Sayfa 226/631 İlkİlk ... 126176216224225226227228236276326 ... SonSon
Arama sonucu : 5047 madde; 1,801 - 1,808 arası.

Konu: ISCTR - İş Bankası C

  1. #1801
    PPK’yı şimdilik bırakın, önce cuma toplantısına bakın!

    Alaattin AKTAŞ
    EKO ANALİZ


    14 Haziran 2023 Çarşamba

    ✔ Bankaların elinde düşük faizli ve uzun vadeli "zehirli" kağıtlar var. Bankalar tabii ki bu kağıtlardan kurtulmak istiyor. Politika faizinin ne oranda artırılacağını da bu kağıtların nasıl bir yöntemle ve ne ölçüde tasfiye edileceği belirleyecek.

    Son dönemde adeta “faiz toto” oynanıyor. Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 22 Haziran toplantısında faizi ne kadar artıracağına dönük tahminler havada uçuşuyor. Faizin ılımlı sayılabilecek düzeyde artırılıp yüzde 14-15 dolayına çıkarılacağını tahmin eden de var, çok daha agresif bir artışla yüzde 25’e, hatta yüzde 30’a yükseltileceğini tahmin eden de... Yüzde 25’leri, yüzde 30’ları dile getirenler daha çok yabancı kurumlar, bankalar...

    Görüldüğü gibi tahminler arasında dağlar kadar fark var!

    Yüzde 8.50’den yüzde 14-15’e ya da 25-30’a çıkış...

    Peki hangi düzey daha gerçekçi?

    Herkes bu sorunun yanıtını arıyor zaten.

    Gerçi içinde bulunduğumuz günlerde bu sorunun yanıtını bilen herhalde kimse yoktur. Ne Maliye Bakanı Şimşek’te var bu yanıt, ne Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan'da...
    Yüzde 8.50'den 25'lere çıkılır mı?

    Merkez Bankası daha önce bu boyuta yakın bir faiz artırımı durumunda hiç kalmadı değil. Rahip krizinin tetiklediği 2018 krizinde önce 8.50 puanlık bir artışla yüzde 16.50’ye, ardından iki aşamada 7.50 puanlık artışla yüzde 24’e çıkılmış, yani o yıl üç buçuk ay içinde aşamalı olarak toplam 16 puanlık artış yapılmıştı.

    Üstelik koşullar bu kez 2018’den çok çok farklı ve daha zorlu. Ne boyutta bir faiz artışına gidilebileceğini ise bir dönem halının altına süpürdüğümüz sorunun nasıl giderileceği belirleyecek.

    O sorunun kaynağı, bankalara adeta zorla verilen düşük faizli ve uzun vadeli kağıtlar. Politika faizinin artırılmasının önündeki en büyük engel de bu zaten. Faizi artırdığınızda, yani borçlanma kağıtlarının fiyatını aşağı çektiğinizde bankaların elinde bulunan düşük faizli kağıtları ne yapacaksınız, daha doğrusu bankaların bilançosu bundan nasıl etkilenecek?
    Yanıt cuma günü...

    İşte bu sorunun yanıtı cuma günü bir ölçüde verilecek.

    Maliye Bakanı Şimşek cuma günü bankacılarla bir araya gelecek. Daha önce perşembe günü için planlanan ancak o gün Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplanacağı için cumaya alınan toplantıda doğaldır ki Merkez Bankası Başkanı Erkan ve BDDK Başkanı Kavcıoğlu da yer alacak.

    Toplantıda hal hatır sorma ve hayırlı olsun faslından sonra asıl konuya gelinecek .

    Bankaların elindeki uzun vadeli ve düşük faizli kağıtlar için çözüm ne olacak; bunun üstünde durulacak, bankaların talepleri not edilecek, raporlar sunulacak ya da daha önce sunulmuş raporlar varsa onlar masaya yatırılacak.

    Bankacılar doğal olarak ellerindeki o sevimsiz kağıtların geri alınmasını isteyecek. O kağıtlar alınsın, nakde kavuşsunlar ve o nakdi kullanabilsinler.

    “Bu yapılırsa faiz ne kadar artarsa artsın!”

    Söylenecek olan özetle bu.

    Peki acaba o kağıtların tümü alınabilecek mi ya da ne kadarı alındığında bankalar faizdeki artıştan olumsuz etkilenmeyecek?

    Bu soruya cuma günü hemen yanıt bulunması pek beklenmiyor elbette. Ama bankacıların talepleri not edilecek ve sonrasında dar kapsamlı toplantılarda ne yapılacağına iyi kötü karar verilecek.

    Dolayısıyla 22 Haziran’daki PPK toplantısı tabii ki önemli. Ama cuma günü bankacılarla yapılacak toplantı PPK’da alınacak kararda belirleyici olacak.
    Faiz ne olur; Merkez Bankası masaya yumruğunu vurur mu?

    Gelelim en önemli soruya...

    Para Politikası Kurulu 22 Haziran’da faizi kaça çıkarır?

    Dikkat ediyor musunuz, uzunca bir aradan sonra PPK’nın alacağı bir karardan söz ediyorum. “PPK’nın açıklayacağı karar” demiyorum.

    Kararlaştırılacak orandan tabii ki Saray’ın bilgisi olacaktır ama en azından bu oranı belirleyecek olan Merkez Bankası’dır.

    Merkez Bankası’nın göstermelik sayılabilecek bir artışa gitmesi maça yenik başlaması demek olur, hatta bu öyle 1-0, 2-0 bile değildir. Göstermelik bir oran farklı yenik başlamak anlamına gelir.

    Herhalde ne Mehmet Şimşek, ne de Gaye Erkan kaybedecekleri bir maça çıkmak ister.

    Dolayısıyla yüzde 15’in altında kalacak bir artış göstermelik olarak nitelenecektir. Hatta bu çıtayı yüzde 20’ye kadar bile çıkarmak mümkündür.

    Yüzde 20 dolayındaki bir oran Merkez Bankası’nın ağırlığını hissettirdiği şeklinde yorumlanır.

    Yüzde 25 ve daha yukarıda bir oran ise Merkez Bankası’nın masaya yumruğunu vurmasıdır.

    Örneğin yüzde 25, mevcut duruma göre 16.50 puanlık bir artış demektir. Bu çok büyük bir artış gibi görülebilir, bir bakış açısıyla da öyledir zaten. Ama unutmayalım; 2018 yılında da üç buçuk ay içinde aşamalı olarak 16 puanlık artış yapılmıştı.

    Üstelik Türkiye ekonomisi bu kez 2018'den çok daha zor durumda. Bu yüzden yüzde 25 de, 30 da hiç şaşırtıcı olmaz.

    Ama yine dönüp aynı konuya vurgu yapmak durumundayım, böyle bir orana çıkılmasının olmazsa olmaz koşulu bankaların, ellerindeki o sevimsiz, o zehirli kağıtlardan ne ölçüde kurtarılacaklarına bağlıdır.

    “Biz o kadar kağıdı alamayız, onun için tamam faizi de ılımlı bir düzeye çıkarmakla yetiniriz, örneğin yüzde 13-14 ya da 15 yaparız” denilirse ya da denilmek zorunda kalınırsa işte o zaman yandı gülüm keten helva!

    Öyle bir durumda dövizin arkasından "Bir yanlışlık yaptık ama nerede” diye bakar kalırız...

    Kurda tümüyle kontrolden çıkmış bir tırmanış da en istenmeyecek gelişme olduğuna göre faizde laf olsun diye bir artış yapılması olasılığı çok düşüktür.

    İlk etapta yüzde 25 dolayına çıkarılacak faiz Türkiye'ye fon akışı sağlamanın da olmazsa olmaz koşuludur. Bu şekilde gelecek fonları "Kısa dönemde para kazanıp gidecekler” diye eleştirmenin de mantığı yok, tabii ki o amaçla gelecekler.

  2. #1802
     Alıntı Originally Posted by Deniz Ali Yazıyı Oku
    Ülkemizde tasarruflarını sağlıklı değerlendirecek bir tek borsa ortamı kaldı bu doları elimin tersi ile ittim , nasip Allahtan kazanacağız hayırlısı ile !!

    Sana da bol şans 666 sen. de çok kazan nereden girer çıkarsan kazan inşallah !
    Aynen sana da. Kazanin, emeginizin karsiligini alin. Borsa mi olur, baska bir sey mi olur bilemiyorum artik. Ama borsa gitsin, yatirimci kazansin derim.

  3. #1803
     Alıntı Originally Posted by nikrece Yazıyı Oku
    Ekonomiyi birde deden dinleyin
    https://www.youtube.com/watch?v=xgdHfQIi72k
    Daha onceki faizle ilgili yazima binaen bir ornek.

    MB'lari elindeki araclari kullanarak halklari rahatlatacak kapasiteye sahiptir. Sen ordan nasmistir, allah buyurmustur dersen icinden gecerler.


    (Mahfi hocadan alintidir)

  4. Erdoğan: Hazine ve Maliye Bakanımız gerek Merkez Bankası Başkanımız bizi mahcup etmeyecekler ve hayırlısıyla güzel neticeleri de alacağız diye düşünüyorum


    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hazine ve Maliye Bakanı'mızın adımlarını süratle, rahatlıkla Merkez Bankası ile atmasını kabullendik. Enflasyonu tek haneye düşürme kararlılığımızı bildirdik." dedi.

    Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Türk dünyası birliğinin, Avrupa Birliği gibi bir modele dönüşebilmesinin söz konusu olup olmadığı yönündeki soru üzerine Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı'nı daha da geliştirip, güçlendirmek için bazı adımlar atılabileceğini söyledi.

    Kazakistan'ın Türkistan şehrinde önümüzdeki günlerde liderler zirvesi yapılacağını, kendisinin de zirveye katılmayı arzu ettiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

    "Türk Cumhuriyetleri orada bir araya gelirsek bu veya buna benzer konuları görüşmek isabetli olur. Bunları ele almakta faydalar muhakkak var. Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda Türk Devletleri Teşkilatı adımını attık. Bunu bizim geliştirmemiz lazım. Bu adımı atıp oraya bir virgül koyarsak olmaz. Ne yapıp yapıp buna noktayı koymak lazım ve ondan sonra da bunu işlemek lazım. Şu an itibarıyla da Türk Devletleri Teşkilatı'nda gelişmelerin olması bizi çok daha süratle güçlü hale getirecektir. Türk Devletleri Teşkilatı'nın da bu güce ihtiyacı var."

    - KKTC'nin egemenlik eşitlik haklarının tanınması ön şart

    Erdoğan, "Kıbrıs'ta yeni bir görüşme trafiği söz konusu olabilir mi? Özellikle Rumlardan veya başka çevrelerden bu doğrultuda bir talep var mı?" sorusuna karşılık, Rum kesiminin mevcut yönetiminin öncekilere göre daha barışçı bir hava içinde olduğunu söyledi.

    "Bu barışçı havayı devam ettirirlerse ve başta Avrupa Birliği olmak üzere bazı tahriklere kapılmadan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin egemen eşitlikteki haklarını korumaya 'Evet' derlerse biz de 'Niye olmasın deriz." ifadesini kullanan Erdoğan, ancak KKTC'nin egemen eşitlik haklarının Rum kesimince tanımasının ön şart olduğunu vurguladı.

    Erdoğan, kendisinin başbakanlığı döneminde İsviçre Bürgenstock'ta Yunanistan'la görüştüklerini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "O zaman bize söz verdiler, dediler ki 'Referanduma gitmek suretiyle çıkacak neticede biz Avrupa Birliği olarak yanınızda olacağız.' Ama bunlar maalesef Kuzey Kıbrıs'ın yanında olmadıkları gibi hemen Güney'i Avrupa Birliği'ne dahil ettiler, Kuzey Kıbrıs'ı ise dışarıda bıraktılar. O gün bugündür bu böyle geliyor, Avrupa Birliği dürüst değil. Biz de 50 seneyi devirdik, hala bu Avrupa Birliği aynı noktada, değişen bir şey yok. Şöyle bir masaya yatıracağız bu işleri. Bizim de bunu gözden geçirmemiz gerekir."

    - "Ben burada aynıyım"

    Erdoğan, yeni dönemde ekonomi politikalarıyla asgari ücret ve memur maaşlarındaki zam oranlarına ilişkin soru üzerine "Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de şüphesiz ki ekonomi her zamanki o güçlendirme beklentisini yine aynen devam ettiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

    Ekonominin bir kenara konulamayacağını, her ülkenin ilk işinin ekonomi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu, Ticaret, Sanayi ve Teknoloji, Ulaştırma gibi ekonomiyle ilgili bakanlıklar ile savunma sanayisinde atılan adımlara işaret etti.

    Erdoğan, gıda, tarım, hayvancılık alanının önemine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

    "Çünkü onun üzerinden de bizi vurmaya kalkıyorlar. Biz bunlara prim vermeden altyapı ve üstyapıda bütün çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu konularla ilgili olarak bir taraftan da finans sektörümüzü güçlendirmenin gayreti içerisinde olacağız. Finans sektöründe kaynak arayışlarını devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Bizim bankalar noktasında sıkıntımız yok. Bizim bankacılık sektörümüz zaten güçlüdür. Fakat bütün mesele şimdi finans yönetimini daha güçlü hale getirelim ve finans yönetimini güçlü hale getirmek suretiyle bir defa enflasyondaki düşüşü de daha aşağı indirelim.

    Bazı arkadaşlar 'Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor' gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben burada aynıyım. Ama Hazine ve Maliye Bakanı'mızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası ile atmasını kabullendik, hayırlı olsun dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik. Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Biliyorsunuz başbakanlığım döneminde biz (enflasyonu) tek haneye düşürdüğümüzde faiz 4,6'ydı, enflasyon da 6,2'ydi. O zaman yine bu işleri beraber yaptık ve şimdi de Sayın Bakan'ımıza bunları söyledik, aynı şekilde bunu birlikte yapmalıyız. Biz o zaman 'düşük faiz, düşük enflasyon' teorisiyle çalıştık. Şimdi de aynı anlayışla çalışıyorum, aynı düşüncedeyim ve bu şekilde bunu başarabiliriz diye inanıyorum."

    Erdoğan, işçiyi enflasyona ezdirmeyeceklerini belirterek, "Asgari ücrette de elimizden gelen gayreti göstereceğiz. İşçimiz bu noktada rahat olsun, huzurlu olsun. Şu anda çalışmalar yapılıyor, bir an önce de inşallah kararı vereceğiz. Memur maaşlarına ilişkin adım da zaten temmuz ayındaki görüşmelerde atılacak." dedi.

    - "Bu kardeşimizin başarılarını bizlere ilettiler"

    Merkez Bankası Başkanlığı'na Hafize Gaye Erkan'ın atanması sürecine ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, Erkan'ın atanması teklifini Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in kendisine getirdiğini söyledi.

    Kadro hareketine inancını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

    "Yani ben bir göreve geldim; ne yapıyorum, kadromla geliyorum, bakan arkadaşlarımı seçiyorum, inceliyorum ve bununla da kalmıyorum, farklı bazı isimler varsa bunlar üzerinde de çalışmalar yürütüyorum ve buna göre de kabinemi oluşturuyorum. Bu kabineyi oluştururken şu anda benim bütün bakan arkadaşlarım kendi bakan yardımcılarını benim önüme getirmişlerdir ve o bakan yardımcılarını ben kendilerinden aldıktan sonra ayrıca istihbaratla da onlar üzerinde bir çalışma yapmışımdır. Nasıldır, ne var ne yok filan... Ve aynı şekilde yurt içinde, yurt dışında... Eğer yurt dışındaysa orada da kimdir, nedir, nasıl birisidir bütün bunların hepsini soruşturuyoruz.

    Maalesef çok garip ataklar var. Bu ataklarda da bakıyorsunuz, aman ya Rabbi neler uyduruyorlar neler... Biz tabii artık, yani iğnenin deliğinden çok geçtik, bunları pek yutmuyoruz ama çalışıyoruz, ediyoruz. Ve bu kardeşimizin de başarılarını bizlere ilettiler, söylediler. Goldman Sachs'tan tut da oradaki bankacılık, finans sektöründeki çalışmalarına varıncaya kadar bu durumları söylediler. Ve Merkez Bankası'nda bir de bayan yöneticimiz olsun diye düşündük. Bu adımı hayırlısıyla attık. Kendisine de gerekli olan beklentilerimizi söyledik. bu adımlarla birlikte de gerek Hazine ve Maliye Bakanımız gerek Merkez Bankası Başkanımız bizi mahcup etmeyecekler ve hayırlısıyla güzel neticeleri de alacağız diye düşünüyorum."

    - "O partinin ne kaptanıyım ne güverte lostromosuyum"

    Erdoğan, seçim sonrası Cumhuriyet Halk Partisindeki değişim tartışmalarının hatırlatılması üzerine "O partinin ne kaptanıyım ne güverte lostromosuyum. Ben AK Parti'nin kaptanıyım, bana AK Parti'yi sorun. Onu da Kılıçdaroğlu'nu yakaladığınızda ona sorun." diye yanıtladı.

    Her şeyin ortada olduğunu aktaran Erdoğan, "Yani onlarda kaptan ne yaptıysa yaptı zaten, gemi şu anda bordasından çok kötü çarptı. Kiminle yarışıyor, kiminle ne yapıyor, bizi hiç ilgilendirmez. Biz şu anda seçimi elhamdülillah başarılı bir şekilde tamamladık, bitirdik. Onlarda ise altılı masa, dokuzlu masa, on birli masa; ortada masa kalmadı zaten, dağıldı iyice... Şimdi bunu bana sorarsan bu olmaz. Milletim en güzel kararı verdi." diye konuştu.

    - "Maalesef orada çok çok iyimser değiliz"

    Anayasa değişikliği süreci ve muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne uygun yeni anayasaya destek verip vermeyeceği yönündeki bir soruyu Erdoğan, "Masa etrafındakilere bakıp konuşacak olursak vermezler diye düşünüyorum." şeklinde yanıtladı.

    Erdoğan, ancak AK Parti grubunun görevinin, vereceklermiş gibi gidip muhalefet partileriyle görüşmek olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

    "Arkadaşlarımıza ben görevi veririm, arkadaşlarımız grup başkanlarıyla veya başkanvekilleriyle görüşmelerini yaparlar. 'Böyle bir anayasa değişikliği için ne dersiniz' diye sorarlar. Eğer böyle bir anayasa değişikliğine 'Evet' derlerse biz de muhalefetle niçin anayasa değişikliğine gitmeyelim? Ki bunların içerisinde de en önemli maddemiz ailedir. Aile konusuna biz hassasiyetle eğiliyoruz. İki, Aile ve Gençlik Bankası çok çok önemli. Bu konuyu yine aynı şekilde kendilerine taşırız. Eğer buna olumlu yaklaşırlarsa bununla da ilgili adım atarız. Yani bunların bazıları anayasa değişikliği gerektirir, bazıları ise yasal düzenleme gerektirir. Ve şu anda anayasa değişikliği gerektiren konularda muhalefet bu işe 'Evet' der mi sorusunun cevabına gelince, maalesef orada çok çok iyimser değiliz."

    (Bitti)


    Kaynak : Anadolu Ajansı
    "Hayalleriniz için sessiz bir şekilde savaşın. Çünkü onları gerçekleştirirken yaratmış olduğu etki insanların tahammül edemediği bir şeydir."

  5. Millet bu sistemde kuru parasıyla maymun oluyor neymiş olmayan parayla işlem yapacakmış. Yersen.

    Şurada insanları yıllardır yanlışa yönlendirdin hala akıllanmadın.
    "Hayalleriniz için sessiz bir şekilde savaşın. Çünkü onları gerçekleştirirken yaratmış olduğu etki insanların tahammül edemediği bir şeydir."

  6. Faizlerin artacağı siyah puntolarla yazılı paragrafın AMA sında gizli arkadaşlar. Bakalım faiz artışı ne oranda başlayacak ve hangi hızla devam edecek ve nereye kadar sürecek. Onu hep birlikte göreceğiz. Yatırım tavsiyesi değildir....

  7. Türkiye'nin 5 yıllık CDS'leri dünkü kapanışa göre 11 baz puan düşüşle 483 baz puana geriledi - S&P Global
    "Hayalleriniz için sessiz bir şekilde savaşın. Çünkü onları gerçekleştirirken yaratmış olduğu etki insanların tahammül edemediği bir şeydir."

  8. adamlara SPK nın cezası bir nevi ilaç gibi gelecek .

    Geçenlerde ceza yiyenlerin portföyü bu adamlar 6 ay sonra bu malları daha yukardan verirler..



Sayfa 226/631 İlkİlk ... 126176216224225226227228236276326 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •