CİHAT / MELİH AŞIK
Dinimizde “cihat” varmış, dolayısıyla bunun müfredata konulup öğrencilere öğretilmesinden rahatsız olmaya gerek yokmuş. Tam tersi, yer verilmemesi durumunda talep edilmesi gerekirmiş.
Ders kitaplarına “cihat”ın konmasını bu sözlerle savunan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a yüksek müsaadeleriyle bir kaç soru yöneltelim;
Bildiğimiz kadarıyla İslam dininde sadece cihat yok. Ahlaklı ve dürüst olmak, yalan söylememek, kimseye haksızlık yapmamak, adalete riayet etmek, kul hakkı yememek, haramdan uzak durmak, beytülmal’e el uzatmamak, emanete ihanet etmemek, dini kişisel çıkarlar için kullanmamak vb. gibi tavsiye ve emirler de var. Üstelik bunlar yine bildiğimiz kadarıyla, ticari ya da siyasi değil, gerçek İslam’ın cihattan çok daha fazla önem ve öncelik verdiği hususlardır. Eğitimde ille de İslam dininde yer alan hususlar referans alınacaksa... Ahlaksızlığın, adaletsizliğin, haksızlığın, yalanın dolanın kol gezdiği günümüz Türkiye’sinde öncelikle yer verilmesi gereken emir ve tavsiyeler bunlar olmamalı mıydı?
Dinin, işinize gelen yönlerini dikkate alır da (her nedense!) işinize gelmeyen yönlerini görmezden gelirseniz kimse sizin “dinimizde var” gerekçeniz inanmaz. En başta dinini bilen gerçek dindarlar bıyık altından “manidar manidar” gülerler.
Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!
Yer İmleri