
Originally Posted by
deniz43
-Şu an Türkiye'de döviz kurları - her ne kadar kamunun fiyat oluşum mekanizmasına müdahaleleri olsa dahi- arz ve talebe göre serbestçe oluşuyor.Merkez Bankasının ,serbest piyasa rejiminde, hiç bir tarafa karşı kurun seviyesi ile ilgili bir yükümlüğü yok.
-Sabit kur rejiminde ise merkez bankasının tüm taraflara yükümlüğü vardır.Örneğin 1usd:6 TL dersen,dolar getirene 6 TL veririrsin ama 6 TL getiren herkese de merkez bankası 1 dolar vermek zorundadır.Yani merkez bankası,örneğin önümüzdeki 1 yıl içinde 156 milyar dolar borç ödemesi olan özel sektör,borç vadem geldi al 6 TL'yi karşılığında 1 dolar ver,borcumu ödeyeceğim dediği zaman bunu temin etmek zorundadır.TL varlıkları satıp yurt dışına giden yabancılara 6 TL den dolar vermek zorundadır,yurt dışına turistik amaçlar için gidenlere,ithalat yapanlara 6 TL karşısında 1 dolar vermek zorundadır.Zaten sabit kur sisteminde sadece kamu borçlanabilir,sabit kur rejimine geçilmesiyle birlikte özel sektörün borç çevirmesi de biter,vadesi gelen borçlar kapatılır yenilenmez.Özal döneminde serbest kambiyo rejimine geçilinceye kadar böyleydi.Yabancı yatırımcılar 3 şart ileri sürdü:1)Kurların serbestçe oluştuğu,sermaye hareketlerinin serbest olduğu kambiyo rejimi 2)En az 2 rating kuruluşunun Türkiye'nin kredi notunu belirlemesi 3)Uluslararası tahkimin Türkiye devleti tarafından kabulü.Bu şartlar gerçekleştikten sonra bankalarımız ve şirketlerimiz yurt dışından borçlanmaya başladılar.
-Merkez Bankası rezervleri çok yetersiz olduğundan büyük döviz kıtlığı olur,döviz karaborsası oluşur,ithalatçılar ve yurt dışına gidenler dövizi çok yüksek pariteden karaborsadan bulmaya çalışır.
İsterse denensin de ne olduğunu hep beraber görürüz.Yaşı fiilen sabit kur rejimini görmeye yeten birisi olarak olarak söylüyorum,bunları yaşadık, üniversite öğrencisiyken yurt dışına giderken resmi kurun 2 katına kapalıçarşıdan döviz aldığımı hatırlarım.
Vallahi ben bu iktidarın ekonomi alanında çok inovatif çözümlerine şahit oldum. Bu forumdaki hiç kimsenin aklına gelmeyecek yöntemleri icad eder ve uygularlar, biz de arkalarından bakakalırız.
Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir. Atatürk 22/09/1924 Samsun
Yer İmleri