Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
Borsa'nın sağlam ve büyük hisselerine yatırım yapmanın uzun vadede iyi sonuçlar verdiğine ilişkin yorumları sık duyuyorum. Bu durum ülke ekonomisinin tatmin edici oranlarda büyüyebildiği koşullarda gerçekleşti, şimdi geleceğe ilişkin büyüme tahminleri önem kazanıyor. Büyüme konusunda odaklanılması gereken en önemli nokta finansman ihtiyacı zira Türkiye bu konuda güçlü değil. Geçtiğimiz 20 yıl dış finansmanın ucuzluğu ve bolluğu sayesinde hem büyüme imkanımız oldu hem de TL'nin değeri politikacıları destekleyecek şekilde yüksek seyretti. Finansmanın kuruduğu koşullarda ise işler tersine döndü. Bunun ne kadar böyle devam edeceğini bilmediğimiz halde faiz indirimlerine umut bağlamış durumdayız.

Öte yandan ekonominin büyümeyi başardığı dönemlerde bile borsaların getiri yönünden zayıf seyrettiği örnekler söz konusu. Bu dönemlerin özelliği yüksek enflasyon ve faiz oranları. Piyasaların faiz oranlarının uzun süre yüksek kalacağına yönelik beklentileri güçlendikçe varlık fiyatları gerilemeye devam eder. Tahmin edilemez olan nokta ise siyasi otoritenin davranışları.
Uzun vade olayını artık kenara bırakmak gerektiğini düşünüyorum.
Ülkemizde orta vade daha efektif olabilir. 6 ayda bir portföy kontrol ve güncelleme gibi. (Ya da yatırımlık ev varsa, 5-10 yılda yenisiyle değiştirmek gibi)

Ülkemizin durumu malum. Tüketimi çok seviyoruz, tasarruf yapmıyoruz. Hükümet hiç bir şey yapmasa, ülke zaten en az %2 büyüyor. Kapıya mercedes/bmw, masaya ısırılmış elma koymak olmazsa olmazımız. Sorsan açız.

Malumunuz, globalde taşlar yeniden dağıtılıyor;

- Rusya devre dışı bırakıldı, enerji planları baştan yapılıyor. Ülkemiz enerjide hızlandı ama ne kadar iyi bilemiyorum. Rus gazının bizim üzerimizden avrupaya gitme durumu var. Azeri ve Türki Cumhuriyet gazları için de aynı durum olabilir. Yenilenebilir enerjide avrupada 6.yız. Nükleer devreye girmek üzere (*erefsiz almanya yüzünden biraz uzadı). Gabar petrolü, karadeniz gazı sisteme girmeye başladı. Dev Hunutlu Kömür santrali, Yusufeli barajı önemli projeler devreye girdi.

- Çin' in yerine Hindistan monte edilmeye çalışılıyor. Hindistan' da üretilen mallar avrupaya nasıl gidecek merak ediyoruz. Ortaya koyduğumuz Kalkınma Yolu projesi ne kadar çekici bilemiyorum.
Ayrıca doğu avrupayı da üretim için devreye almışlardı (Polonya, Macaristan). Ama yetmez. Ülke yönetimimiz kabadayılığı bırakıp diplomatik dil kullanımına başlarsa ticari/ekonomik fayda sağlarız. Asgari ücret bizde 500$, Polonyada 900$, Macaristanda 700$ civarı.

- Ayrıca bir hikayemiz var. Diplerden çıkmaya çalışıyoruz. Abd-Avrupa' da faizde park edilen paralar artık dünyaya açılacak. Eğer enflasyonu düşürebilirsek ve şu lanet maliye politikalarını devreye alıp kayıt dışılık / vergi kaçakçılığını engellemeye başlarsak ve en önemlisi dünyaya dayılanmazsak önümüz parlak...

Vakti zamanında tekstil, makarna, montajcılık gibi işleri bize devreden avrupa belki de artık karbon üretimi çok yüksek olan çelik, çimento, cam, seramik gibi sektörlerdeki yatırımlarını bize kaydırmaya başlar. Biz de tekstil, makarna gibi katma değersiz eski/yeni yatırımları Hindistan, Mısır gibi ülkelere devrederiz.

Hikaye güzel ama işte burası Türkiye.