Bana kalırsa.

[alicemal]

Kuralımız neydi haturlayalım.

"bir topluluk içinde birileri ÜRETMEDEN zenginleşiyorsa, o topluluktaki diğer kişiler fakirleşirler"

Üretmeden kazanan kişilerin cebine giren paralar, topluluktaki diğer kişilerden çıkar. Bu sebeple fakirleşirler.

Şu anda bariz bir örnekle onu yaşıyoruz.

Devlet vergileri zaten anormal yüksekti, şimdi dahada yükselttiler.

Önceki yıllarda yapılan talanların parası, kalabalık halk topluluklarından vergi olarak tahsil ediliyor. Boşalan kasalar dolduruluyor.

Bir konuyu daha açıklayayım. "Tamam çalışanlar vergi veriyor ama zenginlerde patronlarda veriyor." diyeceksiniz.

Patronlar Zenginler 2 türlü vergi veriyor. Birincisi şirket aracılığı ile diğeri ise kişisel harcamaları aracılığı ile. Mesela Benzin aldıklarında bizim gibi onlarda vergi vermiş oluyor.

Şirket aracılığı ile ödedikleri vergiyi kat kat geri alıyorlar. Nasıl alıyorlar;
Birinci örnek pandemi döneminde şirketlere yağmur gibi ucuz kredi yağdırıldı ama şirketi olmayanlar alamadı.
Başka örnek bol bol devletten teşvik alıyorlar. 5 yıl önce reno firması 3,2 milyar TL, ford firması 10 milyar TL teşvik aldı. Şirket kuracakları zaman bedava arsa ve hibelerden faydalanıyorlar.
Başka örnek: Şirketler güçlü oldukları için haklarını savunabiliyorlar ve haklarından fazlasını geri alabiliyorlar. Vatandaş alamıyor.
Başka örnek: Şirketler bol bol vergi kaçırabiliyorlar. Ama vatandaş vergi kaçıramıyor.
Başka örnek: vakıflar kurup devletten yardım alıp vergi ödemiyorlar.

Bunun gibi sizde eklemeler yapabilirsiniz, ilk aklıma gelenler bunlar.

Kişi olarak harcamalalrı ile vergi veriyorlar. Evet bizim gibi veriyorlar ancak durum çok farklı. Vatandaşın cebine aylık brüt 15bin giriyor bunun tamamını harcıyor. Kafadan devlet %30 civarı kesişyor kalanınında dolaylı vergilerle %20si en az gidiyor. Yani BRÜT maaşın %50 si vergiye gidiyor. Zenginin aylık BRÜT geliri ise 1milyon desek. Tavandan devlet kesse sanırım 20bin keser. harcamaları ile ne kadar gider, ayda 30bin harcasa(harcamalarının önemli kısmını şirketine fatura edip vergiden düştüğünü unutmayalım, örneğin benzin, araba giderleri, dışarıda yediği yemekler bazen geziler vb.) 30 binde giden dolaylı vergi %20 desek. 6 bin eder, 20 binde devlet kafadan kesmişti 26 bin. 1 milyon gelirde 26 bin vergi.
Garibanın gelirinin %50 si vergi iken zenginin gelirinin %2,6 sı vergi.

Bu çok yüzeysel bir hesap ama gerçeği yansıtıyor. Detaya girsem kimse okumaz, okuyanların çoğu zaten anlamaz.

Sonuçta devleti sırtlayanlar maaşlı çalışanlar veya en alt üreten kesim. kendi patronu olupta sadece eve yetecek kadar geliri olanlarda bu işten zararlı çıkıyor.

Diceksinizki zengin 1 milyon kazanıyor ama 100 tane işçi çalıştırıyor, onlara iş aş veriyor. Doğru ama üreten yine o 100 kişi. Yani 100 kişi olmadan 1milyon gelir olmaz, patron olmadan 100 kişi iş bulmaz lafı doğru değil. o 100 kişi yine karnını doyurmak zorunda ve doyurur ama patron 100 kişi olmadan patronluk yapamaz.

Patronada çalışanada ihtiyaç var ancak sistem halkı soyma, çalışanı soyma üzerine kurulduğundan, çalışanlar devlet aracılığı ile sömürülüyor.

Devlet olanakları birilerine aktarılırken, vergilerle bu aktarılanlar çalışanlardan alınıyorlar.

Şu an çok açık bir örneğini yaşıyoruz. Geçiriyorlar. Devletten ve mevcut düzenden faydalanamıyorsanız geçen geçtiği ile kalıyor.

Mevcut düzenden faydalananlardan birini yazmıştım. Bir tanıdık 2020 den beridir şirketlere verilen ucuz pandemi kredileri ile gayrımenkul ve araba al-sat yaptı. Kredileri şirket için kullanmadı zaten şirket kağıt üzerindeydi. Devletten aldığı kredilerle al sat yaparak 10 milyon servet yaptı ve tek kuruş vergide vermedi. Dövizin yükselmesi son 3 yılda al-sat yapanları acaip zengin etti.

Kural neydi. "yerde bile bulsanız, üretmeden kazandığınız para diğerlerinden çıkar."

Bu kuralı 10 farklı şekilde yazıyorum ama öz aynı. Üretmeden paraya sahip olduysanız, o para diğerlerinden MUTLAKA VE MUTLAKA çıkar.

Dolaylı yollardan çıktığı için anlamazsınız. Nasıl çıktığını gerçek hayattan pek çok örnekle geçmiş yazılarda da anlattım.

Yazdıklarım okuyanın aklından bir müddet sonra çıkıyor ve yine aynı hikayeyi yaşıyorum. Çünki medya sizi öyle bir HIZLA dolduruyorki, benim yazdıklarımı unuttuğunuzdan medyanın ezberini tekrarlamaya başlıyorsunuz.

Medya sahipleri sistemi kuran ve en çok faydalanan grup.
Medya: TV'ler, Gazeteler, internet haber siteleri, sosyal medya kurumsal yayıncıları, sosyal medya paralı yazcıları vb..

[Desidero74]

Kuralımız neydi haturlayalım.

"bir topluluk içinde birileri ÜRETMEDEN zenginleşiyorsa, o topluluktaki diğer kişiler fakirleşirler"




Kural neydi. "yerde bile bulsanız, üretmeden kazandığınız para diğerlerinden çıkar."



Medya sahipleri sistemi kuran ve en çok faydalanan grup.
Medya: TV'ler, Gazeteler, internet haber siteleri, sosyal medya kurumsal yayıncıları, sosyal medya paralı yazcıları vb..

Ali Cemal, senin bu tarz çıkarsamalarını slogan gibi halka anlatmak ve benimsetmek lazım zira halk sloganlarla düşünebilir, geçmişte benim de aklıma şu gelmişti
Ey emekli bugün aldığın maaş ve geçimini oğlun sağlıyor ve o emekli olunca karnı doymayacak, senin müteaahhite verdiğin arsa dan aldığın iki daireni 20 yıl sonra yenileyecek paran olmayacak ve yenilemek istersen sadece 1 dairen kalacak gibi

Bunları bizim sarı muhalefet ne söyler ne konuşur, söylese ve konuşsa da bir propaganda tarzında zihne sokamaz, sokmaz zira görevi sistemi devam ettirmektir.

Bunu yapacak bir oluşum gerekli ve biz de orada bu görüşlerimizi ve enerjimizi ortaya çıkarmalıyız ama ülkemiz insanı ortak çalışamaz egosu tavandır eşitlikten hoşlanmaz bu nedenle çalışmalar eksik kalır. Kuklacı da boş meydanda at oynatır oysa , elit 50 kafa bunları duman eder. Diye düşünüyorum.

[alicemal]

Ali Cemal, senin bu tarz çıkarsamalarını slogan gibi halka anlatmak ve benimsetmek lazım zira halk sloganlarla düşünebilir, geçmişte benim de aklıma şu gelmişti
Ey emekli bugün aldığın maaş ve geçimini oğlun sağlıyor ve o emekli olunca karnı doymayacak, senin müteaahhite verdiğin arsa dan aldığın iki daireni 20 yıl sonra yenileyecek paran olmayacak ve yenilemek istersen sadece 1 dairen kalacak gibi

Bunları bizim sarı muhalefet ne söyler ne konuşur, söylese ve konuşsa da bir propaganda tarzında zihne sokamaz, sokmaz zira görevi sistemi devam ettirmektir.

Bunu yapacak bir oluşum gerekli ve biz de orada bu görüşlerimizi ve enerjimizi ortaya çıkarmalıyız ama ülkemiz insanı ortak çalışamaz egosu tavandır eşitlikten hoşlanmaz bu nedenle çalışmalar eksik kalır. Kuklacı da boş meydanda at oynatır oysa , elit 50 kafa bunları duman eder. Diye düşünüyorum.

Dediklerin doğru.
Siyaset sınıfı kalite açısından orta sınıfın en alt kesimi. İyi bir insan söyledikleri ve projeleri ile aralarına girmeye çalışsa, hemen engellerler. Kemal Derviş e yaptıkları gibi kullanıp atarlar. Arkasından da karalarlar. Projesi olan adamı kendilerine tehdit görürler. Kendilerinin hedefi talan olduğundan, aklı projesi olanı kendi talanlarına engel olacak diye istemezler. Bazen mecbur kalıyorlar aralarına almaya, oylarını artırıyor. Oy artınca arsızca yüklenip sepetliyorlar.

Vekil olmak arkadaşlarımdan duyduğum kadarı ile çok büyük para işi olmuş. 40-50 milyon dağıtman gerekiyormuş. O parayı dağıtanın amacıda bellidir. Çok daha fazlasını cebe indirmek.

[Desidero74]

Dediklerin doğru.
Siyaset sınıfı kalite açısından orta sınıfın en alt kesimi. İyi bir insan söyledikleri ve projeleri ile aralarına girmeye çalışsa, hemen engellerler. Kemal Derviş e yaptıkları gibi kullanıp atarlar. .

Kemal Derviş için ne düşünüyorsun, Ecevit ın telefonla ulaşamıyorum , benim bakanım benim telefonlarıma çıkmıyor dediğini hatırlıyorum,
15 günde 15 yasa
Türk Telekom yasası ile özelleştirme yapıldı ve adam parayı ödemeden bir de içini boşaltıp kaçtıydı Hariri miydi neydi.
Bir de şeker ve tütün yasası ile yerli üretim yok edilmişti, şimdi genetiği değiştirilmiş mısır şekeri ile dolu hazır gıdalarla besleniyoruz.
Tabii bütçe disiplini ve yurtdışından gelen sıcak para akışı o dönem herkesin herşeye rahat ulaşmasını sağlamıştı.

[alicemal]

Kemal Derviş için ne düşünüyorsun, Ecevit ın telefonla ulaşamıyorum , benim bakanım benim telefonlarıma çıkmıyor dediğini hatırlıyorum,
15 günde 15 yasa
Türk Telekom yasası ile özelleştirme yapıldı ve adam parayı ödemeden bir de içini boşaltıp kaçtıydı Hariri miydi neydi.
Bir de şeker ve tütün yasası ile yerli üretim yok edilmişti, şimdi genetiği değiştirilmiş mısır şekeri ile dolu hazır gıdalarla besleniyoruz.
Tabii bütçe disiplini ve yurtdışından gelen sıcak para akışı o dönem herkesin herşeye rahat ulaşmasını sağlamıştı.

Kemal Derviş kimdir? Özel bir karakter.

Gittikten sonra hatta daha gitmeden medya epey bir karaladı. Hâlâ daha üzerine günah yıkıp duruyorlar.

Günah yıkanlar kim.?

Amerika'dan emir alan ve ülke halkını soyan siyasi karakterler ve onlarla ortak medya. Özellikle kendine sol diyen kesim Derviş'i çok karaladı.

Derviş hakkında da bilgiyi medyadan aldığımızdan, bilginin sağlıklı olmasına imkan yok.

O zaman Derviş hakkında ne düşüneceğiz, nasıl biriydi.?

Yaptıklarına bakarak karar vereceğiz söylenen ve anlatılana göre değil.

Şimdi "adam kimin adamı, gizli ne işler yaptı" gibi konulara giremem çünkü bilmiyorum. Sadece görüneni yorumlayabilirim.

Görünen neydi.?

Adam kendisi gelmedi, getirdiler. Getiren kimlerdi? siyasetçiler.

Peki neden getirmişlerdi.?

Çünkü devlet, siyasetçiler ve medya tarafından 1980 den beridir talan edilmiş, kasalar boşalmış, ülke şu anki gibi zor duruma gelmişti.

Yani Derviş'i getirenler, 1980 den beri devleti yani halkı soyan hırsız siyasetçilerdi. Çağıran önemli değil o ana kadar devleti o hale getiren kimlerdi.? Tek bir siyasetçi yada parti değil hepsi birden sırayla soymuşlardı.

Devlet Bankalarını soyuyorlardı, kamu kurumlarını vergileri soyuyorlardı. Kasalar bomboştu ve dışarıdan kimse bize borç vermiyordu.

Derviş geldi ve önlemler almaya çalıştı.

Önce siyasetçi soygununu önlemeye çalıştı, bulduğu çözüm özelleştirmeydi. Bu çözümü aynı zamanda siyonistlerde istiyorlardı çünki devlet elinde olmayan değerli şeyleri siyonistler kolaylıkla satın alıp hükmediyorlardı.

Derviş'in en çok karalandığı kararı bu. Özelleştirmeye devam etmesi. Zaten özelleştirme %10 cu özal ailesi dönemi başlamıştı ve siyonist isteğiydi.

Özelleştirmeye katılmayan parti yok, özal ile başladı, şu an akp en büyük özelleştirmeleri yapıyor. özal sonrası chp başta hiç kalmadı, bir kez koalisyonla başa geçmişlerdi özgür değillerdi. Zaten en baba amerikancı ve özelleştirmeci tayyip erdoğanı başa geçiren de chp başkanı baykal dı. Yani chp özelleştirme dışı diyemeyiz çünki dolaylıda olsa katkısı var. Ayrıca tek başlarına başa geçmedikleri içinde örnek yok.

Derviş'e bankaları özelleştiriyor diye vuruyorlar ama tüm siyasiler zaten özelleştirmeye destek oluyorlar. yani oradan vuramazsın.

Diğer vurdukları ise adam devletin bişeylerini çalmış. Gözümle şahit olsam inanmayacağım bir yalan. Bu yalanı atanlar soros dan emir alıp tayyip'i başbakanlık yoluna sokan baykal dı. baykal'ın emrindeki gazetecilerdi. Amaçları dervişi ülkeden kovalamaktı. baykal dönemi chp oyları %10 baraj altına inmişti, derviş geldi ve oylar yenide yükseldi. Derviş le işleri bitincede chp başına geçmesin diye göndermeleri gerekiyordu. Maaşlı gazetecilerine karalatmaya başladılar. Derviş de sanırım "böyle bir ülke beni hak etmiyor" diyerek arkasına bakmadan kaçtı.

Adamın görüntüsü, "çok yüksek kapasiteli ki benden bile yüksek olabilir(güldünüz tabi imkanı yok) Son derece temiz, dürüst, medeni, ahlâklı bir adam. Ailenizle beraber ömür boyu arkadaş olmak isteyeceğiniz biri.

Adam Türk siyaset ortamının iğrençliğini görünce kaçtı. Bir ara ismail cem ile parti hevesine girdi ama ismail cem'in grubunu ve düşüncelerini görünce oradan da kaçmış olabilir. cehape ye zaten kimse kapıdan adımını atmak istemez o kadar iğrenç. Eğer temiz dürüst ahlaklı ve kapasiteli isen. Böyle deyince diğer partileri yücelttim sanmayın diğer partiler çok daha berbatdı. Şu ara eşitlenmiş olabilirler.

Derviş'in gizli planı varmıydı.? CIA ajanı filanmıydı.?

Bunu doğruluğunu veya yanlışlığını ispatlayamam.

Yaptıklarına bakınca ülkeyi siyasetçi ve medya soygunundan kurtarır diye düşündüğü kanunları çıkardı. O kanunlar yüzünden medya ve siyasetçiler bir müddet soygun yapamadılar, o sebeple de hem medya hemde siyasiler karalıyorlar. Tabi en arsız olanları. Azcık utanması olanlar susuyorlar. akp gelince tüm kanunları değiştirip talana uygun hale GERİ getirdi. O sebeple akp geldiği ilk yıl kanunlar değiştirildiğinden 20 sene öncesine geri gittik filan diye yazıyordum. Kimse anlamıyordu.

Ekonomik görüntü açısından şu an yine 23 sene önceki haldeyiz desem doğru olmaz. Çok daha kötüyüz. Görüntü benzer ama 23 sene önce kamu şirketlerimiz vardı, madenlerimiz petrollerimiz, denizlerimiz, limanlarımız bizimdi halkındı. Borç da bugünkü nün dörtte biriydi.

- Basitçe anlatırsam. 10 milyon TL lik evin(kamu şirketleri, madenlerin, limanların, ormanları, yolların, köprülerin, tünellerin ne varsa hepsi senin.) var, 500 bin TL lik borcun var. Bu 2000 yılındaki durum. Kira ödemiyorsun borcu çalışır ödersin.

- Şu anki durum ise evin yok satıp yemişsin kiradasın ve 2 milyon TL borcun var. Hem kira öde hem 2 milyon borç, kurtuluşun kalmamış. O sebeple 2000 yılına göre çok çok daha kötü durumdayız. Evi satıp yiyenler ise sofra başında kavgaya devam ediyorlar. Daha satacakları çok şey var demekki.


.

[maltepe]

ali cemal...maalesef satılacaklar faizin faizine bile yetmez..satılan hem ölücülere satılıyor hemde değerin zaten çok azı hazineye ulaşabiliyor...ben karamsarım..ülke iflas ederse ancak kurtuluş adımları atılabilir..faizler durur,ana paralarda büyük indirimler olur..haydi bunlara para verelim yoksa bize zararları olur düşüncesiyle tekrar yardım ederler...yok icraya verelim yok paylaşalım..imkansız..kötü tüccara hiç bir şey yapamaz üste para verirsiniz...

[alicemal]

ali cemal...maalesef satılacaklar faizin faizine bile yetmez..satılan hem ölücülere satılıyor hemde değerin zaten çok azı hazineye ulaşabiliyor...ben karamsarım..ülke iflas ederse ancak kurtuluş adımları atılabilir..faizler durur,ana paralarda büyük indirimler olur..haydi bunlara para verelim yoksa bize zararları olur düşüncesiyle tekrar yardım ederler...yok icraya verelim yok paylaşalım..imkansız..kötü tüccara hiç bir şey yapamaz üste para verirsiniz...

Satacakları ile borç ödemezler, cebe indirmenin yollarını kullanırlar. Borç katlanmaya devam eder. Batı blokunun istediğide ağır borçlu olman. Ne kadar çok borcun varsa o kadar kolay yönetilirsin.

İflas açıklasak(Moratoryum) bizim borcu azaltmaz yada silmezler. yunanistanı Arjantin'i azalttılar, bir kısmını sildiler. Bizimkini ne azaltır ne silerler. Hatta üzerine tefeci faizi eklerler.

Batının amacı seni parçalayıp yutmak, neden borcunu silsin, azaltsın. O borcu zaten seni yutmak için yaptırmış. Yaptırmış diyorum çünkü onların kurdurduğu ve kontrol ettiği siyasetçiler tarafından, onların kontrol ettiği medya desteği ile yapıldı. Medya halkı hazırladı kıvama getirdi, kontrol altındaki siyasetçiler kıvama gelmiş halka geçirdi(kötü niyetli kanunlar çıkardı). Halk da "çok süper oldu, geleceğimiz parlak" dedi.

Ana amaç parçalamak.

Eğitim sistemimizin çökertilmesi, borca batırılmamız, az gelişmiş ülkelerden cahil kalabalıkların getirilmesi, kamuya yani halka ait her şeyin satılması, medyaca halkın birbirinden nefret eder hale getirilmesi, ülkeyi karıştıracak tarikatların kurulması ve beslenmesi hepsi bu ülkeyi parçalayıp yutmak amaçlı.

Maalesef medyanın yani TV ve gazetelerin bombardımanı altında halkın büyük çoğunluğu gerçeği göremiyor. Beyni gelişsin diye en ücradaki köylülerden başlamak üzere köy enstitüleri kurduk. Kuranları genç yaşta öldürmüşler.

En alttakini eğitmezsen grup yaşayamaz, batar. Kendi çocuğumu eğittim kurtuldu benim ailem. Kurtulamaz. Geldiğimiz nokta orası kurtulamadınız. Eğitmediğin o köylüler geldi senin maaşını kestiler. Çocuklarını ülkede yaşatmadılar her sene binlerce eğitimli meslekli çocuk genç yurtdışına kaçıyor, yerine kara cahil afgan geliyor. Kurtulamazsın, imkanı yok. Yarın ülke parçalandığında o maaşında kalmayacak, sağ kalmışsan hastalık içinde sokakta dileneceksin.

Diğerinden nefret etmek yerine anlamanız gerekiyor, yoksa kurtulamazsınız. Sadece bana dersen kurtuluşun yok.
İnsanın doğası gereği sadece bana diyeceğiz ve eni sonu bataklığın dibini boylayacağız, dönüş yok.

Köy enstitülerini kapatıp ezbere dayalı imam hatip benzeri eğitim sistemine geçirdiler ki düşünemeyin, sorgulayamayın, kolayca yönlendirilebilin, hiç bir gerçeği göremeyin.

Ayıptır söylemesi ben görüyom. Görmesem daha iyiydide benim seçimim değil tabiki. Şartlar bu bedeni böyle oluşturdu. Kaçış yok.