
Originally Posted by
deniz43
-2 para birimi arasındaki adil denge kuru hesaplaması satın alma paritesine göre hesaplanabilir ;Önce cari açık vermediğimiz bir yıl referans alınır,sonra 2 ülkenin reel enflasyon farkları hesaplanarak,daha sonra iş güçlerinin verimlilik artışları ile düzeltme yapıldıktan sonra
denge kuruna denk gelen parite hesaplanabilir,ama burada sorun TUİK'in enflasyon verilerinin gerçeği yansıtmaktan çok uzak olmasıdır,ama bu veriler doğru kabul etsek bile bulunan rakam yine de "1usd:5-6 TL" çıkmıyor,çok daha yukarı seviyede bir rakam çıkıyor.
Esasen hiç bu hesaplamaları yapmaya gerek duymadan bir ülkenin denge kuru ekonominin doğal büyüme hızında(Türkiye için %5),cari açık vermediği döviz kurları denge kurudur diyebiliriz.
-Ama özellikle gelişmekte olan ülkelerde para birimi nadiren denge değerinde olur,bazen değerli bazen değersiz olur.Örneğin 2003-2013 döneminde IMF ve Avrupa Birliği ile görüşmelere başlama kararı ile çift çıpa ile ,on milyarlarca dolar para doğrudan ve portföy yatırımı olarak Türkiye'ye girdi ve paramız aşırı değerlendi,şimdi ise tam tersi bir durum var,muhtemelen paramız olumsuz sebepler yüzünden(dış ticaret açığı ve cari açık,bütçe açığı,kısa vadede gsyih'ya oranla yüksek oranlı dış borç ödemesi,eriyen merkez bankası rezervleri,dış politikada gerginlikler,doğrudan yatırım gelmemesi,portföy yatırımları çıkışı,reel olarak negatif faizler,merkez bankasının büyük bir parasal genişlemeye gitmesi ve para basması,tüketici kredilerinde patlama ,enflasyon beklentilerinin çok yükselmesi,şirketlerin aşırı borçlulukları...) tetikleyici bir nedenle ,denge değerinin ötesinde aşırı değer kaybedecek(ilk hareketten sonra ,doğru politikalarla kayıplarının bir kısmını geri alabilir).Ama çok sayıda değişken olduğundan ne kadarlık bir değer kaybedebilir ,bir seviye verebilmek mümkün değil.
-Döviz mevduatları yasaklayabilirsiniz,serbest piyasa ekonomisinden çıkabilirsiniz,bu bir politik tercih,ama sonuçlarını da göğüslemeniz gerekir.Yani bu durumda Özal dönemi öncesinde olduğu gibi Hazine dışında kimse yurt dışından borçlanamaz,Türkiye ekonomisi de borçla dönen bir ekonomi olduğu için ,kendi yağınızla kavrulursunuz,"net borç ödeyici olarak" ekonominizin büyüme hızı küçülür.Tabii,bu durumda, işsizlik oranlarının tarihi yüksek oranlarda olduğu bir ülkede işsizliğin düşük büyüme hızıyla nasıl azaltılabileceği iktidar partisi için yakıcı bir sorun olur.
Yer İmleri