Sayfa 1238/7020 İlkİlk ... 2387381138118812281236123712381239124012481288133817382238 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 9,897 - 9,904 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Iskoc doktor ve roman yazari Archibald Joseph Cronin'in dogum yildonumu (19 Temmuz 1896)

    "Odam, cati alti odasi kadar ufak ve fakirce dosenmisti; icinde bir demir karyola, beyaz boyali tahta yuz yikama yeri vardi!. Biricik ustunlugu yesile boyanmis ufacik penceresinin konservatuara bakmasi, gecmis gunlerimin izi gibi duran siralari ve sandalyeleri seyretmeme musait olmasiydi!. Kisin soguk, yazin da bunaltici derecede sicak olan bu oda yine de calisma yeri olarak kullanilmaya cok elverisliydi!"



    "My room, at the top of the boarding-house, was small, almost an attic, funished sparsely with iron cot, a white wooden washstand a black framed woolwork text. But it had the advantage of communicating with a little green painted glass conservatory still equipped withstandsand benches, arelic of the palmy days of the mansion. Although cold in winter and sweltering in summer, this served me adequately as a study."


    “—Sen kafayi falan mi yedin?

    —Belki. Ama para ve maddi basari pesinde kosmayi birakacagim. Iyi bir doktorun vermesi gereken sinav bu degil. Eger bir doktor yilda bes bin gine kazaniyorsa, saglikli degildir. Ve aci ceken insanlik uzerinden para kazanmaya calimak neden?”



    “—Have you gone off your rocker, or what?

    —Perhaps, I've gone off my rocker. But I'm going to try and stop thinking of money and material success. That isn't the test of a good doctor. When a doctor earns five thousand a year, he's not healthy. And why---why should a man try to make money out of suffering humanity?"

  2. Alman asilli Amerikali filozof, sosyolog, politik felsefeci Herbert Marcuse'un dogum yildonumu (19 Temmuz 1898)

    "Eger isci ve patronu ayni televizyon programinin keyfini cikarir ve ayni tatil yerini ziyaret eder, eger daktilocu, patronun kizi kadar cekici makyaj yaparsa, eger zenci Kadillak sahibi olursa, eger hepsi ayni gazeteyi okursa bu benzeyis siniflarin gorunmez olmasi degil ama, duzenin korunmasina hizmet eden kitlenin ihtiyaclarinin ve doyumlarinin genislemesidir." Tek Boyutlu Insan



    "If the worker and his boss enjoy the same tv program and visit the same resort places, if the typist is as attractively made up as the daughter of her employer, if the Negro owns a Cadillac, if they all read the same newspaper, then this assimilation indicates not the disappearance of classes, but the extent to which the needs and satisfactions that serve the preservation of the Establishment are shared by the underlying population."

  3. Isvicre dogumlu avangart Fransiz yazar Robert Pinget'nin dogum yildonumu (19 Temmuz 1919)

    "Bahcesine dondugunde Mosyo Songe, yasli amator balikcinin cevabindan cok etkilendigini fark ediyor. Yalnizca zaman gecirmek icin yararsiz olandan baska bir sey yapmamak! O zaman gundelik yazi denemelerini dusunuyor ve onlarda birden rahatlatici bir yerindelik buluyor. Belli belirsiz, en basitinden en soylusuna, bir insanin ustlenebilecegi ve sonucta bu tek hakli gerekceye dayanan tum mesgaleleri gozunun onune getiriyor. Yanlis muhakeme eder korkusuyla sorunu desmeye cesaret edemiyor, ama bu cevabi unutmamak icin de kendi kendine soz veriyor. Enine boyuna dusunulmedigine gore, tasidigi anlam icin degil ama, kendisine sagladigi rahatlama duygusu icin."



    "De retour dans son jardin monsieur Songe s'avise qu'il est comblé par la réponse du vieux pêcheur amateur. Ne faire que l'inutile rien que pour passer le temps ! Et il pense à ses exercices quotidiens et leur trouve du coup une apaisante justification. Il imagine vaguement toutes les occupations qu'on peut avoir, des plus humbles aux plus élevées, qui n'auraient en définitive que cette seule justification. Il n'ose approfondir la question, crainte de mal raisonner, mais il se promet de ne jamais oublier cette réponse, non pour ce qu'elle signifierait dans l'absolu mais pour le sentiment d'apaisement qu'elle lui procure."


    "Ben burolari hic sevmedim ama yine de zaman zaman eglenceli seyler olur oralarda , degil mi? Hayir mi? Hic mi? Hep ayni bitmez tukenmek bilmez maas sizlanmalari, patrondan, sosyal haklardan, aldatilmalardan sikayetler mi ? Ne kadar uzucu!"



    "Je n’ai jamais apprécié les bureaux mais il doit bien s’y passer de temps à autre des choses amusantes, non ? Rien ? Toujours les mêmes jérémiades sur le salaire, le patron, les assurances sociales et le cocuage ? Quelle tristesse!"

  4. Isvecli yazar ve kose yazari Jan Myrdal'in dogum gunu (19 Temmuz 1927)



    "Seyahat sadece yeni olani gormek degildir, ayni zamanda arkanda birakmaktir. Sadece kapilari acmak degil, ayni zamanda donmemek uzere kapiyi arkandan kapatmaktir. Ama terk ettigin yer, ne zaman gozlerini kapatirsan senin icin oradadir."

  5. Tom ve Jerry, ilk kez 19 Temmuz 1941'de William Hanna ve Joseph Barbera'nin Geceyarisi Atistirmasi (The Midnight Snack) isimli animasyonunda kendi isimleri ile piyasaya ciktilar.



    https://www.youtube.com/watch?v=ZU2dL1CowLY

  6. Ingiliz Queen grubunun gitaristi Brian May'in 51.dogum gunu (19 Temmuz 1947)


  7. Italyan gazeteci, roman, oyku ve oyun yazari Curzio Malaparte’nin olum yildonumu (19 Temmuz 1957)

    “Yururken bir yandan dusunuyordum: Acaba Fransizcaya nasil cevrilir, ‘you bastard ,you son of a bitch, you dirty ıtallian officer.’

    Acaba Rusca'ya, Sirpca'ya, Lehce'ye, Danca'ya, Hollandaca'ya, Norvecce'ye, Arapca’ya nasil cevrilir? Ya Hintce’ye, Bantuca’ya, Madakaskarca’ya? Acaba Almanca’ya nasil cevrilir? Dusunurken gulme tutuyordu. Galiplerin o dili kuskusuz Almanca’ya da pek pek guzel cevrilirdi. Almanca’ya bile; cunku Almanca da Italyanca’yla kiyaslandiginda, galip bir halkin dili sayilirdi . Yeryuzundeki tum dillerin Bantuca ve Cincenin bile Almancanin bile ‘galip halkların’ dilleri oldugunu dusunerek guluyordum. Ve yanlizca biz, yanlizca biz Italyanlar Napoli’de Chiaia Caddesinde ve tum Italyan kentlerinin tum caddelerinde ,’galip bir halka ait olmayan’ bir dili konusuyorduk. Ve ben, bir zavalli ‘itallian bastard’ bir zavalli ‘son of a bitch’olmaktan gurur duyuyordum.”



    "E io pensavo camminando: 'chi sa come si traduce in francese "you bastard, you son of a bitch, you dirty italian officer?"

    E come si traduce in russo, in serbo, in polacco, in danese, in olandese, in norvegese, in arabo? Chi sa, pensavo, come si traduce in brasiliano? e in cinese? e in indiano, in bantù, in malgascio? chi sa come si traduce in tedesco?'. E ridevo pensando che quel linguaggio di vincitori si traduceva certamente benissimo anche in tedesco, perfino in tedesco, perché anche la lingua tedesca, nei confronti dell'italiana, era la lingua di un popolo vincitore. Ridevo pensando che tutte le lingue della terra, perfino il bantù e il cinese, perfino il tedesco, erano lingue di popoli vincitori, e che noi soltanto, noi italiani soltanto, in Via Chiaia a Napoli, e in tutte le vie di tutte le città d'Italia, parlavamo una lingua che non era quella di un popolo vincitore. E mi sentivo orgoglioso di essere un povero itolion bastarci, un povero som of a bitch.”

  8. Ingiliz dizi, tiyatro ve sinema oyuncusu Benedict Cumberbatch'in dogum gunu (19 Temmuz 1976)






Sayfa 1238/7020 İlkİlk ... 2387381138118812281236123712381239124012481288133817382238 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •