Tek başıma

[TEK]

Diyeceğim, hayattaki en değerli şeyler bize beleş verilenler.

[TEK]

Kızımın o hastalığı sürecinde hayatımın öncelikleri değişti, meğer her şeye yanlış bandrol yapıştırmışım.

[TEK]

Siz anlamamakta ısrar etseniz de hayat size bir şekilde öğretiyor doğru yaşamayı.

[TEK]

Anlatılır: Yumuşacık et satmasıyla meşhur bir kasap varmış.

[TEK]

Bir zaman sonra kasabın sattığı etler sertleşmeye başlamış.

[TEK]

Herkes şikayetçi etlerin sertliğinden, sormuşlar kasaba: "Niye etler eskisi gibi yumuşacık değil?"

[TEK]

Kasap, "Bir kızım dünyaya geldi, demiş, kuzuları kesmeye elim varmıyor!"

[TEK]

Olayı yaşamakla, olaya tanıklık etmek bambaşka deneyimlerdir.