2.06.2016.... da yazmışım....


İlim başka, alim başka; İrfan başka , arif başka deyimi Ömer Seyfettin'e atfedilir.

Ömer Seyfettin öğretmenlik yaptığı yıllarda her gün öğretmenler odasında bu sözleri söylermiş;dinleyenler de "Olurmu öyle şey alim ariften üstündür" derlermiş?

Bir gün arkadaşlarıyla ders arası sohbet ederken: "Dostlar , duyduğuma göre Avusturya'dan vagonlar dolusu şeker geliyormuş" demiş .
Dinleyenler de şeker yokluğundan dolayı çuval, çuval şeker alma hesabını yapmaya koyulmuşlar.

O ara odaya çay servisi yapan yaşlı bir hademe ye de aynı sözleri söylenmiş; hademe:"İnanmayın beyim şu harp sırasında Avusturya'dan şeker meker gelmez;kelin ilacı olsa önce kendi başına sürer; beklemeyin , onlar bize şeker göndermezler" demiş.

Ömer Seyfettin arkadaşlarına lafı hemen yapıştırıvermiş:
"İşte arkadaşlar siz bilgili ve alimsiniz ama arif değilsiniz. Aslında cahil fakat arif olan bu Anadolu' nun bu ihtiyar arif adamı, olmayacak şeye amin demedi" demiş.


Bizi birinci dünya harbine eğitimli insanlar soktu.... Battık...
Anayasamızı eğitimliler hazırlar.... Bitttik...
Hortumcular da onlardan çıktı.... Battık..
En büyük hırsızlıklar kalem oynatmalarla olur..... Battık..
...

Her toplumda "ben diğerlerinden daha üstünüm,bilgiliyim.." tartışması olur... Necip Fazıl da benzerini söylerdi...
Eğitimlilerin oy hakkı...5 mi olsun..100 mu...?
Mesela tıp profesörleri daha eğitimli...onlar mühendis profesörlerden bir oy daha fazla kullansın.... İlahiyatcılar/şeyhler/dedeler çok kitap okur, okuduğu kitap başına bir reyi olsun (mesela 10.000)

Bu düşüncenin zirve uygulamacısı "-Benim maymun dedem, senin maymun dedenden üstündü..." diyordu 1940 yılında Almanya'da....!


Peki Alamut kalesinin esrük şeyhini nereye koyacağız....? Onun reyi 10.000 olursa... Hepimiz batarız....