bi baktım sahne boş..
dedim ki, bora beyi kırmak olmaz
bi grafik atayım, altına yorumunu yazayım
geçen ekim'de yukarı kırdığı zaman dolar kuru kabaca 2.80- 3.05 gibi bir band içinde bir yıldan uzundur yatay hareket ediyordu, sonra ekim/kasım yukarı hareket başladı ve bir kaç ay içinde %35 yol aldı.. lira 2013 yılından beri değer kaybediyor, ve diğer tüm EM paraları da değer kaybetti bu dönemde- ama bu son 6 ay içindeki hareket bu küresel eğilimle paralel değildi, lira'dan başka değer kaybeden EM parası olmadı (trump'ın ağır ticari tehditlerine maruz kalan meksika pezosu dahi ekim değerine geri döndü)
iç dinamik olarak ne vardı ekim'den itibaren- anayasa.. bahçeli durduk yerde gel değiştirelim dedi, beraber hazırladılar ve zorlu bir süreçle meclisten geçirdiler, nisan'a gün aldılar vs.. sonuçta bu dinamik geçen hafta realize oldu.. kılpayı sonuç, itirazlar vs, mavi destek geçen hafta kırılamadı.. bu hafta kırılır mı ? bence artık yolcudur abbas![]()
Sn KaraKemal,
Haftaya 3 Mayısda Nisan aylık enf rakamı açıklanacak, Aralık-Ocak -Şubat-Mart-Nisan son beş ayın toplam enflasyonu ne olur sizce, Nisan hariç diğerlerinin toplamı 5.93, yani Nisanla birlikte toplamda mesela 7 olması şaşırtıcı olmayacaktır.
Demek istediğim paylaştığınız grafiğe göre Aralıkta 3.30'ları gören dolar seviyesine geri döneceğiz..
%7 enflasyon indirgemesini yaparsak aslında Aralıkta 3.08 seviyelerini görmüş gibi hissedebilirmiyiz ,
yada tersten düşünürsek Aralıktaki 3.30'un enflasyon pararlelindeki bugünkü değeri 3.53 olma mı, hıımm bu rakamı bi yerden hatırlıyorum yaww
abbas artık yolculuğa çıktı.. ithaka yolundaki odisey gibi, abbas için önemli olan yolculuktur bundan sonra- varacağı hedef değil..
teknik olarak en kritik seviye olan mavi ortalama aşağı kırıldı ve bir aşağı trend başladı.. mavi ortalamanın yönü de aşağı çevirmek üzere kafasını.. tabii maliyet açısından en kritik seviyelerden biri olan yılsonu kapanışı 3.53 kolay bir yer değil.. 15 aylık 2.95 pivot seviyeli yatay trend yukarı kırıldığında ilk dalga güniçi 3.58 görmüş, sonra 3.50 civarında dengelenmişti aralık boyunca.. 3.45- 3.55 aralığı önemli bir maliyet bölgesi..
dolar spekülasyonlarında kısa sürede katedilerek görülen dalga tepesinden sonra mevzuu artık yurtiçi yatırımcıyı pozisyona alabilme yani mal dağıtma aşamasıdır.. fiyat geriledikçe tepki alımı gelir, spekülasyonu yürüten merkezi oyuncular pozisyonlarını likide etme fırsatı bulur.. bugün itibariyle vatan sathında kur biraz gerilese bile eninde sonunda yükselecektir' inancı hemen hemen %99 güven aralığında- gerekçe bol, 400 milyar dolar borç, cari açık, enflasyon, konut balonu, şirketlerin f/x borcu, suriye/ırak merkezli jeo-stratejik riskler, çöken turizm, kötü yönetim, ab ile gerginlik, say say bitmez..
böyle bi ülkenin parası nasıl değer kazanabilir ki ? her seviyeden alıcı bulacaktır meret..
Ben piyasalarda kur ve faiz hareketleri ile ilgili MB ile piyasa yapıcı büyük bankalar arasında karşılıklı bir uzlaşmaya varıldığına inaniyorum.. ..Çünkü Ne hükümet cephesinin nede büyük piyasa yapıcıların kendi taleplerini diğer tarafa dikte etmeye ve tek başına faiz ve kurların seyri ile ilgili kar verme gücüne sahip olmadığını düşünüyorum....Hal böyle iken MB ile büyük piyasa yapıcılar arasında karşılıklı anlaşma ve uzlaşı dışında mantıklı bir secenek kalmiyor...Yoksa Faiz ve kurda belirsizlik ve konrrolsuz harketler her iki tarafada zarar verecek....
Eğer ortada böyle bir uzlaşma varsa ki, gelişmeler öyle bir görüntü veriyor halkın döviz satması yada alması dövizin seyrini belirlemede pek bir etkisi olmaz...Belirleyici olan taraf MB ve piyasa yapıcılarıdır...
MB ile piyasa yapıcıları arasında karşılıklı bir anlaşmaya varıldığını varsayarsak doların daha aşağı yolu var ve 3,950 TL muhtemelen 2017 için zirve olarak kalacak diyebiliriz......Dalgalı bir piyasa ortamından kaçınmak için MB nin kur ve faizlerin seyri ile ilgili piyasa yapıcılarla anlaşmak zorunda..Kariılıklı uzlaşma mecburi...
Borç stoku 403 milyar USD . Bu yıl ödenecek 160 milyar USD dış borc'u çevirmek için yeniden döviz cinsi borçlanmaktan başka çare yok. Aşırı değerli TL 1 USD'sine bile muhtaç olduğumuz ama artık azalan turizm gelirleri ile ithalata dayalı ihracat potansiyeline fren olmaktan başka bir işe yaramaz.
USD değerlenmek zorunda. Ciddi yatırım şirketleri zaman vermemekle beraber 1 USD= 3,95 -4,18 TL civarında görüyorlar.
Mayıs ayı Borsa'dan karların realze edilip beklemeye geçildiği ay .
Para nereye kayacak ki ?
DOLARIN NASIL BASKILANDIĞINI GÖRMEMEK İÇİN KÖR OLMAK LAZIM.
Uğur Civelek :
Döviz kurlarındaki yapay zorlamalar ve gerçekler!
Son haftalarda döviz kurlarında yaşanan gerileme, pek çok kişinin kafasını karıştırmış gibi görünüyor. Karşılaştığımız sorular, neler olup bittiğinin anlaşılamadığını düşündürüyor. Söz konusu eğilimin yapay ve bir zorlama mı, yoksa nispeten olumlu yeni bir başlangıç mı olduğu konusundaki tamamen farklı değerlendirmeler bu sonuçta belirleyici olmuş gibi görünüyor.*
Siyasi irade başarılı görünmek ve itibarını artırmak, finansal yapı gelişmelerin kontrolden çıkmasını önlemek ve sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarmak, net döviz borcu yüksek olan kurumlar ile yabancı sermaye ise risklerini azaltma fırsatı bulabilmek için Türk lirasının değerlenmesini istiyor. Söz konusu kesimler, beklentilerin bu eğilim lehine değişmesi için çaba harcıyor ve bunu mümkün kılacak her gelişmeyi abartılı bir şekilde kullanmaya çalışıyor. *
Bu nedenle, piyasalarda yabancı sermaye geliyormuş veya yastık altı tasarruflar sisteme giriyormuş beklentisi lehine piyasa yapılıyor. Döviz kuru geriletiliyor, varlık değerleri yükseltiliyor; fakat faizlerin para otoritesi uygulamalarından bağımsız olarak yükseliş eğiliminde oluşu, şimdilik bu eğilimlerin yapay ve geçici olduğuna işaret ediyor.*
Eğer yabancı sermaye girişleri ve yastık altından sisteme net dönüşler söz konusu olsa idi, başta mevduat ve kredi olmak üzere tüm faizlerin geriliyor olması gerekirdi; Merkez Bankası son yaptığı Para Piyasaları Kurulu toplantısında geç borçlanma faizini yükselterek piyasaları sakinleştirmeye çalışmak durumunda kalmazdı.*
*
PEKİŞEN VESAYET*
*
16 Nisan tarihindeki referandum öncesinde döviz kurlarını geriletmek için bir gayretkeşlik yaşandı; hem de küresel düzeyde sağlam liman arayışının güçlendiği ve yüksek kırılgan olarak nitelene risklerden kaçınma eğiliminin güçlendiği bir ortamda! Daha sonra ise içeride kimseyi memnun edemeyen referandumdan çıkan sonuç abartıldı; yapısal reformlar yoluna girilecekmiş ve bölgemizde Batı patentli jeopolitik tasarımlara taşeronluk yapılacağı varsayımı devreye sokuldu. Geride bıraktığımız hafta genelinde ise önce Fransa başkanlık seçimlerinin ilk turundan çıkan sonuç ve daha sonra sürpriz olarak nitelendirilen Merkez Bankası'nın faiz hamlesi aynı amaç için kullanıldı. Eğer Fransa ilk tur seçimleri sonrasında avro başta dolar olmak üzere diğer paralara karşı yapay şekilde güçlenmemiş olsa, dolar kurumuz 3.60 düzeyinin altına inmeyebilirdi.*
Jeopolitik konularda ülkemizin bekası açısından hayati önem taşıyan uzlaşmazlıklar görmezden gelindi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin, ülkemiz hakkındaki denetim kararı orta vade açısından taşıdığı öneme rağmen pek hesaba katılmadı! Şöyle ya da böyle, siyasi iradenin yapısal reformlar lehine yörüngeye sokularak yıpratılacağı ve geleceğimiz üzerindeki vesayetin pekiştirileceği varsayıldı!
*
BÜYÜYEN KAYNAK SIKINTISI
*
Şimdilik açık ve net olan tek eğilim, faizlerin yükselmekte olduğu ve kaynak sıkıntısının büyüdüğü yönündedir; maliye ve kredi konularındaki zoraki gevşemenin ardından paranın devir hızı ivme kaybetmeye, ekonomik durgunlaşma yönündeki eğilim yeniden güçlenmeye başlamıştır. Bu koşullarda döviz kuru yükselmeyebilir ve hatta bir miktar gerileyebilir; ancak menkul kıymet şeklindeki varlıkların değer kaybetmesi yönündeki baskıların güçlenmesi de kaçınılmaz olur. Böyle devam etmesine izin verilebilecek bir durum değildir; zira enflasyon baskıları kısmen güç kaybetse de, ekonomik daralma ve işsizlikte tempolu artış kaçınılmaz hale gelir. Bilançolar seri bir şekilde yıpranmaya başlar ve riskten kaçınma eğilimi güçlenir; devamında ise gelişmelerin kontrolden çıkması ve bir önceki yılı mumla aratacak krizlerin yaşanması kaçınılmaz hale gelir.*
Hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız gidişat, demokrasi anlayışından ve Hukuk Devleti çizgisinden uzaklaşmayı hızlandırabilir. Bu olumsuzluktan kurtulmak adına tek şans olarak önümüze konulan yapısal reform yörüngesi ise mevcut küresel koşullarda bu süreci kısa bir süreliğine geciktirebilir, fakat işleyişin yönünü değiştiremez. Yaşadıklarımız, sorunların ağırlaşması eşliğinde gerçekleşen döviz kurlarındaki gerilemenin kalıcı olmayacağını ve yukarı yönde güçlü hareketler lehine enerji biriktirmekte olduğunu düşündürüyor. Gelişmeleri kısa vadeli ve spekülatif bakış açısı ile değerlendirmeye çalışanlar, çok yanılıyor olabilir!
Yer İmleri