-
neler yaşanabileceğine dair ilginç bir yazı .. gayrimenkul hakkında beklentileri de aynı yazıda görebilirsiniz.
-----------
bugünlerin geleceği zaten baştan belliydi. gerçi 2013 yılından beri bugünlere gelineceği belliydi ama %52'lik kesime derdimizi anlatamadık. hala yapısal reformlarla, faiz artırımları ile bugünlerin gelip geçeceğini düşünenler var. şunu net olarak belirteyim, adam smith, keynes, karl marx, friedman 'dan oluşan bir konsorsiyum gelse mevcut ülkede ki problemleri çözmeleri en az 5 yıl. bakın 5 yıl boyunca acı ve ızdırap çekip açlık ile terbiye edileceğiz. sonrası ise kimleri işin başına getirdiğimize göre değişecek.
ekonomimiz derin bir krizin içerisinde ve sonu ekonomik buhran olacak. genelde bu tarz buhranları savaştan çıkan ülkeler yaşıyor ama bizim ekonomimizin bu hale gelmesinin sebebi iş bilmez yöneticiler ve kendi çıkarlarını her şeyin üstünde tutmaları. bazı arkadaşlar iyi niyetlerinden ötürü bu krizden veya kötü gidişten çıkmak için yapılması gerekenleri belirtmiş ama üzgünüm biz o çözüm dönemini çoktan geçtik. bu buhran dönemi tahminime göre en az 5 yıl sürecek. arada ciddi bir felaket veya savaş olayını hiç saymıyorum. üstelik 5 yıl en iyi ihtimal olacak süre. üstelik süre kısaldıkça reçetenin dozu çok daha artacak ve sefalet çok daha hızlı artacak. çünkü biz yıllardır bize ait olmayan parayı harcadık. dışarıdan aldığımız parayı yandaşları zengin etmek için har vurup harman savurduk. halkta kredi ve kredi kartı bolluğu içinde kendini zengin zannetmeye başladı. ülkenin geleceğine bakmadan 10 yıllık krediler ile ev ve gayrimenkul yatırımı yaptılar. ancak bu bir domino etkisi ile zincirleme felakete sebep olacak.
insanların alım gücü düştüğünde ilk olarak insanlar giderlerini kısacak.
giderlerin kısılması demek üretim yapan ve bir şeyler satan firmaların kazançlarının düşmesine sebebiyet verecek.
geliri düşen firmalar giderlerini azaltmak için önlem almaya başlayacak.
bu firmalar ilk olarak masraflarını kısmak için personel azaltma işlemi yapacak.
işten çıkartılan kişiler ödemek ile yükümlü olduğu borçlarını çevirmekte bir müddet sorun yaşadıktan sonra hiç ödiyememeye başlayacak.
zor durumda kalan firmalar ödemelerini denkleştirmek ve ayakta kalmak için bankalardan ticari kredi kullanacak.
yükselen kur ve akaryakıt zamları ile kar marjları çok düşecek.
düşen kar marjına istinaden ürettikleri ürünlere veya sattıkları ürünlere zam yapmak zorunda kalacaklar.
işten çıkartılan ve alım gücü düşen halk ise hayatta kalmak için kalitesiz ve ucuz ürünlere yönelecek.
bankalar ödenemeyen krediler için haciz ve varlık firmaları ile anlaşacak.
aldığı kredileri ödiyemeyen ve bankadan haciz kağıdı gelen insanlar ya ailelerinin yanına dönecek ya da ellerinde ki değerli şeyleri satmaya çalışacak.
piyasada nakit para akışının olmaması ve ticari alışverişlerde vadelerin 3 aydan başlaması ise ticaret hayatına derin darbe vuracak.
x bir firmanın batması zincirleme olarak ona ürün tedariki eden ya da borçlu olduğu her firmayı zor durumda bırakacaktır.
bu firmada çalışanların ise açıkta kalması ve herhangi bir gelire sahip olmamaları onlarında ekonomik olarak sorun yaşamalarına sebep olacak.
azalan işler ve firmaların bilanço olarak küçülmesi devletin vergi gelirlerinin çok ciddi olarak düşmesini sağlayacak.
devlet azalan vergi gelirine istinaden mevcut vergileri artırarak kendi içinde çözüm bulmaya çalışacak.
ülkede ki hukukun askıya alınması ve yönetimsel baskılar yatırımcıları zor durumda bırakacak.
elinde ciddi birikimleri olan kişiler bir gecede khk ile hesaplarında ki paraya el konmaması için birikimlerini yurt dışında güvenilir yerlere taşıma ihtiyacı hissedecek.
dışarı para taşıma olanağı olmayanlarda paralarını yastık altında saklamaya devam edecek.
tl'nin aşırı değer kaybı ve kağıt parçasına dönmemesi dövize hücum edilmesine sebebiyet verecek.
piyasada dövize talep arttıkça döviz kurları her geçen gün artacak.
döviz ile borçlanan firma ve kuruluşların riskleri de her geçen gün artacak.
daralan ticaret hacmi bir taraftan ödenmesi gereken dış borçlarda bir taraftan ülke ekonomisine derin yaralar açacak.
bankalar ödeme güçlüğü riskine karşı önce ticari kredileri çağırıp yurt dışından aldığı sendikasyon kredilerini kapatmaya çalışabilir.
borçlarını ödiyemeyen konut kredisi kullanıcılarının ellerinde ki ipotekli evlere bankalar el koyup onları piyasaya sürebilir.
krizin derinleştiği her geçen gün bankaların elinde ki gayrimenkuller zarar yazar ve onlar bu evleri bir an önce nakite dönüştürmek isteyecektir.
devletin vergi gelirleri düştükçe bütçe açığı gittikçe artacak.
bütçe açığını kapatmak için yurt dışından sıcak para talebinde bulunulacak.
yükselen risk ve artan faiz ile birlikte ucuz sıcak para bulunamayacak.
sonucunda domino etkisi ile ilk halkın hissedeceği açlık yavaş yavaş firmaları vuracak.
yap işlet devret şeklinde yapılan ve döviz garantisi altında yaptırılan köprü, hastane ve hava alanı gibi yapılar her yıl bütçede kapanmayacak derin açıklar oluşturacak. kapanan firmalar ve düşen vergi gelirleri devleti de vuracak. vurduğunda ise tedavi değil ölüm döşeğinde yatan hasta modunda olacağız.
sonrası ise travma olacak.
aç insanların çok fazla olduğu yerde sokakta rahat dolaşamayacağız.
her an önümüzü kesecek insanlar olacak.
insanlar ceplerinde minimum nakit para ile dolaşacaklar.
tasarruflar bankalarda değil yastık altlarında saklanacak.
hırsızlık ve gasp olayları her geçen gün katlanarak artacak.
insanlar güvende yaşamak için güvenlikli sitelerde yaşam tarzını benimseyecek.
azalan üretimle beraber tarım ve hayvancılığında yüksek maliyetler içermesi ile gıda fiyatlarında belirgin bir artış olacak. sonrası ise sizin tamamen zihninizde ki hayal gücüne bağlı. hepimize geçmiş olsun. kaçışımız yok.
------------------
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri