Nuri ile Ayva Tatlısı: Dikkat çiğ yemeyiniz!

[ayvagobeknuri]

Ergin Yildizoglu
@EYILDIZOGLU
·
6s
"Yanlış" ekonomi politikaları üzerine tartışmalar bana Hamlet trajedisindeki “Bu bir çılgınlık ama içinde bir metot var” sözlerini anımsatıyor. Neden, birilerine çılgınlık gibi gelen, bir başkası için yaşamsal önemde metodik/rasyonel bir tercih olmasın?https://erginyildizoglu.blogspot.com....html?spref=tw

Ekonomi politikalarında "doğru" ve "yanlış" farkı sınıfsaldır!

[ayvagobeknuri]

İsrail Savunma Bakanı Gantz'ın evinde çalışan temizlikçi, İran adına casusluk şüphesiyle tutuklandı.

[yıkıkkentli54]

Abi hastalıkla uğraştım 1 sene be ya...İyiyim şimdi. İstanbul'dan ayrılamıyorum, anca yaza doğru, sağ olursak yeriz ıslama küfteleri...

saygılar...

Saygılar benden geçmiş olsun Adaşım sıkı bi takipçin olarak başlığa abone oldum görür görmez .küfteler ve gabak tatlısı gömelim sözüm olsun adaşım


iPhone cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

[ayvagobeknuri]

Saygılar benden geçmiş olsun Adaşım sıkı bi takipçin olarak başlığa abone oldum görür görmez .küfteler ve gabak tatlısı gömelim sözüm olsun adaşım


iPhone cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

[ayvagobeknuri]

⚓Dr.Yüksel Hoš | JxlhšYıldız ve hilalTürkiye Bayrağı
@yukselhos
·
6s
Haftasonu Fatih'e gittim. Vatan ve millet caddeleri çevresinde Türk yoktu. Sanki maymunlar cehennemi filmi gibi bir distopya. Filistin yemekleri, Şam ticaret, Halep sofrası. Afrikalı, Somalili, Afganlı. Ben ist.üniversitesinde iken tüm o binalarda şehirli arkadaşlarım yaşardı.

Kapısının önünde oturmuş Walkman dinleyen kızlar, apartmanların önünde en fazla 3-5 araç vardı... Şimdi ise aracı park edecek hiç yer yoktu... Bir kuralsız hal ki şaştım kaldım. Yanımdan işlemeli parlak kadife entari giyinmiş bir kadın geçti. Sanki Rakka sokaklarında yürüyor.

O apartmanların ruhu gitmişti neredeyse.İçlerinde yaşam dışında her şey vardı. O apartmanlarda, İstanbul'un en merkezi,en kalbi olan bölgesinde yaşayan şehirli insanlarımız vardı. Şimdiyse bizden diyebileceğim bir tek doğu ve güney doğu insanı kalmış. Bir şehrin merkezi burası

Hele en sevdiğim kıztaşı mahallesi apayrı bir ölü bölge idi.Çocuksuz bir mahalle olmuş oralarda da bizden tipler yoktu.O taş sütuna bakan apartmanlarda uyanmak kim bilir ne zevklidir derdim. Gayet iyi bir semtte doğmuş olmama rağmen orayı severdim.Taşın dibine 2 suri oturmuştu

Bu mahallelerde oturan arkadaşlarımdan bazısı 6 kuşak İstanbullu çocuklardı. Bazısı Kütahyalı, Üsküplü, Bursalı, nadiren de Trabzonluydu.Güneydoğulularsa sadece kadınlar pazarı semtinde yaşardı. Ne oldu da şehrin merkezi kısmı böyle hovardaca kaybedildi? Benzeri dünyada yoktur

Londra'da şehrin en merkezi kısmında İngilizlerin terk ettiği ve göçmen yuvası olmuş mahalleleri göremezsiniz. Paris'te Şanzelize'de ortalık Cezayirli ve Tunuslu ve Senegalli işgalinde değildir. Balkanlar'da en problemli ülke olan Bosna'da bile Başçarşı çevresi hep Boşnaktır

Hele Moskova'da şehrin merkezinde herkes kalamaz. Merkezde yabancı, işsiz güçsüz tipler, it kopuk olamaz, dolaşamaz hadi dolaştı orada yuvalanamaz.Hiçbir memlekette en önemli ve tarihi şehrin merkezini o şehrin halkı terk etmez. Edemez! Sistemde bir gariplik var ama ne? dedim.

Mesele o kadar içimi acıttı ki İstanbul'un kozmopolit olması gibi liboş kelimelerle açıklanacak bir şey değildi bu çünkü kozmopolit içerisinde bir baskın unsur olur ve diğer unsurlar çevrede, dış mahallelerde barınır. Kendi şehrinin merkezini hiçbir millet boş bırakmaz.

O şehirde senin tarihin var. Bir Afganlı geçen sene bir çeşmenin içine girmiş tuvaletini yapıyorken arkadaş adamı uyarmış geceleyin. Bıçak çekti kaçtım diyor. Düşünün tarihimizin bulunduğu yarımada orası. Kız taşının, kemerin tarihî umurunda olmayan insanlar oralarda yaşıyor.

Bölgedeki camilerde imamlarla konuştum. Ne Afgan ne Somalili ne de Suriyeli cemaatin camiyle alakası yokmuş. Sensin esas tarihi şehrinin merkezinde yuvalanması gereken ama boş bırakmış gitmişsin. Nasıl oldu da gittik? Uzun uzun düşündüm. Aklıma Ömer Seyfettin'in hikayesi geldi

Bu hikayede bir tek kurşun atmadan bir bölgeden insanların nasıl çıkarıldığı ya da insanların yurtlarını terk ettiği anlatılıyordu. Lütfen aşağıdaki hikayeyi (önce soldaki) okuyunuz. İnsanların şehir kültürleri, el değmeyecek bir mahremiyetle dengede durur. O denge hassastır

[ayvagobeknuri]

Bu dengeyi biraz gevşetir iseniz ülke içinden kırsal bölgelerin insanları şehre doluşur. Bu onlar için zor bir şey değildir. 8-10 kişi bir dairede oturur ve en az 6 kişi çalışır. Kadın gündeliğe gider evin beyi seyyar satıcılık yapar, çocuklar selpak satar, ergeni işçi olur

Kiralanan evde kalırlar kirasını da öderler ancak p ve benzeri tipler bölgeye dolultukça mahallenin de değeri düşer. Binalar eskir, köhneleşir, beter durumda olur ve o binaların alıcısı yine onlar olur. Seyrantepe'deki bir evimizi kiraya verdiğimiz bir Diyarbakırlı aile vardı.

Adamlar evi boşalttığı gün girdik. Her odada tavanda kornişler vardı. Bir odadaki korniş ise Mercedes logosu gibi tavan merkezinden yanlara doğru gidiyordu. Oda üçe bölünmüş öyle kullanılmıştı. Saydım 4 odadan tam 9 oda çıkarılmıştı. Biz kiraları hep aldık ama ev tükenmişti.

Tuvalet musluğu her nasılsa kırılmış ya da sökülmüş, yerine alüminyum bir vana musluk takılmıştı.Ucunda da pis bir hortum bağlanmıştı.Mutfaktaki aç kapa musluk da götürülmüştü. Yerdeki döşeme hiçbir odada sağlam değildi. Asma kattı ve çatıda ise ağır bir koku. Çürümüş sebzeler

Hayatınızda bölgelere dair algılarınız bir kişiyle de şekillenebilir, bir aileyle de binlerce kişiyle tanışarak da. Benim de algım böyle şekillendi. O evi tamir ettirirken harçlığımın yarıya indirildiğini hatırlarım. Ama onların çocuklarının böyle bir bedel ödediğini sanmam.

Her biri ev sahibi oldu ve gözümüzün önünde zenginleşti. Allah daha çok versin ama apartmanın Her kattaki aydınlatma ve havalandırma pencerelerini götürmüşlerdi. Babam o pencereleri onların yaptırdığı binada görmüştü. Tamirat sonrasında giren hiç kimse o kadar zarar vermedi

Adeta â…• ev masrafı ile tamir ettirdik. Rezalet bir şeydi o ev görmeniz lazım. Şimdi bu örneği 100 evle, 1000 evle çarpın. Bir zamanların ünlü mimarlarının prestij çizimleri ile kalite kattığı ve zengin ailelerin yerleştiği Fatih semti de işte böyle kaybedildi. Şu sanata bakın

Bu tür köşe binaları artık yapılmıyor. Yapılsa da kimse otlu peynir kokulu bir markete girip dilini anlamadığı berberde saçını kestireceği, köşe başında bir Ortadoğulunun gündüz vakti karısını parmaklama ihtimali %99,9 olan bir mahalleye yerleşmez yatırım hiç yapmaz.

Ben ırkçı değilim, olmam, yabancı düşmanı hiç değilim zira yabancı evlilik yapmış biriyim. Ama kaybedilen şehirlerime bakıp üzülürüm sadece. Rus, Moskova'ya yerleşecek kişiyi 20 kurumdan imza alarak vizeyle alırken biz şehrin merkezini hovardaca harcıyor Kandahar'a çeviriyoruz

Şu evdeki sanata bakın. Tüm Fatih böyleydi biliyor musunuz? Bu evler bir daha yapılmaz. Kaybedilen, rölövesi alınmayan binlercesi bir daha hiç gelmeyecek. İçerisinde yaşayan narin ruhlu, ney çalan,kanun çalan, ut çalan insanlar, mevlidhanlar yetiştiren bu mahalleler kaybedildi

Bu estetik kaybedildi. Şehirlilik kaybedildi. Bunu ne ümmet lafları ne ensar ne muhacir edebiyatı ile hiçbir şekilde açıklayamazsınız. Muhacir ise gitsin Sultanbeyli'de yaşasın. Şehrin dış mahallelerinde yaşar tüm dünyada yabancılar şehrin içinde tarihî yarımadayı işgal etmez.

Bunların acilen buralarda ikametinin engellenmesi gerekiyor. Turistler için de bu çok kötü bir tanıtımdır. Gerek fatih, Aksaray ve gerekse Taksim ve Beyoğlu'nun arka sokakları her yılbaşında turist taciz eden insanların akın ettiği bir yer. Koy Samandıra'ya kim gelecek oradan?

Olası bir kötü senaryoda şehrin en büyük istikrarsızlık merkezî buralar olacak. Arabalar ters çevrilecek, lastikler yakılacak, kuvvetle muhtemeldir ki tarihî camiler, kütüphaneler ve Nakışlı çeşmelerimiz parçalanıp polisimize atılacak taşlar için kullanılacak yazın bunu kenara

Evine getirdiğin misafir eğer tanıdığın, arkanı döneceğin kişi ise gümüş takımların, kristal avizenin ve milyonluk tabloların olduğu salonda yatırır mısın? Çalmasa bile dokunur merakla zarar verir. Ya tanımadığın misafiri alır mısın? İşte bunlar bizim milyonluk mücevherlerimiz

[ayvagobeknuri]

Prof Dr Güner Sönmez
@DrGunerSonmez
·
10s
Doları, enflasyonu, hayat pahalılığını, salgını, virüsü, ağır siyaset dilini unutturacak bir güzelliğe ihtiyacımız var. Film olur, kitap olur veya başka bir şey…

Var mı bu ruh halinden çıkartacak bir öneri?

Kediler sadece anı yaşarlar. Ne gelecek ne geçmiş hiç umurlarında değildir. İnsan bunu beceremez.

[ayvagobeknuri]

Prof Dr Güner Sönmez
·
5s
Uyusam bir pınar başında
Yarpuzlar ve yoncalar sarmalamış
Çivit yazmasıyla annem başucumda
Uyusam bir çoban abasında
Uzak bahçelerden çiğdemler ağmış
Kır saçıyla mahzun babam yanımda
Uyusam, ah uyusam…

Güner Sönmez

MelihaBarış sembolüDört yapraklı yonca
@SbhNdr77
@DrGunerSonmez
adlı kişiye yanıt olarak
Bir misafirliğe gitsem,
Bana temiz bir yatak yapsalar.
Her şeyi,adımı bile unutup
Uyusam..
Kalktığımda yatağım hala lavanta koksa,
Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar.
Nerede olduğumu hatırlamasam.
Hatta adımı bile unutsam.

Prof Dr Güner Sönmez
·
5s
@SbhNdr77
adlı kişiye yanıt olarak
Alkışlama işaretiAlkışlama işareti

MelihaBarış sembolüDört yapraklı yonca
@SbhNdr77
@DrGunerSonmez
adlı kişiye yanıt olarak
Şairi Melih Cevdet Anday Hocam. Sığmadığı için yazmamıştım

Tweetler, haberler akar durur, bu saatlerde yavaşlasalar da hiç bitmezler...