Alıntı Originally Posted by rxpu Yazıyı Oku
İşte o nedenle amerika gibi serbest rekabetin temel olarak uygulandığı ülkelerde emlak komisyonu *kesinlikle* satış fiyatının içinde olur ve mal sahibinden tahsil edilir. Yani Bir evin fiyatı 100.000 usd ise alıcı o evin pazarlığını 100.000 usd üzerinden yapar. Diyelim ki 95.000 usd ye anlaşıldı. Alıcı sadece 95.000 usd öder. Bu paradan mal sahibi emlakçı ile anlaştığı komisyonu öder.
Böylelikle alıcı çok daha sağlıklı bir pazarlık yapabilir. Bazen mal sahibi iskonto yapar bazen hem emlakçı hem mal sahibi. Bu durum ayrıca yasal olarak regüle edilmiştir.

Emlak komisyonu fiyatın içindedir ayrı belirtilemez kuralını koy ve kanun çıkar, işte o zaman görelim bakalım kim gerçek satıcı kim gerçek emlakçı .
Doğru emlak alım satımında en güzel sistem Amerikadadır... Satıcı fiyatın içinde %6 emlak komisyonunu dahil etmek zorundadır. %6 dır ama... Eğer satıcı emlakçı kullanıyorsa alıcı da emlakçı kullanıyorsa %3-3 paylaşırlar. SAtıcı emlakçı kullanmıyor alıcı emlakçı kullanıyorsa satıcı alıcının emlakçısına %3 verir.

Bu işten daha güzeli bütün işlemin Türkçesine emlakçı noteri diyebileceğimiz bir firma üzerinden geçiyor olmasıdır. Alım satımın hangi şartlarda yapılacağı anlaşılır bu noter huzurunda, bunlara TITLE company denir. Parayı da satıcının hesabına değil bu TITLE company hesabına gönderirsiniz . Ayrıca ekstra 400-500 USD sigorta parası verip bu TITLE company e dersiniz ki araştır bakalım evin üzerinde ödenmemiş vergi ceza vs varmı... belki çimini kesmediği için birikmiş 5000 usd cezası vardır vs.. TITLe company araştırır evin üzerinde hiçbir şey yok ve ğer bir şey çıkarsa benim garantim altında ne çıkarsa ben ödeyeceğim der. Yani evi tertemiz alırsınız. Adam paramı alıp kaçarmı vesaire diye düşünmezsiniz. Evin iskan ıvır zıvır vergi borcu olmadan alırsınız. TITLE company de hem satış işlemiyle gelen paradan emlakçıların komisyonunu öder vergileri öder ve alıcıya parasını öder. Tertemiz iş 2 güne biter.