İşin ciddiyetsizliği şurda ki.
Fonun Tefas sayfasındaki risk değeri :2
Yatırımcı bilgi formundaki:4
Ne oluyoruz nedir bu iş diyen yok.
Denetim sıfır.
Fonu denetleyen HSY DANIŞMANLIK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. isimli şirket.
Gerçi her dakika denetleyecek değil ama, bakalım denetim raporunda ne denecek.
Hedef portföy hiçbir açıklama olmadiğina göre yarın da dev bir eksi ile hda başlayacak diye anlıyorum
Twitter'da şöyle bir iddia yazilmis
SPK nın resmi fon ağı, TEFAS üzerinden dolandırıcılık yapılıyor. 2 bin yatırımcısı olan HDA fonunda 3 günde 250 milyon TL zarara uğrattılar. Bu fon para piyasası fonu gibi küçük getiriler yapan bir fondu. Hisse arbitraj fonu yani, spot ile viop arasındaki arbitraj farkını trade etmesi lazım. Ama bunlar, fonun kuruluş amacına aykırı olarak EKGYO hissesinde yüklü alım yaparak fonu zarara uğrattılar. Sistem şöyle işliyor, önceden emlak konut hissesi toplanıyor, yükseltilip akabinde 10,90 dan bu fondaki paralarla alınıyor, yani hisseyi 8 liradan toplayıp , fon parası ile 10,90 dan alıyorlar. Daha sonra zararına fonu satıyorlar. binlerce kişi #hda fonundan ciddi zararlar etti.
https://twitter.com/borsa_medyax/sta...EaRRPWdag&s=19
Likit fon (ppf, kısa vadeli fonlar, t+0 fonlar) ile ilgili de dikkat edilmesi gereken naçizane birkaç şey söylemek isterim.
- likidite riski : %1- %1.5 daha fazla getiri elde etmek için fonda düşük derecelendirmeli likit olmayan kağıtlar olabilir. Düşük dereceli menkul kıymetler için borç piyasası normalde oldukça likit değildir (yani büyük miktarlar için kolayca alıcı yoktur). Fondan büyük montantlı çıkışlar olduğunda bir alıcı bulmak daha da zorlaşır.
Genellikle yatırımcılar fonlardan para çekmeye başlar. Fon yöneticisi düşük dereceli tahvil/bonoları satamadığından, daha likit yüksek dereceli kağıtları satmaktadır.
Bu aniden çok yüksek konsantrasyonda düşük dereceli kağıtlara yol açar.
Yüksek konsantrasyonlu kağıtlardan birinde kredi düşüşü / temerrüt varsa, birkaç aylık getirileri silebilir.
Likit fonların birincil amacı, varlık tahsisi, yeniden dengeleme kararlarına yardımcı olmak ve vadeye yakın hedefleri finanse etmektir.
İstediğiniz son şey paranıza ihtiyaç duyduğunuzda fonunuzda böyle bir düşüş görmektir.
Genel bir portföy perspektifinden bakıldığında, likit fonların getirileri çoğunlukla fark edilmez
Örneğin%60 hisse %30 ppf %10 döviz olan bir portföyde, ppf'nin getirisinin %40 ile %45 olmasının, portföyün geneline etkisi %1.5 puandır.
Bu nedenle likit fonun içeriğinde % 5'in üzerinde bir şirkete ait varlık olmamasını, mümkünse bir şirkete ait tahvil/bonoların %3ün altında olması tercih sebebi olmalıdır.
Eğer fon büyüklüğünde keskin düşüş varsa neden olduğuna dikkat edip, daha fazla araştırma yapılmalıdır.
Bunlar dışında şahsen likit fon seçim kriterlerimde şunlar bulunuyor, devlet bankalarınin ve hazinenin kağıtları(tahvil, bono, kira) ağırlıklı olması, fon büyüklüğünün büyük olması (en az 1 milyar TL), fondaki yatırımcı sayısı en az 1.000 kişi olması, ve en önemlisi büyük banka, tercihen deneyimli borç departmanları olan devlet veya en büyük özel sektör bankalarının likit fonlarını tercih ediyorum.
Yani bu fonlarda önceliğim getiri değil güvenlik. Gereken riski zaten hisse senetlerinden aliyorum.
Likit fonların risk değerinin 1-2 olması sizi yanıltmasın, bu değer sadece geçmiş volatilite ile alakalıdır.
1-2 olması risksiz olduğu anlamına gelmez, son dönemlerde özellikle ppf ler ile ilgili özel portföy şirketlerinde, sosyal medyada bir yarış görüyorum. Hatırlatmak istedim.
Saygılar
Bana bak breakeven mısın nesin, buradaki kurallar gereği sana cevap veremiyorum. Karşıma çık öyle konuş.
Yer İmleri