ABD borsalarındaki fiyatlamaları anlayabilmenin sırrı biraz da forward F/K'sı 5-10 aralığında olan eski sanayi şirketlerinin yerine forward F/K'ları 30 civarında olan NVDA ya da MSFT gibi hisselerin daha çok tercih edilmesinin altında yatan gerçekleri anlamaktan geçiyor biraz da.
Buradan heveslenip ABD borsalarına girenlerden kişisel olarak tanıdıklarımın çoğunun düştüğü hatalar biraz da bu olayı anlayamamaktan kaynaklı. Ülkemizdeki "değer yatırımı" felsefesi altında bilinçaltı şekillenmiş yatrımcı hemen değerleme rasyoları bizim borsa ortamına göre şişik görünen şirketler yerine çok ucuz görünen şirketlerin avcılığına soyunuyor. Ama piyasa dinamikleri biraz farklı işliyor orada. Tematik yatırım akımlarının ya da modaların ve dahi sürü psikolojisinin etkisini gözardı edemeyiz elbette, ama bunun beraberinde bazı temel gerçekler de var. Mesela tamamen gözardı edilen faktörlerden bir tanesi Capex/Revenues oranları. Eski sanayi şirketlerinin yatırım, bakım, fabrika genişletme ve büyütme masraflarının toplam gelirlerine oranları teknoloji şirketlerine kıyasla çok yüksek kalıyor. Hele bir de o anda ekonomi daralma döngüsünde ise, sanayi şirketleri ucuz görünse bile sonraki dönemlerde hem gelirlerde ciddi daralma sonucu zarar yazabilme durumu hem de capex miktarlarının yüksekliği şirketlerde ciddi nakit akışı bozulmalarına neden oluyor ve bu da borsada çok ciddi şekilde önceden cezalandırılıyor. Halbuki teknoloji şirketlerinde arge maliyetleri önemli bir yekün tutsa bile eski sanayi şirketlerine göre hem yüksek brüt kâr marjları ile çalışıyorlar, hem çok daha az yatırımla, çok daha düşük capex/revenues oranları ile çok daha fazla kazanç ve nakit akışı üretme ve hızlı büyüme potansiyelleri taşıyorlar. Bu nedenle değerlemelerde piyasa bu tip şirketlere oldukça cömert davranıyor. Bu paradigmaya bu ülke borsasına alışan birisinin ayak uydurması ilk başta çok kolay değil. Her şey önce kendini ikna etmekle başlıyor ki bu konuda insanın kendini ikna etmesi oldukça zor, özellikle başlarda.
Yazdıklarım daha önce tartıştığımız fiyatlamada balonlaşma fikri ile çelişkili duruyor gibi olsa da aslında değil. Fiyatlamada cömertlik sınırları bir süre sonra aşılıp gerçekler yerine algıların oluşturduğu yeni gerçeklere göre hız ayarları yapıldığı için bir süre sonra kaza kaçınılmaz oluyor. Teşbihte hata olmazsa, otobanda sürekli hız artıran bir ortama ayak uydurup çok hızlı gitmenin bir süreliğine doğal olarak algılanması, ama daha sonra aşırı hızın sürdürülemez hale gelmesi ile kazanın kaçınılmazlığı durumunun ortaya çıkması gibi bir durumdan bahsediyoruz balonlaşma derken. Şu anki teknoloji şirketlerinin fiyatlamaları bence otoban örneğindeki ivme artışına benziyor, ama henüz aşırı hızın sürdürülemez hale gelmesi aşamasında olup olmadığımız tartışılır bir durum.
Yazım bir önceki konuya ilişkin.
"İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
Clausewitz
Yer İmleri