Sayfa 1026/7020 İlkİlk ... 2652692697610161024102510261027102810361076112615262026 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 8,201 - 8,208 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Ernest Hemingway, 4 Mayis 1953 tarihinde Yasli Adam ve Deniz romaniyla Pulitzer Odulunu kazandi.

    'Hem bu hatiri sayilir bir gunahtir bence.Aklina gunahi getirmenin sırasi mi simdi? Gunahi anmadan dusunecek bunca dert var.Hem ben ondan bir sey anlamam ki.Gunahin ne oldugunu anlamam, ona pek inanmam da.Belki balik tutmak da gunahtir.Gecimimi saglamak, baskalarini doyurmak icin yaptigim halde bu isin gunah oldugunu saniyorum.Ama o zaman her sey gunah sayilirdi.Gunahi munahi dusunmenin sirasi degil simdi.Bunun icin cok gec kaldik, hem millet bununla doyuruyor karnini.Baskasi dusunsun, bir ben mi kaldim aklini yoracak? Balik nasil balik olarak yaratiliyorsa, sen de balikci olmak icin yaratilmissin.''



    "È stupido non sperare, pensò. E credo che sia peccato. Non pensare ai peccati, pensò. Ci sono abbastanza problemi adesso, senza i peccati. E poi non riesco a capirli. Non riesco a capirli e non sono certo di credervi. Forse è stato un peccato uccidere il pesce. Credo proprio che sia così, anche se l'ho fatto per vivere e per nutrire molta gente. Ma allora tutto è un peccato. Non pensare ai peccati. È troppo tardi per pensarci e c'è chi è pagato apposta per farlo. Lascia che ci pensino loro. Tu sei nato per fare il pescatore e il pesce è nato per fare il pesce."

  2. Danimarkali filozof ve teolog Søren Kierkegaard'in dogum yildonumu (5 Mayis 1813)

    "Sasirt beni, tukendim, takatim kalmadi, gel namus ve seref icin savasalim. O kizi bana göster, olanaksiz gibi gorunen bir olanak goster bana, yer alti dunyasinin golgeleri arasinda goster bana onu, alip yukari cikaririm, birak benden nefret etsin, beni asagilasin, kayitsiz kalsin, bir baskasini sevsin, korkmuyorum; ama sulari karistir, sessizligi boz. Benden daha guclu oldugunu hayal etmene yatiyor diye bana boyle sefalet cektirdigin icin alcaksin sen." Bastan Cikaricinin Gunlugu



    "Take me by surprise, I am ready. No stakes, let us fight for honor. Show her to me, show me a possibility which seems an impossibility; show her to me among the shades of the underworld, I shall fetch her up; let her hate me, despise me, be indifferent to me, love another, I am not afraid; only let the waters be troubled, the silence be broken. To starve me in this way is paltry of you, you who imagine that you are stronger than I am."

    https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg

  3. Prusya dogumlu filozof, ekonomist, sosyolog ve devrimci sosyalist Karl Marx'in dogum yil donumu (5 Mayis 1818)

    "Ne kadar az yer, icer, kitap okursan; tiyatroya, dansa, meyhaneye ne kadar az gidersen; ne kadar az dusunur, sever, kuram yaratir, sarki soyler, resim ve eskrim yaparsan, o kadar fazla sermaye biriktirirsin. Hazinen oyle buyur ki ne bocekler ne de toprak onu yok edemez. Ne kadar az kendin olursan, o kadar coga sahip olursun; kendi hayatini daha az yasadikca, yabancilasmis hayatini uzaklasmis varligini o kadar cok yasarsin."



    "Quanto meno mangi, bevi, compri libri, vai a teatro, al ballo e all'osteria, quanto meno pensi, ami, fai teorie, canti, dipingi, verseggi, ecc., tanto più risparmi, tanto più grande diventa il tuo tesoro, il tuo capitale. Quanto meno tu sei, quanto meno realizzi la tua vita, tanto più hai; quanto più grande è la tua vita alienata, tanto più accumuli del tuo essere estraniato."

  4. Belcikali sembolist sair Max Elskamp’in dogum yildonumu (5 Mayis 1862)

    Sonra derken bir kadin cikagelir,
    Ve o zaman seversin bu kadini,
    Sonra derken bir kadin cikagelir,
    Ve o zaman gurlesir gozyaslari,

    Neyin var neyin yok verirsin ona
    Elinde avucunda, yureginin tahtinda
    Neyin var neyin yok verirsin ona
    Ve o zaman gurlesir gozyaslari

    Sonra derken bir kadin cikagelir
    Sevmeye adanmis dudaklariyla birlikte
    Sonra derken bir kadin cikagelir
    Etiyle kemigiyle, butun güzelligiyle,

    Giysileri vardir gostermek icin onu
    Butun balkonlarda, butun taracalarda
    Giysileri vardir gostermek icin onu
    Gelip gecenlere ve butun dunyaya,

    Iste geliyor o bekledigin kadin
    Opuslere ayarlamis butun hayatini
    Iste geliyor o bekledigin kadin
    Yasamak ve senlendirmek icin yasamini.



    Mais maintenant vient une femme,
    Et lors voici qu’on va aimer,
    Mais maintenant vient une femme
    Et lors voici qu’on va pleurer,

    Et puis qu’on va tout lui donner
    De sa maison et de son âme,
    Et puis qu’on va tout lui donner
    Et lors après qu’on va pleurer

    Car à présent vient une femme,
    Avec ses lèvres pour aimer,
    Car à présent vient une femme
    Avec sa chair tout en beauté,

    Et des robes pour la montrer
    Sur des balcons, sur des terrasses,
    Et des robes pour la montrer
    A ceux qui vont, à ceux qui passent,

    Car maintenant vient une femme
    Suivant sa vie pour des baisers,
    Car maintenant vient une femme,
    Pour s’y complaire et s’en aller.

  5. New York, Manhattan'da bulunan dunyanin en buyuk konser salonu Carnegie Hall, 5 Mayis 1891’de acildi ve Pyotr Iİlyic Caykovski Konuk Sef olarak katildi.




  6. Amerika Birlesik Devletleri'nde, 1897 yilina kadar surecek olan ekonomik bunalim 5 Mayis 1893’de New York borsasindaki panik nedeniyle cokmesi sonucuyla basladi.



    (New York Menkul Kiymetler Borsasi'nda 5 Mayis 1893 Cuma sabahi panik sahnesi)

  7. Unhappy

    Macar Ogretmen ve sair Miklós Radnóti’nin dogum yildonumu (5 Mayis 1909)



    Dilsiz derinliklerin suskunlugunda ortalik,
    Aglar sessizlik, haykiririm olanca gucumle
    Kim, ne yanit verir ki, olumun kol gezdigi su
    Kanli, dumanli Sirp vadilerinde.
    Sen simdi cok uzaklardasin.
    Geceleri ruyalarımda cinlayan sesini
    Saklarim icimin en kuytu kosesinde,
    Egrelti otlarinin serin hisirtilari gibi
    Gunduzleri de azicik isitebileyim diye.
    Ne zaman gorecegim seni, bilemiyorum,
    Sen, sicak yuvam, ofkelerimi dindiren kutsal duam,
    Isik ve golge kadar guzelsin,
    Ah, bulurdum sana goturen yolu kor bile olsam.
    Uzak ufuklar sakliyor simdi seni,
    Bazen suzulup iniyorsun gozlerime birden
    Gercektin, ulasilmaz ruyasi oldun
    Ergenlik cesmemin siriltılarinda yeniden.
    Kiskanclikla soruyorum, seviyor musun beni?
    Gencligimin umut dolu doruklarinda,
    Karim olmani dusledigim gunlerdeki gibi.
    Uyaninca gercegin isigina birden
    Biliyorum, yasam yoldasimsin, biricik karimsin...
    Yalnız otelerindesin asilmaz uc vahsi sinirin.
    Opusmelerimiz taptaze duruyor dudaklarimda.
    Unutacak mi yaklasan bu guz de, beni yine buralarda?
    Tansiklara inanirdim, unuttum hangi gunlerdi,
    Bogurur savaş ucaklari ustumde dizi dizi,
    Gozlerini animsatan gokyuzunden,
    Azgin bombalar dusmekte simdi;
    Karartir birdenbire o guzelim maviligi.
    Senin icin oksuyorum derinliklerini ruhumun,
    Tutsagim; ve buna ragmen yasiyorum,
    Umutluyum, bulacagim seni, ne olursa olsun!
    Savasin kizil korlari sacilmis yollarina ulkelerin,
    Gerekirse sicrayan bir kivilcim gibi alevlerden,
    Zorlu engelleri asip, sana geri donecegim.
    Kalin kabuklariyla direnisi gibi agaclarin,
    Zorluklara gogus gerip, direnmeli.
    Yatistirici serin dalgalari sabrin,
    Gucludur savascilarin agir silahlarindan.
    Iki kere ikinin sagduyusudur beni artik kusatan.

  8. Virginia Woolf, Deniz Feneri (To the Lighthouse - Gita al faro)romaninin ilk basimini 5 Mayis 1927 tarihinde Hogarth Press araciligiyla yapti.



    "Derin dusuncelere dalarak , hayalinde bu kucuk havuzu denize , minik baliklari da kopekbaligina ve balinalara donusturdu , elini gunesin onunde tutarak bu minik dunyanin uzerine buyuk bulutlar dusurdu ve hicbir seyin farkinda olmayan bu milyonlarca cahil ve masum yaratiga tipkiı Tanri gibi karanlik ve perisanlik getirdi , ama sonra elini birden cekti ve isigin asagi akmasina izin verdi."



    "She crouched low down and touched the smooth rubber-like sea anemones, who were stuck like lumps of jelly to the side of the rock. brooding, she changed the pool into the sea, and made the minnows into sharks and whales, and cast vast clouds over this tiny world by holding her hand against the sun, and so brought darkness and desolation, like God himself, to millions of ignorant and innocent creatures, and then took her hand away suddenly and let the sun stream down."

Sayfa 1026/7020 İlkİlk ... 2652692697610161024102510261027102810361076112615262026 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •