işte böyle bi dünyadayız
https://www.facebook.com/jcvanzijl/v...c_ref=NEWSFEED
işte böyle bi dünyadayız
https://www.facebook.com/jcvanzijl/v...c_ref=NEWSFEED
Zâhir..
Buenos Aires’te yirmi centavo değerinde çok rastlanan bir paradır..
…
..
.
Borges, benim pek sevdiğim hikayesi Zahir'e böyle başlar.. bazen akışa ram olup sokakları adımlarken bir şarkıyı yahut bir şiirden bir kaç dizeyi mırıldanır gibi gelip beni bulan ve esasen neşeli olduğuma delalet eden ezberimdeki birkaç metinden biridir "Zahir".. ve zannımca Borges’in en karakteristik hikayesi de budur.. üstad başta biraz gönülsüz gibidir anlatmaya.. esneyen kelimeler, gıcırdayan harfler.. sonra o sarsak ilk adımlar, istikameti belirsizleştiren ha düştü düşecek sendelemeler.. anlamı gölgeleyen ve okuyucunun “ne anlatıyor lan bu değişik” demesine ramak kala sayfanın orta yerine gerilen başıboş bir tedirginlik.. ama sonra kelimeler cümle içinde uygun adım ilerlemeye, hikaye istim bulup akmaya başlar.. gürül gürül coşkun bir ırmak gibi hem de..
neyse uzatmayayım, hikayenin bir yerinde şöyle bir şey söyler Borges..
(Gülşen-i Raz’ın yorumcularından biri, Zâhir’i görenin çok geçmeden Gül’ü de göreceğini söyler; bunu söyleyerek arkasından Attar’ın Esrarnâme’sinde geçen bir dizeyi aktarır: ‘Zâhir, Gül’ün gölgesi ve Perde’nin Açılması’dır.” )
doğrusu bu ya.. okuyucusunun zihninde bu türden bir anlam girdabı oluşturmaya muktedir kaç anlatıcı vardır ki şu alemde.. işin tuhafı bu öyle bir yanılsamaya sebep olur ki.. 20 centavoluk o para zahir oluverir de.. görürsünüz .. ama ne görmek.. üstadın anlattığı gibi..
(Önce ön yüzünü sonra da arka yüzünü gözümün önüne getirebildiğim zamanlar olmuştu. Şimdi her iki yüzünü de aynı anda görebiliyorum.)
vallaha mı.. oyyy oyyy oyy.. :P
hele sen şimdi bir zaman daha yürüyedur bakalım..
en nihayetinde ariflerin dediği gibi..
görenedir görene.. köre nedir köre ne..
.
..
...
Zâhir..
Buenos Aires’te yirmi centavo değerinde çok rastlanan bir paradır..
Güzerat’ta, 18. yüzyılın sonuna doğru, Zâhir bir kaplandı..
Cava’da, inananların taşladığı, Sukarta Camii’nden gelme kör bir adamdı..
İran’da, Nadir Şah’ın denizin dibine attırdığı bir usturlaptı..
1892 sıralarında Mehdi’nin zindanlarında, Rudolf Karl von Slatin’in eliyle dokunduğu, bir sarığın katları arasına gizlenmiş küçük bir pusulaydı..
Zotenberg’e göre Kurtuba Camii’nde on iki bin sütundan birinin mermerindeki bir damardı..
Tetuan gettosunda bir kuyunun dibiydi..
Bir şeylerin dışındayım, biliyorum.
Daha doğrusu bir şeyler bensiz sürüp
gidiyor.
Tomris Uyar
Son düzenleme : AGORA; 22-05-2017 saat: 20:45.
hayat kısa, kuşlar uçuyor.. Cemal Süreya
Suriye'deki dramın son sembolü (14 Mart 2017 Salı)
Suriye'de yaşanan insanlık dramının son sembolü Halep'ten gelen yeni bir fotoğraf karesi oldu. AFP muhabiri Joseph Eid'in çektiği fotoğraf serisi, iç savaşta yaşanan dramı gözler önüne seriyor. 70 yaşındaki Muhammed Muhiddin Anis'in öyküsü bir ülkenin yıkımını da anlatıyor.
Halep'te yaşayan 70 yaşındaki Muhammed Muhiddin Anis, bombalar altında harabeye dönen evinde hala huzur içinde plak dinlemeye çalışıyor.
Dünya basını bu kareyi Piyanist filminin unutulmaz sahnesi değil Halep'te gerçek hayat diye duyurdu.
http://www.ntv.com.tr/galeri/dunya/s...wEupoT4eC1Zawg
![]()
Son düzenleme : AGORA; 22-05-2017 saat: 20:46.
hayat kısa, kuşlar uçuyor.. Cemal Süreya
Tanpınar'ın dizelerini akla getirmiştir..
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında.
Bir garip rüya rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.
Başım sükutu öğüten
Uçsuz bucaksız değirmen;
İçim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş.
Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim.
Yer İmleri