Alıntı Originally Posted by alicemal Yazıyı Oku
Örneğin, köyde yaşayan, şehirle bağı olmayan, her problemini kendileri çözmeye alışmış bir köy, bir kadının gözleri git gide kötüye gidiyor. neredeyse kör kalacak. Yıllar geçtikçe eve kapanıyor, ne yaptıysa gözü düzelmiyor, sürünüp duruyor.

Bir gün köye bir doktor geliyor, kadına denk geliyor. Bakıyor yüzüne "abla senin kataraktın var. Çözümü çok kolay 2 dakkalık iş. Minibüse atla, şehirde şu hastahaneye git, randevunu ben aldım. Kimliğini göster, gözünü düzeltsinler. Parada almayacaklar, devlet bu ameliyatı ödüyor."

Kadın, yıllardır içinde olduğu bunalımdan 1 günde çıkıyor. Tüm köyün göremediği bir çözümü, görüyor ve düzeltiyor.

Çünki köyün hiç bilmediği basit bir konuda bilgiye sahip.

İlgili konuda birazcık bilgi, sorunlardan kolayca çıkmamızı sağlar.

Bunalımda olduğumuz, yorgun düştüğümüz, bezgin hale geldiğimiz için çözüm aramaya mecalimiz olmadığı durumlarda, konuda bilgili, GENİŞ BAKABİLEN, AT GÖZLÜĞÜ TAKMAYAN biri, sorunu kolaylıkla çözebilir.

tek sorun şu ki... yardım ederim diyenlerin çoğu, karşısındakinden alabildiğine faydalanma amacındadır. Büyük ihtimallede, sorunumu çöz diye gittiğin kişiler, sana ek yük olacaklardır.

Elimde proje olmasaydı, sen verileri gönderirdin, bende konuya yoğunlaşıp fikirlerimi söylerdim. Sende bunlar ne abicim ya!!! hastir ordan derdin bende "du bakayim bi daha inceleyeyim" derdim.. derken sen batardın.

Şaka bi yanada...
3 yıla kadar bende basit bir sera ve balık yetiştirme yeri yapmayı planlıyordum.
Sen sera deyince merakım uyandı.

Güneyde bir yerde, kendime ve yakın çevreme yetecek kadar küçük bir sera, bi kaç küçük havuzdan oluşan balık üretim yeri kurmayı planlıyordum... fazla üretirsemde, bi şekilde satacaktım.
Belki bikaç keçi ve koyunlada uğraşırdım...

Evet sayende güzel hayallere daldım...

Netçede demem oki. İstisnai hastalıklar hariç, tüm sorunların çözümü var. hele senin durumun epey kolay görünüyor. Tabi uzaktan.

Bol şans. kısa vadeli al sat yapıyorsan, borsadan uzak dur abicim ya.! hemde VOB dan.

Bak kızar gibi oldum. Üreten adamın ne işi var borsada.?
ben 37 yaşındayım, ilkokulu bitirince anneyi babayı kyöde bırakıp onun bunun yanında kalarak okudum, üniversite bitirdim. bir makina firmasında kalite müdürü idim. puşt patrona kızdım son maaşı da tazminatı da götüne sok dedim bıraktım çıktım. hayat öyle sürükledi ki olduk sütçü, çiğköfteci.
gelelim işin özüne. o kadar açlık sususluk, okuma uğruna milletin kahrını çekeceğime ilkokuldan sonra okumaz köyde kalırdım. eminim daha karlı idim. daha düne kadar rahmetli babam tarlaları eker bende yaz tatilinde ekine orağa giderdim. elimiz tırpan tutardı. şeker pancarı ekerdik bu el tayyip geldi kota koydu onu da bıraktık.

şimdi dedim ya 37 yaşındayım 2 tane çocuk var, bir tane hanım. desek bırakalım devlet baba ömür boyu bakacaksın diyor bırakamıyoruzda, gel desem köye benimle gelmezde.

şundan eminim ömrümün geri kalanını istanbulda geçirdiğim sürece bir halt kazanamayacağım. ticaret yapıyoruz masrafları ucu ucuna çeviriyoruz. eski ticaretler öldü. cebinde her geçen gün üç beş bişeyler birikecek ki o ticaretin tadı olsun. elektrik gelmiş ona para topla kira gelmiş ona para topla mal almışsın ona topla diyerek geçiyor günler.
sözün özü memlekette ev var, tarla var bizde çalışacak güç var, aha bugün 8 liraya kuru soğan aldı hanım pazardan. süperde soğan olur bizim orda. sulak arazi var kuru arazi var. var oğlu var.
ancak gel gör ki bu işleri kıvıracak sermaye lazım. traktör lazım, çapa alacak para lazım, lazım da lazım. gidemiyoruz dönemiyoruz olmuyor. aha bu borsada sermayeyi bir doğrultabilsem beni burda tutamazlar. kasımda gider buğdayı eker dönerim istanbula, martta gider tarlaya ne ekeceksem patates, soğan fasulye neyse artık eylül ekime kadar. hele hele istanbulda facebook üzerinden oluşturduğum hazır müşteri portföyüm var. orda yapsam tarhanayı, erişteyi receli kargo ile gönderip dünya para kazanırım. dahası köy yazın paris gibi oluyor orda kazanılacak para da cabası çalış yeterki. köyde çalışacak genç yok. birde kamyon alsam ufağından kışın hasat ettiğimiz soğanı patatesi haftada bir getirsem istanbulda 10 tane markete dağıtsam yeter. her aracı çıkmış olur aradan.
para nasıl kazanılıar, geçtim onu nasıl mutlu yaşanır biliyoruz da yapamıyoruz.
allahın cezası istanbul boğuyor adamı.