Alıntı Originally Posted by Tasarrufcu Yazıyı Oku
Merhaba Hüsnü hocam
Son güncellemelerinize göre Bilançolarda hangi kalemleri ve rasyoları hesaplamalarınıza dahil ediyorsunuz ?
Hocam geniş bir zamanımda detaylı bir şekilde cevap vereyim. Daha önce de kullandığım seçim kriterlerime bazı eklemlemeler var. Onun haricinde güncel gündeme paralel olarak esnettiğim kriterler de var. 3 ay sonrasında da ufak tefek değişiklikler de olabilir.

Ama temel olarak önce şirketin finansal yapısına (borç-sermaye yapısı), likiditesine ve borçların çevrilebilme kapasitesine bakıyorum. O konuda riskli bulduğum şirketleri eliyorum. Sonrasında değerleme rasyolarında nominal bazı limitler uyguluyorum (pd/efk, pd/favök ve f/k'sı filan sayının üstünde olmamalı gibi). Daha sonra da oluşan sermaye getirilerine ve büyüme durumlarına bağıl olarak değerleme rasyoları ne ifade ediyor ona bakıyorum. Mesela xx,xx çarpanlı olan bir şirket bu büyüme ve bu sermaye verimliliği ile devam ederse sonraki bilançoda değerleme rasyoları mevcut haline göre primli mi iskontolu mu hale gelir sorusuna cevap arıyorum. O şirket(ler) bu durumda diğerlerine görece avantajlı konumda ise portföyüme dahil ediyor, avantajını yitirmişse portföyden çıkarıyorum. Hesaplamalar ve koyduğum limitler sonuçta subjektif değerler olduğu için her kararımda isabet sağlayamama durumu olabileceği gibi benim düşündüğümle piyasa hemfikir olmayabiliyor da.. Ama kurduğum yöntemin daha iyisini bulana kadar kendimce bulabildiğim en iyi yöntem olduğuna kanaat getirerek seçimlerimde makul sayılacak riskler alıyorum. Sonuçta topyekün çöküşlerde kimse sağ kalmadığı gibi ben de hasarlar görebiliyorum. Önemli olan o dönemlerde olabildiğince az hasar görmek ve çıkışlarda da endekse ve fonlara fark atabilmek. Bunu başarabildiğim sürece kurduğum yöntemi uygulamaya ve geliştirmeye devam ediyorum. Sonuçlar tatmin edici olmazsa bir yerlerde hatalı düşündüğümü kabul ederek kazandırabilecek yeni çözümler arıyorum. Temel yaklaşımım bu şekilde.

Uzun vade kavramına inanmıyorum. (Bu cümleme çok itiraz gelebileceğini de biliyorum) Şirketlerin her zaman istikrarlı bir gidişata sahip olabileceği gibi bir önyargıya kapılıp aldıklarıma hiç dokunmadan tutmak ya da sürekli biriktirmek gibi yöntem izlemiyorum. Şirketlerin finansal gidişatlarına ve değişen hikayelerine göre pozisyon almanın doğru olduğuna inanıyorum. Bu yaklaşımım tamamen kişisel, herkesin bakış açısına uyumlu olmayabilir.

Fiyat olarak stop loss'larım yok (eskiden vardı), ama başka stop loss'larım var.

- Bir bilançoda zarar ya da absürt bir gerileme gördü mü hemen stop loss yapıyorum.

- Fiyatı aşağı çekebilecek durumlarda, mesela Rekabet Kurumu, EPDK, Vergi Dairesi, vb. devlet kurumları le ilgili sorunu çıkan şirketlerde stop loss yapıyorum, şirketlerin haklı ya da haksız olması ile ilgilenmiyorum bu durumda.

- Herhangi bir sebeple küçülmeye giden, kapasite azaltımı yapan, üretim hatlarından birini ya da birkaçını geçici bir süreliğine de olsa kapatan şirketlerde sebebi ne olursa olsun stop loss uyguluyorum, çünkü istisnaları olsa da piyasanın bu tip şeylere kısa vadeli tepkisi genelde negatif oluyor. Piyasada negatif tepki soğuduktan sonra o hisseyi tekrar almanın avantajlı olduğunu düşünürsem tekrar almaya gocunmuyorum.

- Hiç bir şirkete geçmişte aldığım sonuçlara göre rövanşist bir bakış açısı ile yaklaşmıyorum. Alım prensiplerime o an itibariyle uyuyorsa alıyorum, uymuyorsa almıyorum.

Özetle uyguladığım yöntem bu. Detaylarını izah etmem gereken filtreleme yöntemlerimi de geniş bir zamanda yine paylaşırım.