Yurt içi piyasa faizlerinin yükseldiği bir ortamda ekonomi yönetimleri iç borçlanma portföyünü yerli yatırımcılara ve özellikle kamu kontrolündeki fonlara yönlendirmek isteyebilirler. Bu özellikle 5 ve 10 yıllık faizlerin aşırı yükseldiği bir ortamda uygun bir strateji olabilir.
Bunu dengelemek için ise yabancı yatırımcıya döviz bazlı borçlanma enstrumanları sunulabilir.
Yabancının borçlanma kapasitesi nispeten sabit olduğu için bu tür bir kaydırma yabancı yatırımcı açısından çok büyük bir farklılık oluşturmaz. Zaten yabancılar da bu koşullarda yüksek faiz ile de olsa yurt içi riskinin yurt içi yatırımcı tarafından karşılanmasından memnun olurlar. Kazan kazan stratejisi.
En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
https://twitter.com/r_x_p_u
Rxpu forumdaş, genelde aklıbaşında faydalı paylaşımlarını takip ederim ancak bu pek olmamış; çünkü yabancı yatırımcı düşen kağıtlarını kucağımıza düşük kurdan bırakıp çıkarken aradaki zarar hazine zoruyla kağıda giren yerli bankalara yazıyor, yani yabancı zarar etmesin diye yine vergi mükellefleri sağolsun.. e tabii futbol klüplerinin sinemacıların kurtarıldığı bir ortamda bizi fonlanmaya gelen conileri de unurmamalıyız yoksa mazallah bir daha gelmezler.. 🙂
Oh ne ala piyasa.. aslında piyasa son iki yıldır tam bir sirke döndü.. bizler de eğleniyoruz tabii de, sirkteki maymunlar bir gün patlıcan isterse bu fiyatlardan ne olacak?
ytd..
Peki yabancı bunu bilmiyor mu?
Türkiye'nin ihtiyacı ne?. Yabancıdan para bulabilmek ve yapabiliyorsa iç borçlanma faizlerini düşürebilmek.
Bu amaca ulaşabilmek için yabancıya mı kıyak geçmeli yerliye mi?
Ben bu durumun etik olduğunu savunmuyorum ama bu durumda mantıklı olan çözüm ne sence?
En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
https://twitter.com/r_x_p_u
Daha önce de yazmıştım; çözüm bu saatten sonra maalesef yok; girdaba kapıldık bir kere bizi nereye savuracak göreceğiz.. ancak çözüm yok diye tahribatı büyütmek rasyonel değil. Yani battı balık yan gider yaklaşımı yanlış.. eskiden İstanbul yaklaşımı filan vardı mesela.. vay be ne günlermiş 🙂
ytd..
Her zaman bir çözüm vardır. Ama olası çözüm bazen can yakar.
İnsan zihni işte bu acıdan kaçmak için çözümü bilinçaltında erteler. En güzel zihin rahatlatıcı strateji de çözümsüzlük psikolojisine inanmaktır.
Asıl tahribat yaratan bence budur. Zira bu saatten sonra çözüm yok demek , ileride daha fazla acı çekmek demek.
En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
https://twitter.com/r_x_p_u
Yer İmleri