Alıntı Originally Posted by RAVİ Yazıyı Oku
Bana mı yazdınız anlaşılmıyor.

Benim için isterse kumarhane işletsin, isterse şeytana borç versin, insani değerleri alenen ihlal etmediği, işini yasal ve şeffaf olarak yaptığı sürece sorun yok, bütün sistem böyle, bundan muaf şirket yok, faiz hassasiyeti olan zaten sermaye piyasalarında ne işim var diye muhakemesini kendisi yapsın.

Burada konuşulacak asıl konu faizler artarken mi düşme eğilimindeyken mi bu işi yapan şirketler büyüme atağına kalkmalı. Konkordato lafları bir taraftan, KGF diğer taraftan gelişmeleri nasıl okumalı. Bunlara ilişkin görüş ve tezlerim var. X’te muhattap aradım bulamadım. Konuşacak konu çok var yoksa.
Senin için yazmadım Ravi, genel olarak anlaşılmayan konulara dokunmak istedim sadece.

Bu şirketlerin büyüme atağına kalkmasına hiç gerek yok bence, bu şirketler, nitelikli yatırımcılara borçlanarak temin ettikleri sermayeyi her geçen gün daha fazla kendi öz sermayelerini kullanarak yapmaya uğraşıyor bence.

Faktöringler için büyümek demek belki daha çok borçlanmak ve daha fazla müşteriye ulaşmak demek se eğer,bu anlamda önlerinde bir engel yok, yabancı paraya ihtiyaçları yok.

Ben LİDFA'yı Haziran 2014'te halka açıldığı günden beri her gün takip ettim. O tarihten bu yana gerek ekonomide gerek iç siyasette o kadar çok şey yaşandı ki saymakla bitmez ama şirket taş gibi duruyor ve büyümeye devam ediyor.

LİDFA ve ULUFA'nın bu sermaye artışlarından sonra bence yapmaları gereken, hisselerinin piyasa değerini yükseltmeye çalışmak olmalı.

Bunun da tek yolu ortaklarına ciddi oranlarda nakit kar payı ödemektir.

Bunu yapacaklardır, çünkü hisse fiyatının yükselmesi ellerindeki kağıtların da değerlenmesi demek.