- 
	
	
		
		
		
				
					
					
				
				
		
			
				
					Isvecli - Finli ressam Magnus Hjalmar Munsterhjelm'in olum yildonumu (2 Nisan 1905)
 
 On the Skerries, 19th century
 
  
 
 
 Birches in Summer, 1869
 
   
 
 
 
 
 
 
        
    
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					1910 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, Alman yazar ve cevirmen Paul Johann Ludwig von Heyse'nin olum yildonumu (2 Nisan 1914)
 
 " Gecen yuzyilin ortalarina dogruydu, Venedik'in 'Bella Cortesia' diye hos bir adi olan dar bir sokaginda tek katli, basit, kucucuk bir evi vard,. Alcacik kapisinin uzerinde tahtadan, kivrimli iki sutunla barok biciminde pervazlarin cercevelendigi girintide bir Meryem Ana yontusu durur, kirmizi siseli bir lambacik da soluk bir isikla surekli yanardi.Cunku buraya ancak dis kapi acildikca gun isigi girerdi. Bayan Giovanna Danieli kendisine miras kalan bu evde, kocasinin olumunden beri biricik kizi Marietta ile oturuyor,kullanilmayan bir iki odayi kendi halinde yasayan kimselere kira vermiyordu. Merdivenin ustu, gunun her saatinde yari karanlik olmasina karsin,Bayan Giovanna'nin en cok sevdigi yerdi.Dedigine bakilirsa, sevgili kocasi icin gozyasi dokmekten gozleri adamakilli zayiflamis, gun isigina dayanamaz duruma gelmisti. Oysa komsularina kalirsa, butun gununu ust sahanlikta gecirmesinin tek nedeni, girip cikanlari yolundan alikoymak, merakinin, bos bogazliginin karsiligini almadikca onlari birakmamakti. Biz onu tanidigimiz siralarda, salt bu nedenin, onu rahat koltugunu birakip merdivenin sert basamaginda oturmak zorunda birakacagi olasiligi aklimiza bile gelmezdi. "
 
  
 
 " In jener Gasse Venedigs, die den freundlichen Namen 'Bella Cortesia' trägt, stand um die Mitte des vorigen Jahrhunderts ein einfaches, einstöckiges Bürgerhaus, über dessen niedrigem Portal, von zwei gewundenen hölzernen Säulen und barockem Gesims eingerahmt, ein Madonnenbild in der Nische thronte und ein ewiges Lämpchen bescheiden hinter rotem Glas hervorschimmerte. Trat man in den unteren Flur, so stand man am Fuße einer breiten, steilen Treppe, die ohne Windung zu den oberen Zimmern hinaufführte. Auch hier brannte Tag und Nacht eine Lampe, die an blanken Kettchen von der Decke herabhing, da in das Innere nur Tageslicht eindrang, wenn einmal die Haustür geöffnet wurde. Aber trotz dieser ewigen Dämmerung war die Treppe der Lieblingsaufenthalt von Frau Giovanna Danieli, der Besitzerin des Hauses, die seit dem Tode ihres Mannes mit ihrer einzigen Tochter Marietta das ererbte Häuschen bewohnte und einige überflüssige Zimmer an ruhige Leute vermietete. Sie behauptete, die Tränen, die sie um ihren lieben Mann geweint, hätten ihre Augen zu sehr geschwächt, um das Sonnenlicht noch zu vertragen. Die Nachbarn aber sagten ihr nach, daß sie nur darum von Morgen bis Abend auf dem oberen Treppenabsatz ihr Wesen treibe, um mit jedem, der aus- und einginge, anzubinden und ihn nicht vorüberzulassen, eher er ihrer Neugier und Gesprächigkeit den Zoll entrichtet habe. Um die Zeit, wo wir sie kennen lernen, konnte dieser Grund sie schwerlich bewegen, den harten Sitz auf der Treppenstufe einem bequemen Sessel vorzuziehen. "
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Cek ressam Maximilian Pirner'in olum yildonumu (2 Nisan 1924)
 
 At the Heights, 1883 - 1884
 
  
 
 
 The Stream, 1903
 
   
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Alman ressam Eduard von Grützner'in olum yildonumu (2 Nisan 1925)
 
 Hinter den Kulissen anagoria, 1870 (Germanisches Nationalmuseum)
 
  
 
 
 Mönch auf dem Weg zur Brotzeit, 19.Jahrhundert
 
   
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Fransiz sarkici, soz yazari, piyanist, film bestecisi, sair, ressam, senarist, yazar, aktor ve yonetmen (Lucien Ginsburg) Serge Gainsbourg’un dogum yildonumu (2 Nisan 1928) 
 
  
 
 "Hayatim disinda her seyde basarili oldum. / J'ai tout réussi sauf ma vie. / I've succeeded at everything except my life."
 
  
 
   
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Alman ressam Fritz Greve'nin olum yildonumu (2 Nisan 1931)
 
 Porträt von Anna Wandschneider (Ehefrau des Bildhauers Wilhelm Wandschneider), 1910
 
  
 
 
 Lion's Bridge at the Berlin Zoo, 1920s
 
   
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Ingiliz sair T. S. Eliot, Burnt Norton siir kitabini 2 Nisan 1936'da Londra'da Faber & Faber araciligiyla yayimladi.
 
 Simdiki zamanin ve gecmis zamanin
 Her ikisi belki de icindedir gelecek zamanin,
 Ve gelecek zaman kapsanir gecmis zamanda.
 Eger zaman hep buradaysa
 Yakasi birakilmaz butun zamanlarin.
 Bir soyutlama olabilecek sey
 Olumsuz bir olasilik olarak kalakalir
 Husnu kuruntularin dunyasinda yalnizca.
 Olabilecek olan ve olmus olan sey
 Isaretler her daim varolan ayni seyi.
 Bellekte adimlarin yankisi
 Gecmedigimiz gecitten asagi gecerek
 Hic acmadigimiz kapidan
 Girelim gul bahcesine.
 Boylece, zihninde...
 
  
 
 Time present and time past
 Are both perhaps present in time future,
 And time future contained in time past.
 If all time is eternally present
 All time is unredeemable.
 What might have been is an abstraction
 Remaining a perpetual possibility
 Only in a world of speculation.
 What might have been and what has been
 Point to one end, which is always present.
 Footfalls echo in the memory
 Down the passage which we did not take
 Towards the door we never opened
 Into the rose-garden. My words echo
 Thus, in your mind...
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
					
				
		
			
				
					Ingiliz yazar ve mizahci Susan Lillian 'Sue' Townsend'in dogum yildonumu (2 Nisan 1946)
 
 " 2 Ocak Cuma
 
 Iskocya’da resmi tatil. Dolunay
 
 Bugun kendimi berbat hissettim. Suc, sabaha karsi saat ikide, merdivenin basinda dikilip, ‘My Way’ sarkisini soyleyen annemindi. Boyle bir annem olmasi benim sansizligim. Annemle baba-min alkolik olma olasiliklari var. Gelecek yil kendimi, kimsesiz cocuklar yurdunda bulabilirim. Kopek yine babamin basina bela oldu. Babamin yaptigi maket geminin uzerine atlayip onu parcaladi. Daha sonra da geminin yelken halatlari ayagina dolanmis bir halde bahceye kostu. Babam ise, 'Uc aylik emegim bosa gitti!' diye soylenip durdu.Cenemdeki sivilce giderek buyuyor. Suc, vitaminler hakkinda bilgi sahibi olmayan annemde. " Bir Yeniyetmenin Gizli Gunlugu
 
  
 
 "Friday January 2nd
 
 Bank Holiday in Scotland. Full Moon
 
 I felt rotten today. It’s my mother’s fault for singing ‘My Way’ at two o’clock in the morning at the top of the stairs. Just my luck to have a mother like her. There is a chance my parents could be alcoholics. Next year I could be in a children’s home. The dog got its own back on my father. It jumped up and knocked down his model ship, then ran into the garden with the rigging tangled in its feet. My father kept saying, ‘Three months’ work down the drain’, over and over again.The spot on my chin is getting bigger. It’s my mother’s fault for not knowing about vitamins."
 
 
 
 
 
 
 
  
	
	
	
	
	
	
	
	
	
	
	
	
		
		
		
		
			
				 Gönderi Kuralları
				Gönderi Kuralları
			
			
				
	
		- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-  
Forum Rules
 
			 
		 
	 
 
  
  
  
 
 
Yer İmleri