Originally Posted by
Ozan Erol
doksanlı yıllar güzel yıllardı, çünkü gençtik, gençken herşey güzelmiş sonra anlıyor insan.. tabii ekonomik kriz o zamanlar da oluyordu, mesela 94 krizinden sonra CHP-DYP hükümeti "net aktif vergisi" diye bi vergi çıkardı, hesaplaması basit- şirketin toplam aktifleri ne kadarsa onun yüzde5 kadarını vergi olarak ödeyeceksin, kar mı ediyosun zarar mı ediyosun önemli değil, mesela yüklü kredi kullandın geçen hafta bilançon şişti fark etmez, yüzde 5 vergi.. bugün çıksa mesela kchol 79 milyar TL, sahol 62 milyar, isctr 70 milyar TL vergi ödeyecekti.. bi arkadaş kömür ticareti yapıyordu, aynı işi yapan daha büyük bi tüccar tanıdığı yüklü bi alım yapmış, bi sebepten fatura kesemiyor, arkadaşa rica ediyor -faturayı sen keser misin diye, giriş- çıkış kar yok vergi yok bi riski yok diye tamam diyor arkadaş.. daha malın çıkışı olmadan hooop net aktif vergisi çıkıyor ertesi gün, inanılmaz bi vergi borcu 7 sülalesini satsa ödeyemez, mecbur illegale döndü, taaaa 2011 tayyip vergi affını çıkardığı zaman taksitlendirdi vs zor bela ödeyebildi
PKK ile iç savaş vardı 90lar boyunca, PKK mücadele için normal 18-aylık acemi askerler sürülürdü ön cepheye, kadrolu askerler komandolar yada özel kuvvetler nadir durumlarda girerdi çatışmaya.. 10 binden fazla şehit cenazesi kaldırıldı tüm anadoluda, cenazelerde en önde ülkücüler olurdu, en çok onlar bağırırdı, MHP oy tabanı yüzde 3-4 iken 1999 seçimlerinde yüzde 18 ulaşmasının sebebi bu şehit cenazeleri idi, tabii teşvikiye camiinde asla bi şehit cenazesi kaldırıldığını görmedim- o sıralar nişantaşında çalışıyordum.. terörle mücadele için çeşitli yöntemler uyguladı o yılların koalisyon hükümetleri, mesela güneydoğu kentlerinde 17 bin kişi sokakta yürürken arkasına yanaşan birinin ense köküne sıktığı tek kurşunla infaz edildi.. 17 bin kişi faili meçhul cinayete kurban gitti, yöre halkı bu deyimi faili meşhur olarak telaffuz ediyordu, güpengündüz kalabalığın orta yerinde işlenen cinayetin faili elbette meçhul falan olamazdı, meşhurdu, devletten lisans almış birileriydi- emniyet, jitem vb.. 17 bin TC vatandaşı sokak ortasında infaz edilirken, içişleri bakanlığı koltuğunda tanıdık biri oturuyordu- meral akşener
o yıllarda hanehalkını korkutan 2 önemli gider kalemi vardı, biri ilaç parası idi, mesela doktor sana bi antibiyotik- bi ağrı kesici, ateş düşürücü falan basit bir kaç ilaç yazdı, asgari ücretin yarısını bırakırdın eczaneye.. herkes bi köşede mutlaka ilaç parası biriktirmeye özen gösterirdi.. diğeri kitap parasıydı, entellektüel bi gereksinim olarak değil, okullar açılınca çocukların kitap-defter-kalem parasını karşılamaya çalışmak aile bütçesini sarsardı.. ama güzeldi tabii 90lı yıllar, ne kadar güzeldi, gençtik çünkü, taksime çıkardık, dikkatli olmalıydık heryerde kapkaç çeteleri vardı cüzdanı yada cep telefonu kaptırabilirdin kolaylıkla, allahtan gençtik, kapkaççıyı kovalayabilirdik ama o zaman da abileri belirirdi köşeden, hemen tornistan.. kış günleri rüzgarsız havalarda taksim meydanına koyu bir hava kirlilği çökerdi, doğalgaz yoktu henüz heryer kömür kokardı, ama gençtik, astım olmazdık.. çok güzeldi ama
Yer İmleri