Bana kalırsa.

[alicemal]

Haaah hah,
benim 2 üstte dün yazdığım"Bizim hükümet altına yedinci süper lüks uçağınıda çekti. Hemde 400 milyon dolara." yazının aynısını yılmaz özdil bugün yazmış.

Tabi özdil in yazım tarzı ile benimki aynı değil. Adamın mesleği edebiyat ve araştırma. Benim ise hobim. O sebeple benim yazı vurup, kırarken, onunkisi kendini okutmuş. Ama giriş, gelişme ve bağlama aynı.

Özdili severdim temiz dürüst ve doğru tarafta olduğu için, ayrıca çok iyi yakalayıp vuruyor. Okutuyor kendini. Ama aydın doğan isimli yahudi sermayesi uşağı yahudiyi bir konuşmasında övünce, yılmaz özdil benim için bitti.

Gördüğüm kadarı ile, yılmaz özdilin içinde bulunduğu siyasi grup, kendi hırsızlarını geri istiyorlar. aydın doğan denen bu ülkeyi şimdiki sömürge konumuna getiren gurubun üyesi yahudi, bana yetki verilse ilk asacağım kişilerden. neticede akp denen parti ve içinde oldukları kültür, aydın doğan denen yahudi grubunun ÜRETİMİ.
Şimdi kavgalılar.

Kendi doğurup büyüttüğü yetiştirdiği oğlu ile kavgalı olan anne, baba yokmu.?

Bana kızdınız, özdil i herkes sever, bende hala yazılarını okuyorum, ama benim için artık aydın bir yazar değil. Sadece bilgili ve edebiyatçı bir yazar. Hepsi o.

Doğruyu ve gerçeği severim. Adam tutmam, parti tutmam, takım tutmam.

Geçmişi temiz olmak şartı ile, hangi grup doğrunun peşinde gidiyorsa, doğrunun peşinden gittikleri müddetçe onlarla beraber yürürüm. Yoldan ayrıldıkları anda, ben kendi yolumda devam ederim.

En sevdiğim adam bile olsa, hırsızı savunuyorsa, benim için akıllı değildir. Arkadaşlığımız devam etsede, ortak davamız varsa, o bitmiştir.

Tabi DOĞRU denen şey göreceli. Zamana, kişiye, kültüre, gruba bağlı olarak sürekli değişiyor. Tek bir doğru yok. İnsan sayısı kadar doğru var.

Doğru derken benim doğrum olarak bahsediyorum. Sadece bir kavram.

[alicemal]

Aralık BIST 110 bin hedefim zorda.

MB ne yaptıysa DOVIZ cilerin kafasını kıramadı. Bu işin yöntemi basit ve çocuk oyuncağıydı.
En başta en çok doviz alan kurumsal firmanın kafasını kırsaydı, işler bu hale gelmezdi. En büyük kaybı HALK çekecek herşeye gelen zamlar yüzünden.

Bakın ABD dün danimarka bankasına ceza kesmiş. Kara para aklıyor diye. Bizim yeni vestel eski adıyla poly peck firması sahibi, londra borsasında 30 milyon dolarlık kendi firmasına işlem yaptı diye, poly pecki, koca holdingi batırdılar, sahibini hapse attılar. Sadece 30 milyon dolar.
Bunun gibi kafadan 5 örnek daha sayarım, araştırsam 10 tane daha bulurum. Ülkenin düzenini bozan firmanın,

DAHA İŞİN BAŞINDA KAFASINI KIRARSIN. Kural budur. Bunu gören diğer fırsatçılar dağılır. Netçede insan dediğinde bir hayvan. Güçlü hissederse saldırır, güçsüz hissederse uysallaşır. Her fırsatta da talana açıktır.

Ama cezayı ancak temiz ve aklı başında bir hükümet verebilir, yoksa kendi pisliklerinde ortaya dökülür. Hoş bizde dökülen pisliğin haddi hesabı yok ama ceza alan yok, tersine pisliği ortaya çıkaran ceza alıyor.

Daha ilk atakta, dovize ihtiyacı olmayıpta, yüklü doviz alan büyük bir bankaya, milyarlık bi ceza veselerdi. Enflasyon fırlamazdı. Enflasyonun artması işsizliği tetikler. Fakirlik artar ve enflasyondan faydalanan kesimin cepleri dolar.

Yani kalabalık gruplar fakirleşirken, küçük gruplar zenginleşir. Köy kuralı neydi, üretim aynı iken, birileri fakirleşiyorsa-cebinden para çıkıyorsa, o para mutlaka ve mutlaka, birilerinin cebine giriyordur.

Zengin sayımız artacak, halk dahada fakirleşecek. Buna üzülen hükümetle damadı, yeni bir uçak siparişi daha verip, marmarise 100milyon dolarlık organik çiftlik yapacak. GDOlu kanserojen ürün yemeyecek.

USD eni sonu düşecek ama enflasyon kalıcı hale gelmiş olacak.

Hani bunların hepsi eni sonu olacaktı ama 3 ayda olması var 3 senede olması var. 3 senede olsa, etkisi daha hafif olurdu. Tamamen HALKı düşünerek konuşuyorum.

Cebinde milyonla piyasada paradan para kovalayanlar zerre umrumda değil. Batsa eline işemem. Aynısı benim içinde geçerli tabi.
Batarsam sizde elime işemeyin, zaten fazla param yok, onuda enflasyona yedirmeyeyim diye uğraşıyorum.

Bu işeme atasözü farklımıydı.?

[alicemal]

Temmuz ayı imalat sanayi sektörü endeksi %5,6 artmış. İyi haber.

Tabi bu rakam anketle bulunuyor. Firmalara form gönderiyorlar. Sonuçları topluyorlar. Açıklanan rakamı doğrulama veya yanlışlama şansın yok.

Türkiyenin lokomotif sektörü otomotivde dağılmış durumda, rakamlar sürekli düşüyor. İlk 8 ayda otomotiv üretimi %5 düşmüş. Tutar olarak yükseldi, çünki maliyet geçen seneki USD üzerinden, satışlar bu seneki USD üzerinden. İstisnai bir yıl, satışları düştü ama gelir arttı. USD aynı kalırsa, önümüzdeki sene otomotiv, hızlı gelir kaybı açıklayacak çünki, satışları %20 düştü. Bide USD düşerse, önümüzdeki sene satışlar düşük USD den ama maliyet bu seneki USD den olacak. Yani gelir çakılacak, ama USD yükselirken fiyatı USD +enflasyondan daha çok yükselttiler, USD düşünce fiyatı düşüreceklermi.? Tabiki hayır. ama bu seferde satışlar düşecek yine zarar.

Devlet adam olsa, hemen tusaş a yerli oto talimatı verir, elektroniğinide aselsana havale eder. Aldığı 400 milyon dolarlık uçağın parası yeterde artar bile.

Bak o zaman tofaş, reno nasıl adam olacaklar.
En eski araba firmalarımız bunlar ama ikisinin sahibide yahudiler. (reno nun %51 i fransız yahudisinin, tofaşın sahibi Türk yahudisi)

Hemen 80 yıldır yapmadıkları yerli üretim için kolları sıvayacaklar. yahudi gazetelerde ve medyada tusaş ve aselsanı kötüleyip, reno ve tofaşı parlatmaya başlayacak.
Devrim arabasını nasıl *** ettilerse, aynısını tusaş ada yapmaya çalışacaklar.

tusaş üretmesinde yahudi sömürgesi devam etsin diye.

Konu hemen dağılıyor. Sadece ekonomik veri yazayım diyorum, kafa hemen sebebine odaklanıyor. yazı uzuyorda uzuyor...

[alicemal]

Otomotivin liderliğini yerini silah sanayii alsa iyi olur.

Kamu ve özel sektör silah sanayii, küçük silahlarda %100 yerli hammadde ile çalışıyor diye biliyorum.
Yüksek teknoloji ürünlerdede büyük oranda yerli üretim.

Tek sorun, azcık yükselen ve kaliteli üreten yerli firmaları, yahudiler HEMEN SATIN ALIYORLAR. İlaç sektörümüzü öyle yaptılar.

Savunma sanayii ürünü üreten yerli firmaları satın almalarına izin vermemek gerekir. TC kimlikli yahudilerede ve kullandıkları ermenilerede izin verilmemeli.

Yoksa, savunma sanayiimizde, otomotiv sektörü gibi, bu ülkenin emeğini sömüren bir sektöre döner.

Ama nerde bunu görecek ve uygulayacak beyin.

Birde acilen çok kaliteli çelik üreten fabrika lazım.
Ayrıca grafen gibi yeni teknoloji, çeliğin yerini alacak maddelere odaklanıp onları içerde üretecek firmalar yaratmalı. gerekirse patentle üretmeli ama sahibi yerli olmalı. Hakiki yerli.

[alicemal]

Atatürk sağken, İş bankasında %28 hissesini chp ye vermişti. Diğer tüm mal varlığınıda halka bağışladı. Atatürk'e hakaret eden sn. hükümetle damadıda sağlıklarında mutlaka mal varlıklarını bağışlayacaklardır.

Yoksa halka bağışladı kötü örnek oldu diyemi diyemi küfrettiler.? Her neyse orası karışık.

Bu örnekten yola çıkıp. Aydın kişi ile zararlı kişi arasındaki farkı anlatmaya çalışacağım. Tabi kendi kapasitem ölçüsünde, mutlaka daha iyisini yapacak olanda çıkacaktır.

3 tip insan vardır diyelim.

1) --- Birincisi akp zihniyeti.
Bunlar işbankası hisselerinide varlık fonuna istiyorlar. Biliyorsunuz hükümet varlık fonunu direk kendine bağladı ve denetleme imkanıda yok. Devlette para bitince, direk ulaşamadığı herşeyi kendine bağlamaya başladı. Onlarıda bitirecek sonra kapınızı çalarsa şaşırmayın. Yemin ediyorum imkan verseniz çalmaktan zerre gocunmaz. Bunun evrimsel açıklamasıda varda yeri değil.

2) --- İkincisi chp zihniyeti. Bunlar chp payını iş bankasından bir süredir almıyorlar. Ama yönetim kurulunda sürekli bir kaç chp li boynu kalın iyi maaşlar alıyorlar. Birde verilen büyük kredilerde onayları vardır mutlaka, ayrıca mesela aydın doğan petrol ofisini cebinden kuruş çıkmadan satın alırken, iş bankasını kullandı. Anlaşılıyorki chp li yönetim kurulundakiler bu olaya bi sebepten ses çıkarmadı. Yani parayı almıyorlar demek temizler yada kirliler anlamına gelmiyor. Bu ancak detaya girilince ortaya çıkar. Fakat almıyoruz diye kendilerini iyi insan olarak görüyorlar. Zaten devlet siyasi partilere korkunç para veriyor.

3) --- Üçüncüsü ise benim mantığım. İş bankasında kuruş para bırakmazdım çünki iş bankasının tek sahibi yok ve verdikleri büyük kredilere bakarsanız, iş bankası geliri bi şekilde paylaşılıyor. Bu ülke halkına faydası ne kadar tartışılır. Peki iş bankası parasını ne yapardım. Siyasilerle çatır çatır yermiydim. TEK TL sine dokunmazdım. Tamamına doğuda ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar okullar kurar, yanında şehirler kurar, öğrenci ve öğretmen camiasını okul şehirlerinde bedava yaşatırdım. Öğrencileride ilk okuldan alır, üniversite bitene kadar yatılı okuturdum. Öğrencileri, bu ülkenin en fakir yerlerindeki, en fakir ailelerinden seçerdim. Onları, ailesini, şehrini, ülkesini seven temiz, dürüst, çalışkan insanlar olarak yetiştirirdim. İş bankası parası bu işleri ufaktan yapmaya yeter. 2 küçük okul şehri kurabilirsiniz. Peki bu ne işe yarar. En fakir kesime (az değil %40- 30 milyon) umut verdiniz, dağa çıkanlar bıçak gibi kesilir. Doğuya 2 teknoloji şehri kurdunuz. yanına mezunların çalışacağı teknoloji sanayisi kur ülkeye umut ol. Tüm halka doğruyu göster. Gelir açısından alt kesime verilen umut, halk kesimlerinin birbirine nefretinide azaltacaktır, birlik sağlanacaktır. Parçalanmayıda durdur, batının kuzeyin ülke üzerindeki gelecek emellerinide bitir.

Buyrun 3 seçenek. Hangi seçeneklerde bu ülke batar. Hangi seçeneklerde kurtulur. Kim kötü, kim embesil, kim iyi.

[alicemal]

Dün kendimde değildim, müthiş ağrı sızı. Hükümetle damadına fazla yüklendim, 3 harflileri peşime taktılar gibi.

Ne olduda uSD 6.10 lardan hemen 6.40 a çıktıda, bugün niye 6.30 lara gerilemiş onun sebebini arayayım. Ciddi bi şeymi yoksa merkez bankası piyasada ekstra tokatlama işinemi girişmiş.?

[alicemal]

Yukarda anlattığım sistemin Türkiye deki ilk uygulayanı cem boyner denen yahudi.

Boyner grubun sahibi. 300 küsür bin üyesine 5 TL faturalarına çaktırmadan ekledi. 5 TL lik bişey almamışsın, hırsızlık yani.
Bende o dönem 5 TL kesilenlere dahilim, yıl 1997 filandır herhalde. Millet fark edince olay oldu. 5 çarpı 300bin ve 1997 yılının parası ile.

Boyner ceza almayınca, bu sistemi tüm yüksek üyeli firmalar uygulamaya başladı. Halada devam ediyor.

Eğer boynerin kafası kırılsaydı. Mesela 5x300000=1.500.000 TL cebe indirmiş. 10 milyon ceza verseydin. Bu ülkede bi daha böyle bişey yapan çıkmazdı.

Ceza verilmediği için en başta bankalar ve telefon şirketleri olmak üzere herkes yapıyor.

Kural bu, ilk yapanın kafasını kıracaksın.
Yargı sistemini buna göre şekillendireceksin.

Sonra cem boyner parti kurup siyasete atıldı.

"Madem bu sürü soyma vurgununda çok başarılı olduk, bari işin uzmanları arasında yerimizi alalım." dedi.

[alicemal]

Konut satışları düşüşünden sonra, bir kötü haber daha.

Ağustos ayı, geçen yıl aynı aya göre;
"otomotiv sektöründeki toplam üretim yüzde 34 azalma kaydetti."

USD 6 TL üzerinde kalırsa, otomobilciler tüm üretimi dışarı satmak isteyeceklerdir. İçerde araba alanlar çok azalacak.
Son bir yılda %50 den az artan araba fiyatı yok.

Doviz bu kadar artmışken, dışarı satışın çok kolaylaşması lazım. Bakalım ihracatı artırabileceklermi. Kolay satmaya o kadar alışıklarki Türkiye içindeki yahudi firmaları. Aptallaşıp tembelleşmişler.

Bakalım bu krize ayak uydurabileceklermi. Uyduramazlarsa, önümüzdeki yıl ciddi kâr kayıpları görürüz.

Bu sene yüksek kâr yazacaklar çünki 2 kere daha yazmıştım. Geçen yılki USD fiyatı ile parça ithalatı yapıp, bu seneki USD fiyatı ile bütün araç sattılar. Yani parçayı ucuza alıp pahalı sattılar. Satışların düşmasi, bilançolarına adet olarak yansıyacak ama TUTAR olarak yansımayacak.