Sayfa 2122/7020 İlkİlk ... 112216222022207221122120212121222123212421322172222226223122 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 16,969 - 16,976 arası.

Konu: Sanat Mozaik


  1. Isvecli Buz hokeyi oyuncusu Henrik Lundqvist, The Godfather'in repliklerini uzerinde tasiyor.




  2. 17. yuzyilin onde gelen Osmanli gezgini Evliya Celebi'nin dogum yildonumu (25 Mart 1611)



    "Ben saskina donup uykudan uyandim. Acaba bu bir ruya midir, gerçek midir, yoksa dogru ruya midir diye dusunup ferahlik ve gonul acikligi duydum. Sonra temiz abdest alip sabah namazini kildıktan sonra Istanbul'dan Kasimpasa'ya gecip tabirci Ibrahim Efendi'ye ruyami tabir ettirdim. 'Cihani gezen bir seyyah olup isin hayirla sona varir ve Hazretin sefaati ile Cennete girersin' diye mujdeledi. Oradan Kasimpasa Mevlevihanesi Seyhi Abdullah Dede'ye varip elini operek, ruyami ona da tabir ettirdim: 'On Iki Imam'in elini opmussun. Dunyada himmet sahibi olursun. Asere-i Mubessere'nin ellerini opmussun; Cennete girersin. Dort Halifenin ellerini opmussun; dunyada butun padisahlarin sohbetleriyle seref bulup has nedimleri olursun. Mademki Hazreti Peygamber'in yuzunu gorup mubarek elini operek hayirduasini almissin, iki dunyada saadete erersin. Sa'd ibni Ebî Vakkâs'in ogudu ile once bizim Istanbulcagizi yazmaya himmet edip butun gayretini sarfeyle' diye yedi cilt muteber tarih ihsan buyurup: 'Yuru! isin rast gelir' diye hayirdua etti."



    "Waking from the sleep of comfort, I was in a quandary, uncertain whether it was a dream or reality or a true vision. As I pondered, my mind was at ease and my heart filled with joy. At dawn I performed my ablution and the morning prayer, then crossed over from Istanbul to Kasimpasa and consulted the interpreter of dreams, Ibrahim Efendi, who gave these good tidings, ‘You will be a globe trotter and world traveller. Your journey will be sealed with a good ending. You will be admitted into paradise by the intercession of the Prophet.’ Next, I went to Abdullah Dede, the sheikh of the Mevlevi convent in Kasimpasa. I kissed his hand and again related my vision. He told me, ‘Since you have kissed the hands of the twelve Imams, you will be a champion in this world. Since you have kissed the hands of the Ten Promised Paradise, you will enter paradise. Since you have kissed the hands of the first four caliphs, you will have the honour of conversing with all the padishahs in the world and will be their boon companion. Since you have beheld the beauty of the Prophet, kissed his hand, and received his blessing, you will attain happiness in both worlds. Following the counsel of Sa‘d ibn Abi Waqqas, do your utmost to chronicle our dear Istanbul; then you will surely obtain the lot that is decreed for you, in accordance with the dictum, What is destined will happen.’ He gave me seven rare and valuable books of chronicles and said, ‘Go forth, may your affair come out right."

  3. Italyan sair (Giovan Battista Marini) Giambattista Marino'nun olum yildonumu (26 Mart 1625)

    Elveda guzel Cicegim, sana kalbimi birakiyorum,
    beni terk edisinle kirilmis, hatiralarinla
    benden alinmis, bir ceylanin bildigi
    ruzgarli bir ok ucunun actigi yarasinda kalan,
    Sevgili Cicegim elveda, belki cektigim elem
    teskin eder askimizi karanlik kaderimizde,
    kalbin benimle, ucup gidiyorum
    kucuk bir kus gibi gunun ganimetine.
    Uzakta Tiber boyunca yukseliyor gunes,
    burada ve simdi isitiyorum zarif ve muphem sesi
    ah edisin, opusmenin ve kelimelerin:
    Rahat ol askim, soyluyorum rahat,
    belki cennetin oduludur bu, aldirmadan gitmek,
    Elveda Cicegim , Cicegim Elveda.



    A Dio Florida bella, il cor piagato
    nel mio partir ti lascio e porto meco
    la memoria di te si come seco
    cervo trafitto suol lo strale alato.
    Caro mio Floro a Dio, l'amaro stato
    consoli amor del nostro viver cieco
    Che s'el tuo cor mi resta il mio vien teco
    Com'augellin che vola al cibo amato.
    Così sul Tebro a lo spuntar del sole
    Quinci e quindi confuso un suon s'udia
    Di sospiri, di baci e di parole.
    Ben mio rimanti in pace, e tu ben mio
    vattene in pace e sia quel ch'el ciel vole
    A Dio Floro dicea Florida, a Dio.

  4. Alman yazar, sair ve filozof Novalis'in (Georg Philipp Friedrich Freiherr von Hardenberg) olum yildonumu (25 Mart 1801)

    Otelere yuvarlaniyorum
    ve her aci
    gunun birinde
    donusecek sehvetin dikenine.
    az zaman kaldi,
    sonra kurtulacagim,
    ve sarhos, uzanacagim
    askin kucagina.
    sonsuz yasam
    dalgalaniyor icimde tum gucuyle
    yukaridan asagilara bakiyorum,
    oralardaki sana.
    o tepede
    sonup gitmekte pariltin
    bir golge tasimakta,
    serinlik veren celengi.
    Ah! Tuket beni ey sevgili,
    Sonuna kadar tuket ki,
    Uykuya dalayim
    Ve sevebileyim.
    Hissediyorum olumun
    Genclestirici akisini, kanim
    Merheme ve uzama donusmekte
    Yasiyorum gunduz vakitlerinde
    Inanç ve cesaretle
    Geceleri ise
    Kutsal ateste oluyorum.



    Hinüber wall ich,
    Und jede Pein
    Wird einst ein Stachel
    Der Wollust sein.
    Noch wenig Zeiten,
    So bin ich los,
    Und liege trunken
    Der Lieb im Schoß.
    Unendliches Leben
    Wogt mächtig in mir
    Ich schaue von oben
    Herunter nach dir.
    An jenem Hügel
    Verlischt dein Glanz –
    Ein Schatten bringet
    Den kühlenden Kranz.
    O! sauge, Geliebter,
    Gewaltig mich an,
    Daß ich entschlummern
    Und lieben kann.
    Ich fühle des Todes
    Verjüngende Flut,
    Zu Balsam und Äther
    Verwandelt mein Blut
    Ich lebe bei Tage
    Voll Glauben und Mut
    Und sterbe die Nächte
    In heiliger Glut.

  5. Romantik Ispanyol sair José (Ignacio Javier Oriol Encarnación) de Espronceda'nin dogum yildonumu (25 Mart 1808)

    Ah Teresa! Ah istirap! Gozyaslarim benim,
    Of! Nereye saklandin, denizlere dokulmedigin?
    Nedendir, daha iyi gunlerdeymis gibi, neden bilmem
    Kederlerimi teselli etmemektesin?
    Ah! O gunler ki can cekismesini bilmezdim
    Binlerce aciyla parcalanan bir kalbin
    Of! Parcalanan, ve aglamayan artik oyle,
    Merhamet et simdi, bitsin bu cektiğim iskence!


    Kim duslemezdi asla, Teresa'm benim, de bana,
    Ki sonsuz kaynagi oluyordu agidin
    Boyle masumane ask, boyle tantana,
    Boyle guzellikler, bu denlisi taskinligin?
    Kim varivermeyi bir gun duslemezdi asla
    Nerede kayiptir buyusu arsin,
    Ve dusmededir at gozluklerimiz,
    Ne kadar zevke yol acar ofkelerimiz? [...]



    Oh Teresa! ¡Oh dolor! Lágrimas mías,
    ¡Ah! ¿dónde estáis que no corréis a mares?
    ¿Por qué, por qué como en mejores días,
    No consoláis vosotras mis pesares?
    ¡Oh! los que no sabéis las agonías
    De un corazón que penas a millares
    ¡Ah! desgarraron y que ya no llora,
    ¡Piedad tened de mi tormento ahora!


    ¿Quién pensara jamás, Teresa mía,
    Que fuera eterno manantial de llanto,
    Tanto inocente amor, tanta alegría,
    Tantas delicias y delirio tanto?
    ¿Quién pensara jamás llegase un día
    En que perdido el celestial encanto
    Y caída la venda de los ojos,
    Cuanto diera placer causara enojos?[...]

  6. Italyan roman yazari Antonio Fogazzaro'nun dogum yildonumu (25 Mart 1842)

    "Markiz Orsola'nin torunu Franco Maironi, Luisa Rigey adinda bir genc kızı sevmektedir. Iki genc Markiz'in arzusu hilafina evlenirse de, mesut olamazlar. Buna sebep eslerin ruh ve duygu yapılaridir. Franco mistiktir, dindardir, dalinca özlemlidir. Bunun icin de hayatin her turlu zorluklarini yenecek irade gucunden yoksundur. Pratik bir deger tasimiyor gibi gozuken katolikligin vicdaninda uyandirdigi tereddutler icerisinde bocalamaktadir. Luise ise dindar degildir, ama davranislarinda daha kararli, daha aktiftir, dolayisiyle kocasina ustun bir durumdadir. Luisa obur dunyayi hic dusunmez, insan kafasinin alamayacagi ustun tanrisal bir adaletin, tanrisal takdirin varligindan habersiz gorunur. Ister ki hak ve adalet bu dunyada yerini bulsun. Ancak kucuk kizlari Maria'nin beklenmedik olumu, durumun hic de sanildigi gibi olmadigini acikca ortaya koyar." O Eski Kucuk Dunya



    "Marchesa Orsola Maironi in onore del nipote Franco. All'evento partecipano le più importanti personalità del paese ma l'ospite principale è Carolina Carabelli, la nobile donna scelta dalla ricca Marchesa come futura moglie per suo nipote, per porre velocemente rimedio ad un rischioso crescente slancio amoroso del ragazzo. Franco è infatti innamorato di Luisa Rigey, una ragazza di umili origini, e ha già provato a chiedere alla nonna il consenso per il loro matrimonio. La fredda Marchesa si è però opposta ed ha organizzato appunto la cena per presentargli ufficialmente la prescelta. Il giovane, dal carattere focoso e impulsivo, arriva però in ritardo, si comporta malamente, e dopo una sfuriata abbandona anche gli ospiti rendendo più che chiaro di non essere disposto ad assecondare i piani di Orsola."




    "Askin kor oldugu dogru degildir; sadece presbiyopiktir, uzaklastikca daha net goruruz."

  7. 19'uncu yuzyilin sonlarindan ve 20. yuzyilin en begenilen muzisyenlerinden, mukemmeliyetciligi, muthis hafizasi, guclu bir kulagi olan, Milano La Scala'da ve New York Metropolitan Opera'da orkesra sefligi yapmis olan Italyan muzisyen, orkestra ve opera yoneticisi Arturo Toscanini'nin dogum yildonumu (25 Mart 1867)


Sayfa 2122/7020 İlkİlk ... 112216222022207221122120212121222123212421322172222226223122 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •