Sayfa 2595/7020 İlkİlk ... 159520952495254525852593259425952596259726052645269530953595 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 20,753 - 20,760 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Polonyali roman ve oyun yazari Witold (Marian) Gombrowicz’in dogum yildonumu (4 Agustos 1904)

    “Trenle yolculugun sonsuz huznu, ezbere bilinen o huzun, ucurumun ya da elektrik tellerinin bir gorunup bir kaybolan cizgisi, pencerede birdenbire beliriveriyor bir agac, bir telgraf diregi, bir kulube, manzaranin hizla geriye dogru kayisi, durmaksizin gerileyisi... Derken bir baca, bir tepe ufukta gorunuverir... uzun bir donemecte, hicligin icine gomulur.”



    “The eternal sadness of a train journey, this sadness learned by heart, the ascending and descending line of the telegraph wires or the embankment, the sudden appearance of a tree in the window, of a telegraph pole, a signalman's hut, the landscape sliding swiftly past, its incessant retreat… as a chimney or a hill on the horizon a chimney or a hill … appeared and persisted for a long time, stubbornly, like a prevailing anxiety, a dominant anxiety … until, with a slow turning, it all fell into nothing.”



    “Yillar erir ay olur, aylar gun, gunler saat, dakika, saniye, saniyeler de ucup gider. Yakalayamazsiniz, ucup giderler. Neyim ben? Bir saniyeler yigini, ucup gitmis. Sonuc : Hic. Hic.”



    "Years disintegrate into months, months into days, days into hours, minutes into seconds, seconds run past. You won't catch them. Everything runs past. Flies away. Who am I? I am a certain number of seconds - that have run past. The result: nothing. Nothing."

  2. Amerikali sair, deneme yazari ve egitimci Robert Hayden'in dogum yildonumu (4 Agustos 1913)



    Pazarlari da babam erken kalkardi
    mavi siyah soguklarda elbiselerini giyer
    gunlerce calismaktan yorulmus,mevsimlerce yaslanmis
    agriyan catlak elleriyle
    sobamizi yakardi, bir minnet beklemeden.

    Sabah uyanirdim,donmus,titreyen
    odalar sicakti, babam cagiridi
    yavaca dogrulur ve giyinirdim
    korkarak evin ezeli kinlerinden.

    Sogugu evden kovmus
    guzel ayakkabilarimi boyamis
    konusurdum oylesine babamla.
    Ah,ne bildim,ne ogrendim
    Bos odalarda esen sevgiden.

  3. Amerikali yazar (eski bir ********) Iceberg Slim’in (Robert Beck - Robert Lee Maupin - Robert Moppins, Jr.) dogum yildonumu (4 Agustos 1918)

    “Beyaz adamin zenci kadinlara neden gittiklerini biliyor musun, Caylak? Cunku cezalandirilmaya ihtiyaci var, cunku cezalandirilmaya bayilir, cunku hasta. Ellerinde para ile dolanan sarlatandir o. Kendini ne sanarsa sansin gagasini ve kamisini o igrenc kokan kara kiclara sokmadan edemez.


    Pisligin icinde yuvarlanip kendini pisletir. Zavalli sapigin mutlulugu cektigi acidadir. Kendini lekeledigini sanir. Sonra da beyaz dunyaya doner. Boylece kendinin Tanri, zencilerin de ahirlarda tutulmasi gereken igrenc hayvanlar olduguna inanmaya devam eder.


    Asil acikli olan hastaliginin farkinda bile olmayisidir. Caylak, baska yerde bulamazsin bu bilgileri. Ilk zenci ********lerle ilgili olarak anlattiklarim ********likten gurur duymana yetmeli.” ********



    “You know, Greenie, why he's gotta come to 'em? The silly sick bastard is like a whore that needs and loves punishment. He's a joke with scratch in his mitt. As great as he thinks he is, he can't keep his beak and swipe outta the stink of a black ass.


    He wallows and stains himself. The poor freak’s joy is in his suffering. The chump believes he’s done something dirty to himself. He slips back into his white world. He goes on conning himself he’s God and Niggers are wild filthy animals he has to keep in the stockades.


    The sad thing is, he don't even know he's sick in the skull. Greenie, I'm pulling your coat from the bottom to the top. That rundown on the first Nigger pimps will make you proud to be a pimp.”

  4. Fransiz roman yazari ve edebi kose yazari Michel Déon'un dogum yildonumu (4 Agustos 1919)

    "Is hukuku okumak uzere Fransa'dan Amerika'ya dogru bir transatlantikle yola cikan bir Fransiz delikanlı: Arthur. Ellili yillar. Yoksul kirsal kesimden gelen oglunun toplum icinde yukarilara tirmanmasi icin yanip tutusan annesi, onun zenginler ve ayrıcaliklilar kulubune katilmasini dort gozle beklemektedir. Oglunun basarili bir ogrenim yasami oldugunu dusleyerek, mutluluk icinde olur. Ne var ki, onun duygusal basarisizliklarindan haberi olmaz. Oysa bu basarisizliklar, Arthur'un egitimde gosterdigi basarilari golgede birakacaktir. Brezilyali Augusta ile olan iliskisi, altindan kalkamadigi bir bozgun olur. Elisabeth'ten aldigi dersin actigi yara yirmi yilda kapanacaktir. Gizli tutulmus asklarin oykusu, bir yanlis anlasilmalar dizisinden baska bir sey olamaz. Augusta, Elisabeth ve Arthur de bu yazgidan kurtulamazlar. Ne var ki, alinan bu yaralarin yirmi yil icinde deneyim kazanilarak iyilestirilmesi insani sonunda mutlu kilmaya yeter." Zenginlerin Sofrasi



    "Arthur Morgan est un jeune Français des années cinquante, qui débarque aux États-Unis pour y étudier naïvement le droit des affaires. Sa mère, veuve de guerre qui brûle d'ambition pour lui, veut que, d'un milieu désargenté, il passe dans ce qu'elle appelle la cour des grands. Avant de disparaître et de laisser à son fils un cuisant remords, elle aura la joyeuse illusion de sa réussite, sans être témoin de ses échecs sentimentaux. Jusqu'à ce qu'il les surmonte, ces échecs réduiront la réussite d'Arthur à la très vaine victoire d'un froid calculateur. La rencontre avec Augusta, la Brésilienne, est une de ces défaites dont on ne se relève qu'en portant un masque. La leçon donnée par Elizabeth mettra vingt ans à cicatriser. C'était un malentendu. L'histoire des amours discrètes ou célèbres n'a jamais été qu'une suite de malentendus. Augusta, Elizabeth et Arthur n'échappent pas à cette fatalité dont un homme guéri par l'expérience est heureux de triompher fût-ce vingt ans après."


  5. Turk sair Turgut Uyar’in dogum yildonumu (4 Agustos 1927)

    Yalanli dolanli alcak dogruca yasanmamis bir
    bir gozsuz kulaksiz elsiz ayaksiz guduk bir gun
    butun yitiklerim karalarim ustuste ustuste butun karisikligim
    gelip gectigim macera su kadar binler yillik
    su kadar binler yillik karalarim karisikligim ustuste
    usul usul insan insan olum olum ustuste
    su kadar gunes su kadar su su kadar su yilani su kadar duzen
    ben sebepliyim denizlere aylara kavgalara umursuzluga
    bir maviyi durup dururken birine benzetiyorum
    bir baligin agziniı aniyorum durup dururken
    serinliyorum

    ben uc yer tasarlamistim ucu de sana bana uygun
    biri gunebakanlarda biri otuz yasta birini sorma
    birini sorma gun gelir ben soylerim
    daha usta olurum daha yigit o zaman soylerim
    bu kirgin karanligi bir isitalim ilkin
    yeniden sehirler kuralim simdikilerine benzeyen
    bastan baslayalim susamlara ekmeklere denizasirilarina
    sevmelere

    gidip donelim
    belki bir yerde bir tohumda bir durumda belki
    belki o ses o yudum o yumusak dosekler yesil yesiller
    ben tas cekerim yilmam camur kararim yol doserim
    bakarsin goneniriz gidip donelim
    ben yilmam tas cekerim camur kararim ben
    senin de gurul gurul saclarin var nasil olsa.



    A day of falsehood and fraud, a day foul and fully lived
    A day eyeless earless handless footless dis****ted and dumpy
    All my losses and glooms massed together and all my chaos
    And the adventures I lived through for so many millenia
    My glooms and my chaos of millenia massed together
    Massed together by a slow process man for man death for death
    So many suns, so many sea-snakes and so many systems
    I am entitled to sea and moons and to skirmish and despair
    For no reason suddenly I liken blue to someone
    I recall and revoke the mouth of fish for no reason
    That's how I cool off

    I had planned on three places all three suitable for you and me
    One among the sunflowers one thirty years old don't ask about the third
    Don't ask me about the third someday I will tell you myself
    If I can muster courage and tact I'll probably tell you
    But first let's shed light on this heart-broken darkness
    Let's build new cities just like the ones we have
    Let's start anew with sesame and bread and overseas and love affairs

    Let us go and return
    Perhaps at some place in a seed or in a state perhaps
    Perhaps that sound or that gulp or soft couches or the greenest green
    I could haul rocks invincibly or shovel mud or pave a road
    You never can tell maybe we shall find happiness let us go and return
    I shall not shirk I shall haul rocks and shovel mud
    What's more you have tumultuous rumbling hair anyway

  6. Amerikali sair, roman yazari ve editor James Oppenheim’in olum yildonumu (4 Agustos 1932)



    Yuruyoruz yuruyoruz, gunun aydınliginda
    Donuk fabrika bacalarina, yoksul mutfaklara
    Carpiyor sesimiz ve birden parlayan
    Bir isik gibi ulasiyor insanlara 'Ekmek ve gul! Ekmek ve gul! '

    Yuruyoruz yuruyoruz, erkekler icin de yuruyoruz
    Cunku hala bizim ogullarimizdir onlar ve biz hala analik ederiz onlara
    En zorlu is, en agir emek ve calismak dogustan mezara dek
    Ve boyle surup gitsin istemiyoruz yasamak icin ekmek ruhumuz icin gul istiyoruz!

    Yuruyoruz yuruyoruz kol kola saflarımızda olup gitmis arkadaşlarimiz
    ve turkumuzde onlarin kederli 'Ekmek! ' cigliklari cunku bir kole gibi calistirildi onlar
    Sanattan, guzellikten, sevgiden yoksun Biz de bugun hala onlarin ozlemini haykiriyoruz
    is ve ekmek istiyoruz ama gul de istiyoruz

    Yuruyoruz yuruyoruz,, yan yana, guzel gunler adina
    Kadiniz, insaniz, insanligi ayaga kaldiriyoruz paydos bundan boyle kolelige, aylakliga
    Herkes calissin, bolusulsun kardesce, yasamin sunduklari iste bunun icin yukseliyor yureklerimizden
    Bu ekmek ve gul turkuleri ve yineliyoruz hep bir agizdan 'Ekmek ve gul! Ekmek ve gul! '

  7. Arjantinli karikaturist Guillermo Mordillo'nun dogum gunu (4 Agustos 1932)





    http://mordillo.com/

  8. Cary Grant, Carole Lombard, Kay Francis ve Charles Coburn'in rol aldigi Kalp Sizilari (In Name Only - Non puoi impedirmi d'amare), 4 Agustos 1939'da New York'ta gosterime girdi.


Sayfa 2595/7020 İlkİlk ... 159520952495254525852593259425952596259726052645269530953595 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •