zannımca Aronofsky'nin başyapıtı Pi'dir..
bir sanatçının daha yolun başında, hani neredeyse ilk adımında çıtayı bulutların arasında bir yere çekmesi belki de artık hiç peşini bırakmayacak olan lanetlenmekle eşdeğer bir beklenti yaratıyor takipçileri üzerinde.. bu beklenmedik kanat çırpış için "saflık ve hesapsızlık" diyorum ben..
sonra evet, Requiem for a Dream.. Hollywood işi mutlu sonlara, sistem eleştirisi niyetine mızıldanmalara, birkaç umut kırıntısıyla seyirciyi avutup yemlemelere filan eyvallahı yoktur adamımızın.. sağlı sollu yumruklarla grogi durumuna düşen seyirci finalde ciğerine yediği son darbeyle yerlerde.. "o çalan müzik olmayaydı, iyiydi.. :P"
sonra yol kıvrım aldıkça.. The Fountain, The Wrestler..
sonra Black Swan.. ve ondan sonra "Tufan"
sonuncuyu hiç seyretmedim..
yine de bir gün taa en başa, başladığı yere döneceğine inancım var..
bekliyoruz bakalım, çember tamam olsun..
Yer İmleri