Dolarda Yükseliş Kaçınılmaz XX

[Tinaz]

Aslında bizim derdimiz gitmesi, kalması da değil ki...

Memleket meselesi

Bu ülke nasıl kalkınacak, nasıl üretim gücünü arttıracak, ekonomisini nasıl reel olarak büyütecek?

Bireysel özgürlükler nasıl maksimize edilecek, adalet ve hakkaniyet nasıl sağlanacak?

Kaynaklar nasıl adalet ve hakkaniyetle paylaşılacak?

Devlet halk için var, tüm bu sistem, anayasa, kurumlar, her şey halk için.

Siyasete bulaşmış bir devlet mekanizmasıyla bu dediklerim nasıl sağlanacak?

Seçim sistemi yanlış, partilerin kuruluşu işleyişi teşkilatlanması yanlış, milletvekili seçimleri yanlış.

Bunlar yanlışsa, yanlışları kim düzeltecek?

Din eksenli siyaset yapmak yasak, ama yapılıyor, etnisite eksenli siyaset de yasak, ama o da var.

Hala Cumhuriyetin kuruluş felsefesi sorgulanıyor, hala temel direklerine savaş açılıyor, sürekli başa dönüyoruz, bir türlü kuruluşu kabullenip ilerleyemiyoruz, sürekli bir geçmişle hesaplaşma, sürekli nesilden nesile aktarılan eski hesaplar...bitmiyor.

Sosyal devlet modelinden taviz verilmemeli, eğitimde eşitlik, sağlıkta eşitlik, güvenlikte yargıda idarede seçimde eşitlik, bazılarında hakkaniyet, vazgeçilmez olmalı. Bunlar giderse demokrasiden Cumhuriyetten geriye ne kalır.

Devlet bir ülkenin aklıdır, liyakat esastır, akademiden beslenir, bilim ilim analiz sentez planlamalarla yürür. O siyasi gelince oraya, bu siyasi gelince buraya savrulmaz, doğru tektir, sadece öncelikler değişebilir, gri tonlara bürünebilir, ama 0 hiç bir zaman 1 değildir.

Halkı, çeşitli ideolojilerle bölüyorlar, kümelenen halkı da çaresiz bırakıp yönetiyorlar.

85 milyonun %80 i düşük gelir grubunda..

Ne zaman ki bu 68 milyon kişi aynı tarafta olduğunu fark eder, o zaman bir şeyler değişir belki.

Belki de iyice dibin dibine vurmalı bir uyanış yaşamak için, sömürüldüğünü kullanıldığını aldatıldığını fark etmesi için.

Eğitim sistemi büyük darbe aldı, yargıya siyaset karıştı ki bu en büyük kötülük, ordu büyük darbe aldı, bürokrasiye siyaset karıştı liyakat bitti iş bilmez torpilliler her yeri istila etti, korku ve biat kültürü geldi. Eleştiri yok, tez anti tez yok, katılımcı demokrasi yok, eleştiriye tahammül hiç yok. 5 nci Kuvvet medyayı da komple bir propaganda aracı haline getirdiler sabah akşam bilinçli olarak yalan söylüyor, algı yapıyor, nasıl düşünmeleri nasıl reaksiyon göstermeleri gerektiği halka aşılanıyor.

Derdimiz, memleket davası...gözümüz 68 milyonda, acaba kendisini fark eder mi, uyanır mı, sağcı veya solcu, dinsiz veya dindar, Atatürkçü veya Osmanlıcı değil de hepsinin birden, kendisinin aslında fakir ve sömürülen olduğunu bir an için kavrayabilir mi?

Ne demiş şair, memleketim memleketim, alnımın çizgilerindesin memleketim.

O 68 Milyonun gozu memleket davasinda filan degil.

1956'dan beri bekledik uyansinlar diye ama olmadi.

Asla uyanmaz, bundan sonra hele hic bir ihtimal yok.

Ne yapar eder, hirsiz sag siyasetciyi bulur, secer.

Bu hep boyle oldu.

[refaba]

O 68 Milyonun gozu memleket davasinda filan degil.

1956'dan beri bekledik uyansinlar diye ama olmadi.

Asla uyanmaz, bundan sonra hele hic bir ihtimal yok.

Ne yapar eder, hirsiz sag siyasetciyi bulur, secer.

Bu hep boyle oldu.

Kırılma noktası esas 46,inönüyü severim,sevmediğim nokta çoğul demokrası olayı,Atatürk aptalmıydıda bunu düşünemedi,çünkü bu durum bizim yapımıza uygun değildi,varsın tek sistem gitsin,hiç olmazsa darbeler olmazdı millet kandırılmazdı köy enüstüleri kapanmazdı Atatürkün bıraktığı sistem devam ederdi ve hiç olmazsa bu kadar yobazımız olmazdı,Türkleri hanları,kağanları,padişahları yönetmiştir hep ona itaat etmiştir, bze bırakılan bunun üst noktası miras Atamızın mirasıdır,eğerki o şeklde gitseydik şimdi süper ülkeydik,tamam demokratik bir yapıya sokmaya çalışmış inönü ne oldu,yüzümüze gözümüze bulaştırdık,gittik birde natoya girdik olduk ABD kölesi.