Sanat Mozaik

[Terraluna]

Amerikali rock grubu Pearl Jam, ilk studto albumu Ten’i 27 Agustos 1991’de Epic Records etiketiyle piyasaya surdu.

[Terraluna]

Olum gelecek ve senin gozlerinle bakacak
sabahtan aksama dek, uykusuz,
sagir, eski bir pismanlik
ya da anlamsiz bir ayip gibi
ardini birakmayan bu olum.
Bir bos soz, bir kesik ciglik,
bir sessizlik olacak gozlerin:
Boyle gorunur her sabah
yalniz senin uzerinde
kivrimlar yansitirken aynada.
Hangi gun, ey sevgili umut,
bizler de ogrenecegiz senin
yasam oldugunu, hiclik oldugunu.
Herkese bir bakisi var olumun.
Olum gelecek ve senin gozlerinle bakacak.
Bir ayiba son verir gibi olacak,
belirmesini gorur gibi
aynada olu bir yuzun,
dinler gibi dudaklari kapali bir ağzi.
O derin burgaca inecegiz sessizce.

Cesare Pavese

[Terraluna]

Gece de sana benziyor,
suskun aglayan uzak gece,
yureginin derinlerinde,
ve yorgun geciyor yildizlar.

Cesare Pavese



Anche la notte ti somiglia,
la notte remota che piange muta,
dentro il cuore profondo
e le stelle passano stanche

[Terraluna]

“Sevilen'in cogu kez seven'in hayallerinin bir vucut bulmasi oldugunu soylersem belki de sinik bir yaklasim icinde oldugum savunulacaktır. Oysa belki de bu kadari yeterlidir. Hayaller degistiginde -ki degisirler, ki degismek zorundadirlar- aci başlar. Buyulu bir kent birden yok olur ve siz yellerin kavurdugu colun ortasinda yapayalniz kaliverirsiniz. Sevdiginize gelince. O sizi hicbir zaman anlamamistir. Isin dogrusu, siz kendinizi hicbir zaman anlamamissinizdir.” Jeanette Winterson, Visnenin Cinsiyeti



“I may be cynical when I say that very rarely is the beloved more than a shaping spirit for the lover's dreams... To be a muse may be enough. The pain is when the dreams change, as they do, as they must. Suddenly the enchanted city fades and you are left alone again in the windy desert. As for your beloved, she didn't understand you. The truth is, you never understood yourself.”

[Terraluna]

Sen kimsenin asla soylemedigi
bir toprak gibisin.
Sen hicbir sey beklemiyorsun
dallar arasindaki bir meyve gibi
dipten fiskiracak
bir sozun disinda.
Sana erisen bir ruzgar var.
Kuru ve olmus varliklar
engelliyor seni ve ruzgara karisiyor.
Kol ve bacaklar, eskil sozler.
Yazin titriyorsun.

Cesare Pavese

[Terraluna]

Dogal hukuk ogretisiyle taninan Hollandali dusunur Hugo Grotius’un olum yildonumu (28 Agustos 1645)



“Ozgurluk uzerlerimizde sahip oldugumuz guctur. /Freiheit ist die Macht, die wir über uns selber haben. / La liberté, c'est l'empire que nous avons sur nous-mêmes.”




“Iki kere ikinin dort etmemesini Tanri bile saglayamaz./ Even God cannot make two times two not make four. / De même donc que Dieu ne pourrait pas faire que deux et deux ne soient pas quatre.”

[Terraluna]

Alman hezarfen; edebiyatci, politikaci, ressam ve dogabilimci Johann Wolfgang von Goethe'nin dogum yildonumu (28 Agustos 1749)



"Insan hergun hos bir sarki dinlemeli, iyi bir siir okumali, guzel bir resme bakmali ve mumkunse akli basinda birkac soz soylemelidir ki, dunyevi kaygilar, Tanri'nin insan ruhuna asiladigi 'güzel' duygusunu yok etmesin."�


"Daha iyi olmak istiyorum,yazginin bize sundugu bir parca kotulugu, hep yaptigim gibi, artik gevis getirip durmak istemiyorum; gecmisi gecmiste birakmak ve simdinin tadini cikarmak istiyorum. Elbette, haklisin, ama insanlar, duslem guclerini,umursamaz simdilerine katlanmaktan cok, gecmis kotuluklerin anilarini cagristirmak icin boylesine zorlamasalardi, aralarindaki acilar daha ufak olurdu." Johann Wolfgang Goethe, Genc Werther'in Acilari



"Io voglio emendarmi; non voglio più rimuginare quel po' di male che il destino mi manda, come ho fatto finora; voglio godere il presente e voglio che il passato sia per sempre passato. Senza dubbio tu hai ragione, carissimo, i dolori degli uomini sarebbero minori se essi - Dio sa perché siamo fatti così! - se essi non si affaticassero con tanta forza di immaginazione a risuscitare i ricordi del male passato, piuttosto che sopportare un presente privo di cure."�

[Terraluna]

Italyan Barok ressam Giacomo Ceruti'nin olum yildonumu (28 Agustos 1767)

La lavandaia (The Laundress, 1735)