https://www.resmigazete.gov.tr/eskil...0210320-50.pdf
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çok yakın olan ve daha önce uzun süre bakanlık ve tepe bürokrasisinde de görev yapmış,siyasi kişiliği de bulunan Merkez Bankası başkanı Naci Ağbal'ın görevden alınması benim için tam bir sürpriz oldu.Gerçi AKP'nin haber bülteni olarak yayın yapan Sabah ve Yeni Şafak gazetelerinden bu yönde bazı sinyaller gelmişti ama doğrusu hiç ihtimal vermemiştim.
Atanan yeni merkez bankası başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun özgeçmiş'ine baktığımızda ülkemizin -göreceli- iyi eğitim veren üniversitelerinden birinde eğitim görmemiş,bu görev için yeterli donanımı yok gibi gözüküyor ayrıca eski AKP Bayburt milletvekili olarak siyasi bir kişiliği de var.
Link'teki yazıya baktığımızda:
-Ekonomiz'deki hastalık için yapılan teşhis doğru,"sıcak para " ile ekonomiyi döndürmeye çalışmak çok büyük stratejik hata ama ne derece doğru olduğunun tespiti için TUİK'in avrupa'nın Eurostat'ı,ABD'nin BLS'i gibi bağımsız olması,herkes tarafında itimat edilen yeterli liyakata sahip bir yönetime sahip olması,yayınlanan istatistiklerinin güvenilir olması gerekiyor.
-Fakat hastalığın çözümü konusunda aynı görüşte değiliz.Önceki sayfalarda bu konuda pek çok yazı yazdım,yazar çözümün yapısal reformlarıın yapılmamış olmasına bağlıyor,bu doğru bir tespit ama sadece ekonomi ile ilgili yapısal reformların yeterli olduğunu söylüyor,bu yanlış.
-Yazar "Türkiye'nin hukuk ve adalette sorunu bulunduğu, itibar ve güven sorunu olduğu, şeffaflık sorunu olduğu, insan hakları, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü gibi sorunlarının bulunduğu. Bunun yanında uluslararası ilişkilerimizin sıkıntılı olduğunu, bütün komşularımızla, AB ve ABD ile aramızda sorunlar yaşadığımızı hatta Rusya ile özellikle Suriye ve Libya'dan dolayı sıkıntılarımızın bulunduğunu belirttiler.
Ayrıca, bütçe açığı, dış borçların yüksekliği, enflasyon, cari açık, döviz ve altın rezervlerinin yetersizliği gibi sorunların varlığından bahsettiler.
Bu sorunların giderilmeden ülkemize sıcak para veya doğrudan yatırım olarak para gelmesinin zor olacağını yazıp çizdiler. Hatta bu sorunlar çözülmeden faiz artırılsa da kurun düşmeyeceğini iddia ettiler." yazmış. Ama "Öncelikle, yukarıdaki sorunlar bugünkü dünyada çoğu ülkenin yaşadığı ve içinde bulundukları sorunlardır. Ama bu ülkelerde yüksek faiz yok hatta negatif faiz var. Ayrıca bu ülkelere sermaye akışında da sorun yok." olarak görüş belirtmiş.
Yazar ile aynı görüşte değilim.Yukarıda kendisinin de yazdığı eksiklikler giderilmeden yurt dışından ne doğrudan yatırım gelir ne de içeride büyük ölçekli sermaye yatırımları yapılır.İçerideki birikimler döviz ve altın gibi defansif pozisyonlarda tutulmaya devam edilir.
-Bu düşünce yapısındaki bir merkez bankası başkanının göreve gelmesiyle,Kasım ayından bu yana giriş yapan "sıcak para",Pazartesinden itibaren hızlı bir çıkış yapmaya başlayacaktır.Özellikle gecelik faizde duran 14 milyar dolar hızla çıkacaktır.Bu durumda ilk aşamada Pazartesi günü muhtemelen
dolarda 8'li seviyeleri görmek sürpriz olmayacak,sonrasında daha yüksek seviyeler de radara girecek muhtemelen.Bu konuda merkez bankası nasıl bir strateji uygulayacak, izleyeceğiz.
Yer İmleri