Sayfa 1337/7020 İlkİlk ... 3378371237128713271335133613371338133913471387143718372337 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 10,689 - 10,696 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Amerikali korku ve bilim kurgu yazari Ray Bradbury'nin dogum yildonumu (22 Agustos 1920)

    "Sansliyiz ki onun gibi acayip kisiler cok SIK olmuyor. Onlarin bircogunu gec olmadan, daha tomurcukken nasil ayiklayacagimizi biliyoruz. Bir evi civisiz ve ahsapsiz insa edemezsin. Eger bir evin yapilmasini istemiyorsan, ahsap ve civileri sakla. Eger politik bakimdan mutsuz bir adam istemiyorsan, kaygilandiracak bir soruda ona iki bakis acisi verme, birini ver. Daha da iyisi verme. Birak savas gibi bir seyin var oldugunu unutsun. Eger Devlet yetersizse, havaleliyse ve vergi delisiyse, insanlarin Devlet uzerine endiselenmesindense birak boyle olsun. Huzur, Montag. Onlara yarismalar duzenle, en populer sarkilarin sozlerini, devletlerin baskentlerini veya Iowa'da gecen yil ne kadar misir yetistirildigini bilerek kazansinlar. Onlari patlamalarina neden olmayacak bilgilerle doldur, oyle lanet olasi "olaylarla" tika basa yap ki, kendilerini bilgileriyle gercekten "zeki" hissetsinler. Sonra dusunduklerini hissedecekler, hic kimildamadan hareket ettikleri hissine kapilacaklar ve mutlu olacaklar, cunku bu tur olaylar degismezler. Olaylarin baglantilarini kurmalari icin onlara felsefe veya sosyoloji gibi kaypak seyler verme. O zaman melankolik olurlar. Bugunlerde bir cok adamin yapabildigi gibi, TV duvarini ayirip tekrar birlestiren kisi, insani kaba, hayvansi hissettirmeden olculup bicilemeyecek olan evreni olcup bicmeye calisan kisiden daha mutludur. Biliyorum, ben denedim. Cehenneme kadar yolu var. Sen kuluplerini ve partilerini, akrobatlarini ve sihirbazlarini, gozupek adamlarini, jet arabalarini, motorsiklet helikopterlerini, seks ve eroini, otomatik refleksle yapilacak her seyi getir onlara." Fahrenheit 451



    "Luckily, queer ones like her don't happen, often. We know how to nip most of them in the bud, early. You can't build a house without nails and wood. If you don't want a house built, hide the nails and wood. If you don't want a man unhappy politically, don't give him two sides to a question to worry him; give him one. Better yet, give him none. Let him forget there is such a thing as war. If the Government is inefficient, top-heavy, and tax-mad, better it be all those than that people worry over it. Peace, Montag. Give the people contests they win by remembering the words to more popular songs or the names of state capitals or how much corn Iowa grew last year. Cram them full of noncombustible data, chock them so damned full of 'facts' they feel stuffed, but absolutely `brilliant' with information. Then they'll feel they're thinking, they'll get a sense of motion without moving. And they'll be happy, because facts of that sort don't change. Don't give them any slippery stuff like philosophy or sociology to tie things up with. That way lies melancholy. Any man who can take a TV wall apart and put it back together again, and most men can nowadays, is happier than any man who tries to slide rule, measure, and equate the universe, which just won't be measured or equated without making man feel bestial and lonely. I know, I've tried it; to hell with it. So bring on your clubs and parties, your acrobats and magicians, your dare-devils, jet cars, motorcycle helicopters, your sex and heroin, more of everything to do with automatic reflex."



    "Hayir, hic mutlu degildi. Mutlulugunu bir maske gibi takmisti. / No, non era felice. Egli portava la sua felicità come una maschera."


  2. Turk sair Umit Yasar Oguzcan’in dogum yildonumu (22 Agustos 1926)

    Ben senin en cok sesini sevdim
    Bugulu cogu zaman, taze bir ekmek gibi
    Once aska cagiran, sonra dinlendiren
    Bana her zaman dost, her zaman sevgili

    Ben senin en cok ellerini sevdim
    Bir pinar serinliginde, kucucuk ve ak pak
    Nice guzellikler gordum yeryuzunde
    En guzeli bir sabah ellerinle uyanmak

    Ben senin en cok gozlerini sevdim
    Kah cocukca mavi, kah inadina yesil
    Aydinliklar, esenlikler, mutluluklar
    Hicbiri gozlerin kadar anlamli degil

    Ben senin en cok gulusunu sevdim
    Sevindiren, icimde umut cicekleri actiran
    Unutturur bana birden acilari, guclukleri
    Dunyam aydinlanir sen guldugun zaman

    Ben senin en cok davranislarini sevdim
    Gucsuze merhametini, zalime direnisini
    Haksizliklar, zorbaliklar karsisinda
    Vahsi ve magrur bir disi kaplan kesilisini

    Ben senin en cok sevgi dolu yuregini sevdim
    Tum cocuklara kanat geren anneligini
    Nice sevgilerin bir pula satildigi bir dunyada
    Sensin, her seyin ustunde tutan sevdigini

    Ben senin en cok bana yansimani sevdim
    Bende yeniden var olmani, benimle butunlesmeni
    Mertligini, yalansızligini, dupdurulugunu sevdim
    Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...



    What I love most about you -

    Your voice
    it is like fresh bread
    when you call me 'love'
    I want to eat you then

    Your hands
    cool as spring water, small and white
    in my hands when I wake up in the morning

    Your eyes
    sometimes sky blue, sometimes greenish
    shining, mischievous, mirthful, flirting
    their glances melt my heart

    Your smiles
    they grow fresh flowers inside me
    they ease my pains, give me hope

    Your attitude
    merciful to the weak, you stand for justice
    in your heart you are a tigress

    Your heart
    always full of love
    brimming with motherhood
    others sell love for a penny
    you hold it above everything

    Your thoughts
    you live in me, you merge with me
    you are honest, pure, faithful, loveful
    I love you, love you, love you
    always I love you...

  3. Pulitzer Odullu Amerikali roman-kisa oyku yazari ve gazeteci E. Annie Proulx’nun dogum gunu (22 Agustos 1935)

    "Keske senden nasil vazgecebilecegimi bilseydim. / I wish I knew how to quit you.”

    “Hicbir zaman yeterli vaktimiz olmayacak. / We will never have enough time.”


  4. Kral (Elvis Presley), 22 Agustos 1956’da Umutsuz Ask (Love Me Tender / The Reno Brothers) filminin cekimlerine basladi.




  5. Fransiz yazar Roger Martin du Gard'in olum yildonumu (22 Agustos 1958)



    "Kucucuk bir kirlangic olsaydim ben. Ah! nasil kosardim sana bilsen! / Si j'étais un petit oiseau-hirondelle. Ah, comme vers toi je m'envolerais!"Les Thibault



    "Bir kadini aglatacak sebepler yaratmak cirkin bir sey. Babam diyordu: 'Kadinlar baskadir, cogu zaman insan bunu unutur.' Hakki varmis, bizi onlardan ayiran seye goz yummali. Evet insanlar mumkun oldugu kadar birbirini sevmeli... Sevmeli."



    "C'est monstrueux de laisser pleurer une femme! Mon père disait : 'Les femmes sont autres, on l'oublie trop sou- vent. ' Il avait raison; voilà ce qu'on obtient à vouloir les traiter en égales : de la souffrance inutile...' Oui, oui : mais, pour que ce soit possible, il faudrait... il faudrait encore s'aimer."

  6. 22 Agustos 1972'de Sonny Wortzik (Al Pacino), ve Salvatore Naturile (John Cazale) Chase Manhattan bankasinin Brooklyn subesini pompali silahla soymaya kalkistilar. (Kopeklerin Gunu - Dog Day Afternoon filmi)




  7. Skynet cyborg Marcus Wright, 22 Agustos 1976'da dogdu.(Los Angeles, California. Terminator 4: Kurtulus - Terminator Salvation filmi)




  8. Italyan yazar Ignazio Silone'nin (Secondo Tranquilli) olum yildonumu (22 Agustos 1978)

    "Gencligimde Arjantin'de bulundum. Orada Ispanyolundan kirmizi derilisine kadar her milletten koylulerle konustum; birbirimizi, sanki Fontamara'daymisiz gibi anlardik. Ama her pazar Italyan konsolugundan gelen bir sehirli ile konusurdum, birbirimizin sozlerinden hicbir sey anlamazdik." Fontamara



    "In gioventù sono stato in Argentina, nella Pampa; parlavo con cafoni di tutte le razze, dagli spagnuoli agl'indii, e ci capivamo come se fossimo stati a Fontamara; ma con un italiano che veniva dalla città, ogni domenica, mandato dal consolato, parlavamo e non ci capivamo; anzi, spesso capivamo il contrario di quello che ci diceva."



    Don Benedetto sararmis kagitlar arasinda Pietro Spina'nin kagidini buluyor ve: "Iste, Spina karsinizda!" diyerek okuyor:

    "Ben yasamimda, durumlara, iliskilere ve maddi kosullara uyarak yasamak degil, tersine, sonucu ne olursa olsun, yasamimin her saatinde, hakli ve dogru buldugum seyler icin yasar, onlarin ugrunda mucadele etmek isterim." Sarap ve Ekmek



    Don Benedetto cercòtra lecarte ingiallite dell'ultimo tema svolto a scuola, i fogli di Pietro Spina.

    "Ecco qui Spina" disse. "Non vorrei vivere secondo le circostanze, l'ambiente e le convenzioni materiali, ma, senza curarmi delle conseguenze, vorrei vivere e lottare per quello che a me apparirà giusto e vero."

Sayfa 1337/7020 İlkİlk ... 3378371237128713271335133613371338133913471387143718372337 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •