Enflasyonun farklı tanımları yapılabilinir.. Bilimsel ve kamusal gibi...

Kamunun karşılığında "Hayat Pahalılığı" denilebilinir... Bilimsel olarak " piyasadaki para artış hızının, mallardaki artış hızına oranıdır" denilebilinir...

Bence enflasyon " Piyasada dönen ve basılmış olan kağıt paranın karşılığının mal ve hizmet olarak bulunmayan ederinin, genel TL miktarına oranı" diyebilirim..

Şöyle ki; 1 mal karşılığında 1 para basarsın... 3 mal karşılığında da 3 para... Ama büyümenin olması ve iş yapabilmeniz için paranın maldan yada hizmetten fazla olması gerekir.. 3 mal 4 para olacak ki millet çalışıp üretip fazladan 1 adet para ile iş yapıp onun yerine 4.cü malı üretip büyümeye devam etsin...

Yalnız TR de bu durum şöyle oluyor.. 1000 adet mal, 1200 adet para.. 1,000,000 adet mal ve hizmet 1,500,000 adet para... 15,000,000 adet mal ve hizmet 25,000,000 adet para gibi giderken ŞAKÜLİMİZ kayıyor ve 30,000,000 mal ve hizmet kaşılığında 80,000,000 adet para derken aradaki oran PATLIYOR... Buna enflasyon diyoruz...

İşte piyasada bu aradaki boşluğu kapatabilmek için mal ve hizmet ederine ZAM yapıyor.. ( Bileşik Kaplar Teorisi gibi...) Bu fark para aleyhine mal lehine kapanırken mal ve hizmetin kıymeti artarken paranın kıymeti azalıyor...

Çünkü para miktarı bol, mal ve hizmet ederi az...

Bu oranı baskı altında tutabilmek için; TR de sermaye piyasasını kontrol ve denetleyen BDDK, SPK ve TCMB gibi finansal kuruluşların eksenlerinin kaymaması çok öenmlidir...

Bu durumu elbette farklı metodlar ile açıklayabiliriz.. Yabancı para ve fon girişi yada TR de kaybolan Adalet ve hukuk sistemi veya yabancının anti demokraktik metodları TR de bolca görmesi gibi...

Bu tip etmenler aslında enflasyon için KATALİZÖR olur...

Kısaca benzin ve ateş olsun ki, TUTUŞMA olsun...

Ama rüzgarda KATALİZÖR dür...

Sağlıcakla...