Herkes parasını bankadan çekmek istese bırakalım dövizi,bankalar TL olarak bile karşılayamaz.Bankalar mevduatları kasada tutmuyor,onların bankaya bir maliyeti var.Banka bu parayı bir yerlere plase etmek zorunda.Genellikle kredi olarak plase ediyor,bir miktar da menkul kıymet alıyor,dövizin bir miktarını ise swap yoluyla merkez bankasına borç veriyor,bir miktarını da zorunlu karşılık olarak.Bankalar verdikleri kredileri geri çağırma hakkına sahipler ama o döviz kredileri çoktan ithalata ve yatırım harcamalarına gitmiştir,şirketler genellikle kredilerin sadece faizini ödeyip borçlarını çeviriyorlar.Menkul kıymetleri ise bütün bankalar aynı anda nakde çevirmeye çalışırlarsa değerleri düşer,alıcı çıkmaz.Merkez bankasına verilen borçlarda ise, merkez bankasının rezerv durumu malum.
Bankaların kasasında 7 Haziran itibariyle 9.139 milyar dolar nakit döviz var,ayrıca veriler gecikmeli geldiği için güncel rakamı bilmiyorum ama muhabir bankalar nezdinde de bankaların 16 milyar dolar civarında dövizleri var.Bankalar mudilerin nakit döviz talebi olduğunda 25-26 milyar dolar civarında döviz talebini hemen karşılayabilirler.Fazlası için eurobondlarını bozdurmaları,merkez bankasına swap yoluyla verdikleri dövizleri ve zorunlu karşılıklarını geri almaları,döviz kredilerini geri çağırmaları gerekiyor.(7 Haziran itibariyle döviz mevduatların toplamı:203.827 milyar dolar;döviz kredileri toplamı:128.604 milyar dolar)
Döviz büfelerine alış-satış makasını açmaları talimatı verilirse ,işlemler kayıt dışına kayar.İşlem hacmi çok yüksek olduğu için ,küçük marjlardan bile çok yüksek kazançlar elde edilebiliyor.En düşük marjla işlem yapan en yüksek ciroyu ve kazancı sağlar.Ortadoğu ve latin amerika ülkelerinde işlerin böyle yürüdüğü bilinen örnekler.
Yer İmleri