Bu bağlamda DEM’in Meclis’e sunduğu rapora değinmek istiyorum.
DEM, bu raporla süreç karşıtlarının aradığı fırsatı altın tepsi içinde sundu.
Sürece karşı olanlar DEM Parti, Anayasa’dan Türklüğün çıkarılmasını istiyor diyorlardı. DEM Parti Meclis’e sunduğu raporunda, Anayasa’nın 66’ncı maddesindeki “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” ifadesinin değiştirilmesi talebinde bulunuyor. Anayasa’nın 42’nci maddesinin değiştirilerek, Türkçe dışında eğitim dilinin değiştirilmesini istiyor. Ana dilde eğitim ve çok dilli eğitim sistemlerinin geliştirilmesini öneriyor. DEM Parti bu raporla sürece karşı olanların istediği gerekçeleri onlara altın tepsi içinde sunmuş durumda.
SURİYE HESABI
Kandil’de süreci sabote etmek isteyen terör baronları ile DEM’in içindeki uzantılarının tek hesabı Terörsüz Türkiye sürecini enfekte etmek değil. İkinci bir hesapları daha var. O daha da öne çıkmış durumda. O da Suriye’de SDG’nin Suriye ordusuna entegre olma süreci. SDG’nin entegre olmaması için ellerinden geleni yapıyorlar.
ERDOĞAN’IN UYARISI
Ama bir şeyi unutuyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk kez, “Ayak direnmesi halinde krize dönüşme riski barındıran 10 Mart Mutabakatı’nın uygulanması için de gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Dimyat’taki pirincin peşine düşmenin evdeki bulgurdan edebileceği asla unutulmamalıdır” diye çıkış yaptı.
Erdoğan söylüyorsa bunun bir de arka planı vardır. Bakın Esed, Erdoğan’ı dinlemedi ne oldu? Ülkesinden kaçmak zorunda kaldı. SDG, Erdoğan’ı dinlemezse ne olur? Onu da yaşayarak öğreniniz.
Yer İmleri