işe nereden başlamamız gerektiğini gösteriyor."
-Evening Standard-
"Konusu bilimsel bir çalışma olmasına rağmen sıcacık bir dille kaleme alınmış olan bu kitap meğer sadece küçük çocuklarla ilgili değilmiş, biz yetişkinlerin de hazzı erteleyemediği anlar oluyormuş. Marshmallow Testi insanı içine çekerek aydınlatan muazzam bir eser."
-Daniel Goleman-
"Bu başyapıt, davranışlarımızı şekillendirmek için verdiğimiz mücadeleyi ve bu mücadelede nasıl daha başarılı olabileceğimizi mercek altına alıyor."
-David Laibson-
"En önemli beş psikoloji kitabından biri."
-Independent on Sunday-
"Marshmallow Testi sonucu yapılan keşifler üst üste eklendiğinde psikoloji tarihindeki en verimli araştırma hikâyelerinden biri ortaya çıkıyor."
-Daniel Kahneman-
"İşte hepimizin uzun süredir beklediği kitap." -Angela Lee Duckworth, Pennsylvania Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi-
"Bu harika kitap hem çok farklı hem de baştan sona özenle kaleme alınmış. Walter Mischel'in değindiği konular bilişsel bilimden sinir bilimine kadar uzanıyor ve kitap bir solukta bitiveriyor. Bilim ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Bravo!" -Eric R. Kandel, Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü Sahibi-
"Walter Mischel yirminci yüzyılın en etkili psikologlarından biri, Marshmallow Testi sayesinde adı önümüzdeki yüzyılın en etkili psikologları arasında da anılacak."
-Steven Pinker-
"Dâhi bir araştırmacının yaptığı çalışmalara dair sürükleyici bir hikâye ve insanın yaşamını değiştirmesi için gerekenlerin reçetesi."
-Timothy Wilson-
"Zihin açıcı... Burada anlatılan tüm anekdotlar -pratik uygulamalara ilişkin koca bir bölümü saymıyorum bile- bize irade gücümüzü, potansiyelimizi zorlamadan nasıl azami düzeye çıkarabileceğimizi gösteriyor. İnsan olmak, iradeyle bocalamak demektir. Bu sürükleyici kitapta bilinçli kararlar vermeye teşvik ediliyoruz."
-Publishers Weekly-
"Mischel hatırı sayılır deneyimlerini diğer araştırmacıların bulgularıyla birleştirip irade gücünün doğasını ve nasıl geliştirilebileceğini keşfe çıkıyor. Kendimizi kontrol etme becerimizi etkileyen karmaşık sinirsel ve bilişsel mekanizmaları basit bir dille aktarıyor."
-Success-
"Sürükleyici ve tempolu… Bizi kendimizi kaybetmeye iten bütün unsurlara rağmen eylemin kontrolünün bireyde olduğunu ve zili çalıp çalmamaya bireyin karar verdiğini hatırlatan bir kitap. Sonuçta kontrol sizde."
-Wall Street Journal-
"Bu bir başyapıt… Dileriz ki bu kitap sayesinde Mischel de evlerde en az şekerlemeler kadar popüler olur."
-Times Higher Education-
"Etkileyici bir kitap… Yapılan en son araştırmalar hem akıcı hem de net bir dille açıklanıyor. Bu da okurların, dönemin en meşhur psikoloji deneylerinden birinin şaşırtıcı sonuçlarını anlamasına yardımcı oluyor."
-The Economist-
"Bu neşeli ve iyimser kitap, rahatlatıcı bir okuma deneyimi vadediyor. Önemli ve büyük oranda acısız bir değişim için gereken içgörünün anahtarını okura sunuyor."
-The Sunday Times-
Ben mesela sizin aksinize birikitirmeye karar verdiklerimi almıyorum, alacağım kadarki tasarrufumu yatırım hesabıma aktarıp bekliyorum.
Çünkü endeks için negativistim önümüzdeki dönem için, bakalım ne olacak...
Şöyle bir söz de hatırlıyorum:
"Kriz bekleyenler bir gün mutlaka haklı çıkar, ancak biz bu arada para kazanmaya devam ederiz" gibi bir laf etmiştii ünlü biri :oleyo:
Aldığım hisse harici araçlar sigorta nevinde zaten.
Sn. @Dudu paylaşmıştı, "time in the market better than timing the market" şeklinde. Ben de çok olumlu değilim ancak buna göre üst sınıfta dağılımı ayarlamaya çalışıyorum. Tabi birçok şey yaşanılarak öğreniliyor, o nedenle tecrübe edene kadar ne söylesek olmayacak çünkü o anın psikolojisi bambaşka.
[device_name] cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Öncelikle işveren katkılı bes imkanı olanlar hemen yaptırmalarını bende tavsiye ediyorum.
Portföyümü yabancı para cinsinden varlıklarda tutuyorum. Zira devlet emekli maaşını tl vereceği için tl’nin değer kaybında yedek güç olmasını istiyorum.
Altında alternatiflerden biri ancak kafamda şu soru var. Bu coin çılgınlığında hangi yatırım araçlarındaki para coine gitti. coin düşerse para altına gider mi ?
iPhone cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Peki,
Konuya tecrübeli büyüklerimiz yön vermeyince sanki biraz tekrara düştük ve hisse özelinde sorularda sıkıştık gibi gelmişti bana.
[device_name] cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Tecrübelilerin girmemesi yine tecrübeden kaynaklanıyor aslında :rules:
Çünkü bilirler ki başarılı olmuş her bir kişinin hikayesi farklıdır. Bu farklılıkta bir sürü sebebe dayanır. Başarıya giden tek bir yol yoktur. Yatırım işi insanoğlunun ortaya koyduğu matematik bilimi gibi kesinlik içeren bir şey değildir ki o matematik bilimi bile bazı noktalarda çöker. Daha basitçe, yatırım işinde 2X2 hep 4 eder gibi bir kesinlik yok maalesef.
Şu an yazarı aklıma gelmiyor ama kendisi de yatırımcı olan bir kişi, dünyanın en büyük yatırımcıları ile görüşüyor, ortak bir yatırım stratejisi ortaya çıkar mı diye. Bunu kitabında aktarmak istiyor. Ve sonuçta, bu dünyanın en büyük yatırımcısı olan kişilerin her birisinin birbirinden çok farklı stratejiler izlediği hatta bazılarının birbirine %180 derece zıtlık gösterdiği ortaya çıkıyor.
Gençlere söylenebilecek en önemli şey şu; önce kendinizi tanıyın, sadece kendinizi değil eşinizi ve çocuklarınızıda işin içine katın, neyi tolere edebileceğinizi nereye kadar sabırlı olduğunuzu, ekonomik gerçeklerinizi, yükümlülüklerinizi, gelir kaynaklarınızın ve giderlerinizin muhasebesini, gelecekte neyi amaçladığınızı vb. gibi konularda yalın, abartıdan uzak bir iç değerlendirme yapın.
Sonrada kendilerine benzer koşullarda yola çıkmış bir deneyimli(başarılı veya başarısız)kişiler bulup onun ne yaptığını araştırmalarını tavsiye ederim. Başarısız ilede konuşun ki ne yapmamanız gerektiğini öğrenin. Gerçi bizim ülkede herkes acaip başarılı :yahoo: ama belki şansınız yaver gider, dürüst, açık sözlü birisine denk gelirsiniz.
Başarıya giden tek bir yol olmadığını ve her hastalığa iyi gelen bir ilaç olmadığını bildiğimize göre, tecrübelilerin göstereceği bir sürü yolda birbiri ile çatışacak ve henüz yolun başında olanların kafasını karıştıracaktır.
Örneğin ben şimdi desem ki, teknik analizle uğraşmayın boş iş, geminin arkasındaki köpükler her zaman geminin gideceği yönü göstermeyebilir. Bir başka tecrübelide çıkıp tam tersini söyleyebilir, Ed Saykota örneğini verebilir. Ve haklıda olur.
Trade'den voleyi vurmuş birisine uzun vadeyi anlatmanda mümkün değildir.
Ben kendimle ilgili olarak, hem iş geçmişimi hem aile yapımı hemde yatırım anlamındaki felsefemi zaten anlattım. BES ile ilgili düşüncelerimide aktardım.
Ancak zaman zaman forumda kullanılan uslup benim yaşımda birisinin kaldıramıyacağı kadar çirkinleştiği için artık çok fazla yazmıyorum.
Sevgilerimle
Uslubu boşverin sayın ctuğrul siz cevap vermezsiniz olur biter.Genç değilim tabi ,tecrübem de az değildir.Ama sizin yazılarınızdan ben çok yararlandım.Sıkça ve bolca yazın.Geminin yönü ve arkasındaki köpük benzetmesi bile tek başına o kadar çok şeyi özetledi ki takdir yazısı yazmaktan kendimi alamadım.Düşüncelerinizi paylaşmamakla kurtlar sofrası olan finansal piyasalarda kendine bir gelecek güvencesi sağlamaya çalışan pek çok genç arkadaşımıza haksızlık etmiş olursunuz.Burası net ortamı kötü söz sahibini bağlar deyip densizlere cevap vermezsiniz olur biter
Sn Ctugrul teşekkür ederim.
Kitabın ismi Market Wizards olabilir mi acaba?
Bu konudaki fikirlerinize katılıyorum, bu iş bir nevi sanat belki de ancak bu konuda biraz daha belli odakta kişiler toplandığı için heterojenlik nispeten az veya uzun vadede düşmesini bekleyebilirz sanırım.
Üslup ve farklı tarzlar konusunda da çekincelerinizi anlıyorum ve katılıyorum; sizin durumunuzda olsam ben de belki yazmamayı seçerdim. Ancak şu anda da okuduğum her mesajınızdan faydalanmış bir genç olarak da yazmanızı isterim tabi.. :)
Saygılarımla.
Sayın Ctuğrul, bende birçok sayfadaki uslup seviyesinden rahatsızım, ancak cauti beyin açtığı bu pencerede saygı temelli tecrübe paylaşımı, bi anlamda mentorluk yapan sizlerin varlığı değerli.
Bir toplumun en önemli çarpanlarından birisi nitelikli insan gücü. Nitelikli insanlar ve birikimleri saygısızlık ve seviyesizliğe kurban gitmemeli.
Keyifle, ilgiyle okuyoruz..
Saygılar.
Güzel sözleriniz için teşekkür ederim arkadaşlar.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
hocam marshall testi için size sormak istediğim hisseler var özellikle tskb gibi sürekli bedelsiz veren bir hisseden 100 bin lot alım yapsak ve yıllar yılı beklesek bizim yüzümüzü güldürür mü . hisse sayımız 1 milyona ulaşınca elimize geçen bedelsiz artı temettülerimizi bir güzel yesek nasıl olur ? tskb için sn dudu ve sn cau üstatlarımız ne der ?
E şıkkı hiçbiri
Başarı genlerden gelir
Sonradan bunu tercih ettim şöyle erteledim safiyane uydurmadir
Zamanın biri vezirle padişah iddialasir
Vezir der eğitim
Sultan der gen
Bi test edek
Kediyi süper yetistirirler
Kedi elinde tepsi çayları süzülerektene sultana gotururken
Sultan sağdan soldan birer fare salar
Kırar tepsiyi kedi
Dimekki bu tarz kitaplar fosarya
Eskiden abiler derdi
Çok aganigiylen çok velet çıkmaz deye bu da ikinci örnek
Kitap okumaan forum yeterli
piyasada işler her geçen gün daha da kötüye gidiyor, çalışma şartları kötüleşiyor.
uzun süredir hantallığı ile nam samış bir Alman şirketinde çalışıyorum, son iki yılda işler o kadar değişti ki 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
örneğin bugün normalde mesai yok ama Skype a bakınca birkaç kişinin aktif olduğunu görüyorum (ben de dahil) bir de tabii aktif olmadan çalışanlar var.
olası tüm terfi pozisyonlarına, bekar olan bıraksan günde 15 saat çalışabilecek kişiler atanıyor (genellikle bekar kadın)
insanların bırakın hobileri, aileleri ile bile ilgilenebilecek vakti kalmıyor.
filmlerde gördüğümüz işkolik ruh hastası tipler birkaç yıla komple etrafımızı saracak.
amerikan filmlerinde gördüğümüz garip tipler maalesef artık gerçeğimiz olmak üzere.
bu noktada gelecek için yatırım her geçen gün daha hayati oluyor.
bizden geçti ama oğlumun bu saçmalıklar ile uğraşmasını istemiyorum.
ne gerekiyorsa yapacağım.
Bunlar beyaz yakanın iyi günleri...Benzer kötüleşmeyi kendi çalıştığım dönemde de ben yaşadım..19 seneye yakın ayni firmada çalışınca bu değişimi çok daha net görüyorsun...Dediğin gibi, zeki-hırslı-bekar 40 ını geçen kadınlar kapitalist köle düzeni için biçilmiş kaftan...bir yaştan sonra bu kadınlar için hayat=iş oluyor...üstelik üst baş, makyaj vs tüketim için de biçilmiş kaftan oluyor.
Bir de kısır döngüye dikkat çekmek istiyorum...tüm dünyada parasal gevşeme adı altınımda sisteme beleş para enjekte ediliyor...ve bu para zenginin servetine servet eklemek dışında bir işe yaramıyor...çalışan kesimin gsmh den aldığı pay 1950 lerden bu yana en duşuk seviyelerde...üstelik bu durum sadece biz de değil başta Amerika olmak üzere kapitalist sistemin geçerli olduğu hemen her ülkede böyle.
İşin trajikomik kısmı şu...fed diyor ki enflasyon artsa bile önemli olan ücret enflasyonu, o artmadıkça bol parayı azaltmam...siz patron olsanız, çalışanınıza az zam yapmak için elinizden geleni yapmaz mısınız? Böylece köle düzeni devam eder gider...birileri servetlerine servet ekler bilgilerini emeklerini satanlar her geçen gün daha zor şartlarda yaşamaya çalışır.
Şirketlerde kraldan çok kralcı orta kademe yöneticler var. Bir tanesi yakın arkadaşım..Dedim ki, çalışanlara bu kadar baskı yapıp hayatlarını zehir ediyorsunuz. Çoğunun da psikolojisi bozuk. Zaten beyaz yaka dediğin kesim, ailenin iyi huylu çocuğu, kavgayla gürültüyle işi olmaz...vergisini tam ve zamanında öder...kimseyle didişmez..çalışanın biri bir gün tırlatacak, şirkette salonun ortasında kafayı yöneticisine koyacak, sonra tekme tokat girişecek...tamam belki iş yerinde son günü olacak, ama kendiyle beraber bir yöneticiyi de pert edecek...o yönetici zaten o şirkette bir daha kolay kolay barınamaz, alay konusu olur...söyle yönetici arkadaşlarına, bu piyangonun çıktığı kişi olmamak için fazla eziyet etmesinler, kişilik haklarına tecavüz etmesinler.
Eskiden, şirket sahibi-patron vs olmadan da orta-üst seviye yönetici beyaz yaka kesim, patron gibi yaşardı...ben de biraz kıl olurdum, ama artık acıyorum bu kesime, bence çoğusu da acınacak durumda olduklarının farkındalar..bir tuzaktalar, farkındalar, ama kurtulamıyorlar.
Cevap alabilir miyim bilemiyorum ama bloomberg yada reuters terminal kullanan varsa bana ulaşabilir mi? Danışmak istediğim konuyu da yazayım belki konuya vakıf arkadaşlar vardır. Bovespa ve nikkei 225 endekslerine kote birkaç hissenin 1980'den günümüze veya 2000'den günümüze kadar temettü ve sermaye arttırımları eklenmiş olarak getiri grafiğine ihtiyacım var. Yardımcı olabilecek var ise çok makbule geçer.
Ustad mustad degilim.
Ustad diye gecinenlerin, tabii zamaninda benim de, egosunu piyasanin nasil bir anda sondurdugunu bir kac kere gordum.
Basit bir temettu emeklisiyim.
Sihirli formul filan yok, beklemeyin.
Varsa da ben bilmiyorum.
Calisin, kazanin, tasarruf edin ve yatirim yapin.
Hepsi bu.
Bu kadar basit.
Zaman faktorunu gozardi etmeyin.
En buyuk iki yardimciniz zaman ve sabir, bunu hic aklinizdan cikartmayin.
Syg,
Türkiye'nin sayılı şirketlerinin birinde üst düzey yönetici olarak çalışıyorum. Kendi yaşam tecrübenizi tüm şirketlerin gerçeği olarak yansıtmanız doğru değil. Belli ki yarım kalan bir hesaplaşmanız var ama burayı okuyan genç arkadaşların iş hayatının ve yöneticiliğin o kadar da kötü olmadığını bilmesi gerekiyor.
Öncelikle büyük şirketlerde orta-üst düzey yöneticiler iyi kazanırlar. Alınan ikramiyelerle birlikte tüm harcamalar sonrası çok ciddi miktarda bir parayı biriktirebilirsiniz. Bunun aksini iddia edenler ya doğru şirkette çalışmıyordur ya da gerekli kalifikasyonlara sahip değildir. Ayrıca özel sağlık sigortası, sekreter, şahsa tahsis araba, emeklilik fonuna şirket desteği gibi çok ciddi yan hakkarı vardır.
İyi yöneticiler olduğu gibi çalışanı ezen ve hakkını yiyen yöneticiler de vardır. Ancak bu tarz yöneticiler iyi şirketlerde uzun süre barınamazlar. Çünkü bu tarz yöneticiler adam yetiştirmedikleri için iyi şirketlerde farkedilir ve ayıklanırlar. Ayrıca iyi şirketler devamlı 360 derece değerlendirmeler (yöneticinin temas ettiği tüm kişilerden geri bildirim alınması) yaparak yöneticilerini takip eder. Şirketiniz bu tarz bir şirket değilse beyaz yaka olarak kendinizi geliştirmenizi ve iyi bir şirkete geçmenizi öneririm.
Özel şirketler elbette insan kaynağını en ucuza temin etmek ister. Bu eskiden de böyleydi, şimdi de böyle, ileride de böyle olacak. Ancak bizler beyaz yakalı çalışanlar olarak kendimizi geliştirerek ve farklılaşarak, yani çalıştığımız şirkete farklı şekillerde katma değer sağlayarak (yönetsel veya uzmanlık olarak) kazancımızı arttırabiliriz. Eğer çalıştığınız şirkette girdiğiniz günden beri aynı işi yapıyorsanız elbette 40-50 yaşına geldiğinizde korkmalısınız. Çünkü aynı işi daha ucuza ve daha hızlı yapacak kişilerin gelmesiyle rekabet sizi eleyecektir. Böyle bir durumda sorgulayacağınız taraf şirketiniz değil kendiniz olmalısınız. Eğer ben kendimi geliştirmek istemiyorum ama iş güvencem olsun diyorsanız kamu size daha uygun olacaktır.
Özetle özel sektörde beyaz yakalı çalışan olmak kendini geliştirerek farklılaşanlar için her zaman fırsatların olduğu bir alandır. Kendini geliştirmeden yerinde sayanlar ise rekabet tarafından orta uzun vadede ayıklanacaklardır. Umarım iş hayatına yeni başlayan arkadaşlar için bu yazdıklarım faydalı olur.
Anlayamadığım bi konu var yardımcı olabilirseniz sevinirim.
Nakit temettü verilmesi şirketten çıkış olması nedeniyle hisse fiyatını aynı oranda düşürür deniyor,
aynı şekilde bedelsiz sermaye artırımı da hisse fiyatında aynı oranda düşüş gerektiriyor.
Ben temettü ve bedelsiz tarihlerine baktığımda grafiklerde bu düşüşleri göremiyorum hatta aynı kaldığı ya da yükseldiği olmuş.
Grafiklerde düzeltme mi yapılıyor yoksa piyasa bu düşüşleri absorbe edecek şekilde alıma mı geçiyor.
Bir de pratikte bedelsiz artırımın şirkete çeşitli faydaları varmış okuduğum kadarıyla ancak hisse sahibine (şirketin kendine sağladığı faydaların hisse sahiplerine sağlayacağı dolaylı etkisi dışında) faydasını kısaca açıklayabilir misiniz?
Sahip olunan hisse sayısının artması müteakip dönemde alınacak temettü miktarını artırır deniyor. Bence artırmaz... Burasını da anlayamadım.
Teşekkürler.
++++Dediklerinize birebir katılıyorum. Tahminimce S......... isimli şirkette çalışıyorsunuz [emoji4]
SM-N920C cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
sn. whale,
sn. cautionary nin yazısını alıntılamış olsanızda konuyu açan kişi olarak birkaç birşey yazma ihtiyacı hisseetim.
öncelikle burada vurgulanan konu iş özel hayat dengesini neredeyse ortadan kalkması haftalık 40 saat olan çalışma saatinin pratikte 60 a dayanmasıdır
peki insanlar niye 60 saat çalışıyor kendilerini heyecanlandıran şirketlerini fezaya çıkaracak projeler için mi?
Tabii ki hayır, yapılan büyük oranda amelasyon veya ego sahibi bir yöneticiden laf duymamak için aynı işin kırk şekilde incelenmesinden ibaret.
360 derece masalınızı da pratikte uygulayan falan yok kusura bakmayın.
tabii ki iyi kurumlar iyi yöneticiler vardır ama sayıları süratle azalıyor, zira yönetici dediğim adam da bir üstünün izin verdiği ölçüde iyi olabilir. bir üstü haftalık 300 adam saatlik iş beklerken kimse 200 saatlik iş yapamaz.
Sn. ALCE,
Türkiye'de ve Dünya'da veri ekranlarının büyük bir kısmı fiyatları düzeltilmiş (temettü ve bölünmelerden arındırılmış) gösterir. Burada amaç; teknik analiz yapılırken, temettüsü ve bölünmesi olmayan senetleri de eşit şartlarda değerlendirmeye imkan tanımaktır.
Google finans, Yahoo finans gibi kaynaklarda ise kısmi yada tamamen düzeltilmemiş fiyatları bulabilirsiniz.
Sahip olunan hisse sayısının alınacak temettüyü (oranı değil) doğrudan etkilemesi gayet doğal. Bedelsiz,bedelli yada temettü ile bir şekilde artan hisse sayısı aynı oranda daha fazla temettü geliri demektir.
Not: Son sorunuzu yanlış anladıysam kusura bakmayın lütfen.
Yazdıklarıma neden bu kadar tepki gösterdiniz ki? Siz iyi bir yönetici iseniz, sayınız azalıyor diyorum işte. Ayrıca büyük bir şirkette orta üst düzey bir yönetici ne kadar kazanıyor biliyorum yaklaşık olarak, Allah daha çok versin. İnanın gözüm yok, hatta daha çok kazanmalısınız diyorum işte. Zaten 19 yıl ayni şirkette uzman seviyesinde çalışan biri olarak benim de imkankarim( maaş, ikramiye, yan haklar) oldukça tatminkardı...buna rağmen kendi isteğimle işten ayrıldım ve yeni bir başlangıç yaptım.
Mevzu şahsi durumlarımız değil zaten...genel gidişattan bahsediyoruz, ve her sene beyaz yakanın işi zorlaşıyor diyoruz...birkaç istisna sektör olabilir..ama mesela bir bankacı şube müdürü, neredeyse 18 sene önceki parayı alıyor... Telekom sektöründe uzman maaşları dolar bazında yarıya indi 5 senede, şu an belli bir iş karşılığında 100 tl alan uzmanın yaptığı işi 10 sene sonra uzman olacak genç arkadaş yine 100 tl ye yapacak, ama alım gücü yarıya inecek maalesef...gidişat böyle işte.
@whale,
Aklıma gelmişken bir soru sorayım..beyaz yaka dünyasında alınan maaş söylenmez, ama işe aldığınız gençlerin maaşını söyleyebilirsiniz sanırım..,itü, otdu, Boğaziçi gibi kalbur üstü uni lerden mezun, iyi derece İng. bilen yeni bir mezuna ikramiye, yıl sonu primi vs hepsi dahil, net olarak kaç tl veriyorsunuz( ortalama soruyorum, ve tabii ki brüt ücret politikası nedeniyle vergi sistemi kaynaklı net ücret ilerleyen aylarda düşecektir...ben işte bunun aylık ortalamasını soruyorum).
Bir de bu yeni parlak gelecegin direktör adaylarına yıllık % kaç maaş artışı veriyorsunuz.
Fiyatlar tüm grafik boyunca kaydırılır yani geçmiş değerlerden de aynı oranda düşer. İkinci sorunuz için bedelsiz temettü oranını artırmaz. Bedelsiz öncesinde 100 birim kar olsun ve tamamı dağıtılsın 10 birim de sermaye olsun siz %10 ortak olduğunuzda hisse başına 10 birim kar düşeceğinden siz 100 birimden 10 birim pay alırsınız. Karlılık aynıyken bedelsiz sonrası sermaye 100 birime çıkarsa sizin alacağınız kar payı bu kez hisse başına 1 birim olur ve 10 hisseniz olacağı için yine 10 birim kar payı alırsınız. Çünkü şirketteki pay oranınız değişmez. Bedelsiz konusunda çok fazla bilgi kirliliği ve yanlış anlaşılma var maalesef bu konuyu ayrıntılı olarak ele almak lazım geniş bir zamanda.
Sistemi yönetenler birey değil köle istiyor.Gidişatı da allem kallem o şekilde kurgulayacaklar.Görebildiğim kadarıyla pek bir istisna meslek grubu falan da olmayacak.Önümüzdeki 5 6 yıl hem ülkemiz hem dünya için kayıp yıllar olacak.Şu anda maaşı enflasyona göre veya dolara göre artan bir grup göremiyorum.E emlaktaki çöküşte başladığına göre ülkemizdeki kolay yolla havadan para kazanma işi de bitti demektir.Bakın sistem o kadar zorladı para o kadar azaldı ki hemen hemen tümü kendi yandaşları olan 50 000 taşeronu bir kalemde çizdi hükümet.Beyaz yaka veya renk tayfının herhangi bir skalasında olan tüm orta ve orta alt kesim kendilerini skalanın 2 basamak altında bulacak.Allahtan sosyal dokumuz insani değerlerimiz hala batıya göre daha insani de evsiz falan pek sokaklarda amerika gibi değil.İmkanı olan bizde yakınının sokakta yaşamasına izin vermez.Bu forumun tüm bu bilgilerin ışığı altında çok önemli bir sosyal görev gördüğüne inanıyorum.Yaşı genç arkadaşların defalarca okuması gerekn bir forum olduğuna inanıyorum.Saygılar ,sevgiler arkadaşlar.
sistem öyle bir ayarlanıyor ki istisna meslekler anında istisna olmaktan çıkıyor...
Misal 80 lerin sonu 90 ların başında özel banka ve finans kurumları deli gibi açılıp da işletme- iktisatçıya ciddi maaş vermek durumunda kalınca suyun başını tutanlar dağa taşa iibf açtırdı... gelişmiş bi ülkede ekonomi, finans falan okuyorum desen millet vayy diyor... burda açıköğretim gözüyle bakıyor...
Sonra gerek sistem değişikliği gerek dersane ve özel okulların artması ile öğretmen açığı artınca her taraf eğitim fakültesi doldu. 2 yıllık okul mezunlarına bile öğretmen diploması verildi...
Son olarak özel hastanelet mantar gibi çoğalmaya başlayıp da sağlık personeli ihtiyacı artınca özel sağlık meslek liseleri patladı. İş garantili okul diye başlayan pekçok kişi okul bitince açıkta kaldı...
Şimdi revaçta olan işverene en fazla maliyeti olan elemanlar yazılımcılar... her tarafta da lisanslı-lisanssız yazılım uzmanı (!) yetiştiriliyor...
SM-A710F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Teşekkür ederim cevapladığınız için.
Biraz daha araştırınca grafiklerin düzeltildiğini öğrenmiştim.
Son bölümde şunu anlamak istedim.
Bedelsiz bölünme ile daha fazla hisse sayısına sahip olunmakla beraber toplam portföy değerinde bir artış olmuyor.
Sadece elinizdeki sayısı artırıldığı oranda fiyatı düşürülmüş hisse oluyor.
Bu elinde hisse olan herkes için geçerli olduğuna göre alınan ilave hisse bir sonraki dönemde dağıtılan nakit temettünün hisse başına pay edilmesi nedeniyle değişen bir şey olmuyor.
Bedelsiz de alınan hisselerin ne gibi bir faydası olduğunu anlayamıyorum.
Örneklendireyim.
2025 yılında 100 milyon TL nakit temettüyü 100 milyon hisseye dağıttıktan sonra %100 bedelsiz bölünen bir kağıt 200 milyon hisseye ulaşır.
2026 yılında yine 100 milyon TL temettü dağıtsa değişen bir şey olmuyor.
Aldığım hisse başına temettü yarı yarıya düşer ama elimdeki hisse sayısı 2 misli olduğu için aldığım temettü aynı olur.
Bedelsiz verilmesinin şirketin kullanamadığı kaynaklarını, bir bakıma aslında nakit temettü olarak dağıtmak istemediği karını sermayeye katmasından ibaret olduğunu düşünüyorum.
Bunun yatırımcılar için cazibesini (şirketin kendini güçlendirmek, iyi beslenmek, yapısal sağlamlığını artırmak vb. dışında), doğrudan yatırımcıya getirisini açıklayan olursa aydınlanmış olurum.
Teşekkürler.
Teşekkür ederim.
Bilgi kirliliği olduğuna bende katılıyorum.
Bu bedelsiz konusunda benim kaçırdığım bişey mi var diye araştırıyorum, okuyorum.
Bedelsiz verecek, verdi, her zaman veriyor diye bir hisseye hücum edilmesini anlamaya çalışıyorum.
Yatırımcılar için tamamen psikolojik olduğuna inanmak istemiyorum.
Bu kadar gözü kapalı olamaz diyorum piyasa için.
Var bi bildikleri ve onu bulmalıyım diyorum.
Ama henüz bulamadım.
Saygılar..
sn alce,
gayet güzel araştırıp, anlayıp ve hatta anlatmışsınız. bedelsiz sermaye artırımları yatırımcı açısından fiyat/ucuzluk algısı/psikoloji vs (artık adına ne diyeceksek) dışında çok fark yaratacak bir durum değil. basit bir muhasebeleştirme işi. ama sonuçta borsa yoğunluklu olarak bir algı meselesi.
şurada bu konuyla ilgili güzel bir özet var.
http://www.gazetevatan.com/ali-agaog...-yukselir-mi-/
https://i.hizliresim.com/LbPyNG.jpg
iyi pazarlar. :rules:
Sistem, beyaz yaka veya kendi işini yapan, her ne kategoride olursanız olun, sizin talep ve ihtiyaçlarınıza cevap vermek için dizayn edilmiyor zaten. Önce bunu bir anlamamız lazım. Her ne kadar bu başlık maaşlı çalışanları hedeflesede, başka şekilde hayatını idame ettirmeye çalışanlarında durumu farklı değil. 30 sene önce ticaret yapan adamda gelişmelerden şikayetçi.
O yüzden diyoruz ya musluklar akarken, bidonları mümkün mertebe doldurun diye. Gençken katlanabileceğiniz şeylere yaş ilerleyince katlanamazsınız.
Bu işin öyle bir magic formülü filan yok. Eğer aileden para gelen, veya kanunsuz işlere bulaşan veya suyun başını bir şekilde tutan birisi değilseniz. Eğer milyonlarca, alın teri ile bir şeyler yapmaya çalışan ortalama kişiden birisi iseniz, sabırla biriktireceksiniz, lükse ve gereksiz harcamaya girmeyeceksiniz. Kendinize pasif gelir kaynağı yaratacaksınız. Borsa olur, BES olur, kira geliri olur, artık neyse, bir pasif gelir işte.
Öyle grafiklerde, tv’deki sözde uzmanlarda aramayın çözümü. Çözüm sizsiniz. Kendinizi disipline sokacaksınız.
E ben yapamıyorum! Sen yapamıyorsan, bunu kimse senin için yapmayacak boşa bekleme!
Benim yaşım 50 ben ne yapayım, zamanım kalmadı emeklilik geldi çattı birikim yok, o yok bu yok, artık gelirde yok.
Sana geçmiş olsun arkadaş. Senin için yapacak bi şey yok. Git ganyan oyna piyango çek. Belki şansın daha yüksek olur.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Bir çok yatırımcının finansal okur yazarlığı hakkında hayal kırıklığı yaşamaya başladım.
Sizlerde okuyor olmalısınız,
10000 lotum 5 yılda 50000 lot olur sırtım yere gelmez diyenler var.
Bedelsizlerimi alırım keyfime bakarım mealinde yazılar var.
Ama içi boş...
Anlaşılan, genç arkadaşlarım okuduğunuzu akıl süzgecinizden geçirmeden mutlak doğru kabul etmeyin.
Tek gerçek nakit temettüdür. O da şirketin faaliyetlerinden elde ettiği karını ortaklarıyla paylaşmasıdır.
Tercihen yenebilir, birikime eklenebilir. Cebe giren somut bir getiridir.
Bu kültürü geleneği dürüstlüğü haiz şirketler dışında uzun vade yatırımı yapmak arzu edilen finansal özgürlüğe götürmeyebilir.
Konjonktürel olarak daha yüksek getiri elde edilebilir ama uzun vade biriktirme stratejisine uygun değil bence.
İyi pazarlar.