-
Erhan bey,
Öncelikle yatırım portföyüne hisse seçiminde temettü odaklı mı yoksa büyüme odaklı mı olmalı sorularından çok önce yatırımcı bence kendisine öncelikle bazı sorular sormalı, alacağa cevaplara göre; hisse seçim strajesini belirlemeli.
Benim kendime sorduğum sorular;
- Yaşım kaç?
-Hayattan beklentilerim ne?
-1 Yıllık nakit akım planlamam sonucunda yıl içerisinde ki muhtemel gelirler ve giderlerimin tutarı?
- Nasıl bir ülkede yaşıyorum(hukuksal korunmam, yatırımcı hakları, denetleyici kurumlar, şirketlerin kurumsal yönetim kalitesine uyumu, şirketin tarihsel geçmişi v.s. v.s.)?
Bence bu tartışmanın çok anlamı yok, temettümü yoksa büyümemi,bence bu iki kavram birbirinin alternatifi olmayıp birbirini tamamlayıcısı olmalı.
Örneğin;
- sürekli durmadan büyü öz kaynağı durmadan artır fakat yatırımcıya uzun yıllar sürecinde zırnık temettü koklatma anlayışı yanlış, çünkü şirketlerin ömür süreci kişilerden normal şartlarda daha uzun, şirket en azından yatırım sürecinin kritik evrelerini atlattıktan sonra kendi nakit akımını bozmayacak oranda yatırımcıya temettü dağıtma kültürü olması gerekir. Koç gurubu bu büyüme ve temettü dağıtım sürecine güzel bir örnektir.
-Sürekli elde ettiğin karın tamamını yatırımcıya dağıt bu da yanlış, çünkü bir taraftan büyüme bir taraftan yüksek temettü anlayışı şirketin ekonomide yaşanacak tribülanslarda çıkmaza saplanmasına neden olabilir. Buna güzel bir örnek çimsa, şirket uzun yıllar durmadan içerde serbest nakit anlamında fon oluşturmadan bağlı olduğu holdingin nakit ihtiyacından dolayı karı yüksek oranda temettü dağıtmasından dolayı, yatırım finansmanı için sürekli yabancı kaynak borçlanması şirketin finansallarını bence önlem almazlarsa uzun yıllar önlem alırlarsa en azından üç yıllık süreç için yormuştur.
Bu da bize gösteriyor ki yapılan gerek kapasite gerekse kalite artırıcı revize yatırımlar sonucu kağıt üstün de planlanan hayali karlar bazen reelde müzmin zararlara dönüşebilir. Yatırımı neyle finanse ettiğiniz önemlidir, eğer gereğinden fazla yabancı kaynak kullanırsanız ürettiğiniz faaliyet karı siz ortaklara değil bankalara hizmet eder. Örneğin Migros ve carrefoursa ortakları için berbat fakat bankalar için harika şirketlerdir, ürettikleri yüksek nakde rağmen nette ne kar ne temettü yok fakat bankalar için harika finansman geliri var.
Demek ki büyüme saplantısı her koşulda doğru değil, şirketin kurumsal yönetim kalitesinde bozukluk varsa ister temettü dağıtsın isterse dağıtmasın net kar üretemeyen ve borcu azaltamayan büyümenin sağlıklı olmadığını düşünebiliriz.
Bence şirketleri dönem dönem ekonomik gerçekliğe göre teste tabi tutarak geleceğe yönelik sırf en yüksek sermaye gelir artışını sağlamak için portföy güvenliğini riske atarak büyüme temposunu öne çıkarmak ne kadar yanlışsa içerde borçluluğu azaltıcı veya sigorta mahiyetinde serbest nakit rezervin tamamını temettü dağıtmaktan yanlıştır.
Koç gurubunun şirket yönetim mantığı tam kafamın içindeki gibi, önceliğin mümkünse sıfır finansal borçluluk, borçluluk hayatın olağan akışındaki gibi finansallarını etkilemeyecek boyutta ise hem kar eden hem de ettiği karın tamamını değil bir kısmını temettü olarak dağıtan hem de yatırım yapan şirket benim idealim. Benim bu grupta şimdilik takip ettiğim aksigorta, adana a-b ve borusan mannesman’dır.
Beni hayal kırıklığına uğratan alcatel olmuştur, bu da bana tahta yapıcının dağıttığı malı piyasadan toplayamaması neticesinde olumlu finansal tablolara rağmen; ne şirketin piyasa değerinin artmasına müsaade etmiş ne de temettü dağıtmıştır. Bir diğeri netaş o bende müzmin hastalık.
Şirketin sürekli zenginleşirken azınlık yatırımcısının sürekli fakirleşme stratejisi bana en azından uygun değil. Onun için sizin söylediklerinizin aksine zamanında tercihimi büyüme temposu yerine büyürken elde ettiği temettünün bir kısmını dağıtan şirketlerden yana kullanmadığım için kendi açımdan hatalı karar vermişim.
Birde uzun yıllar portföyümü izlerken edindiğim diğer bir tecrübe, sizin de yazınızda bahsettiğiniz gibi portföyünüzdeki hisse gerek pozitif yönde veya negatif yönde olgunlaştığında mutlaka satılarak kar realize edilmeli kesinlikle uzunda sırf iyi büyüme ve iyi temettü veriyor diye aynı hisseyle uzun yıllar katolik nikahı kıyma yöntemi benim kişisel hesaplarımda hatalı.
Buna şöyle bir örnek vereyim; 11 yıl evvel satmış olduğum bu yıl hariç olmak üzere sürekli temettü vermiş sanayi hissesini bu gün portföyde tutmaya devam etmiş olsaydım bugünkü portföyüm yaklaşık % 93 oranında zarar etmiş olacaktım.
Yukarda örneğin aksine sürekli portföyümde taşımış olduğum netaşı 2012 yılında yüksek oranda verdiği bedelsiz furyasında pahalı defter değerinde sizin bahsettiğiniz gibi satmış olsaydım ciddi sermaye karlılığı oluşacaktı.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri