Sayfa 3057/7020 İlkİlk ... 205725572957300730473055305630573058305930673107315735574057 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 24,449 - 24,456 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Hollandali ressam Hermanus Koekkoek'in olum yildonumu (5 Kasim 1882)

    Boats and fishermen on the Nieuwer-Amstel river, 1864




    Barges on a canal in summer, 19th century


  2. Amerkali sair ve yazar Ella Wheeler Wilcox’in dogum yildonumu (5 Kasim 1850)





    Yabanil bir arzuyla kirmizi
    Ve sarapla islanmis dudaklarini seviyorum;
    Tutkulu bir atesle yanan
    Ask isiginin yatagi gozlerini seviyorum.
    Sefkatli bir kucaklayista sicak beyaz etleri
    Dokunurken kollarima, seviyorum kollarini;
    Saclarin sarmalarken opuslerini yuzume
    Seviyorum saclarini.

    Cansiz askinda sakince sunulan
    Soguk bir bakire opusu bana gore degil;
    Ne azizlerin kusursuz mutlulugu
    Ne de lekesiz kumrunun yuregi bana gore.
    Ama ozgur bir ask bana gore
    Ve butun dunyanin tohmetine gulusler.
    Kollarimda diri ve sicak bedenin
    Tutusturur yoksul yuregimi.

    Tatli opusler ver bana, hala rayihali
    yakut sarapla islak sicak agzinla;
    Guneyli birinin atesiyle soyler
    Bedeninin ve ruhunun benim oldugunu.
    Simsiki saril bana sicak diri kollarinla,
    Parlarken soluk yildizlar semada,
    Ve yasayip tuketirken butun gencligimizi
    Diri bir askin hazlarinda.

  3. Amerikali yazar, tarihci ve filozof (William James) Will Durant'in dogum yildonumu (5 Kasim 1885)

    "Frikyali Rahip, isterik kadinlari kaval ile iyi edermis. Muzigiyle cosan kadinlar, bitkin dusup sizincaya kadar dans ediyorlar, uyandiklarinda da iyilesmis oluyorlarmis. Insan dusuncesinin bilincdisi kaynaklarina bu yolla erisiliyor, dindiriliyor; dehanin kokleri de, iste bu davranis ve duyusun alt katlarinda bulunuyor. Hicbir insan bilincliyken gercek ve vahiy gibi gelen seziye ulasamaz. Ancak zihin gucu, uyku, hastalik ya da bunaklik ile uyustugu zaman o duruma ulasabilir."



    "The Corybantic priest treated hysterical women with wild pipe music, which excited them to dance and dance till they fell to the ground exhausted, and went to sleep; when they awoke they were cured. The unconscious sources of human thought are touched and soothed by such methods; and it is in these substrata of behavior and feeling that genius sinks its roots. No man when conscious attains to true or inspired intuition, but rather when the power of intellect is fettered in sleep or by disease or dementia."



    "Ask doganin bir aldatmacasi oldugundan, evlilik, askin ceza korkusundan gelen pismanligidir ve hayal kirikligina ugratmasi gerekir."



    "Since love is a deception practiced by nature, marriage is the attrition of love, and must be disillusioning."

  4. Norvecli ressam (Johan Frederik Thaulow) Frits Thaulow'nin olum yildonumu (5 Kasim 1906)

    A River, 1883




    The Adige River at Verona, 1894


  5. Sirp ressam Milena Pavlović-Barili'nin dogum yildonumu (5 Kasim 1909)

    Self-portrait, 1938




    Hot Pink with Cool Grey, 1940


  6. 2 Akademi Odullu (Ihtiras Tranvayi ve Ruzgar Gibi Gecti) Amerikali aktris (Vivian Mary Hartley / Lady Olivier) Vivien Leigh’in dogum yildonumu (5 Kasim 1913)




  7. Ingiliz sanat elestirmeni, roman yazari, ressam ve sair John (Peter) Berger'in dogum yildonumu (5 Kasim 1926)

    "Sen diye adlandirdigim ulkede tavirlarini, sesinin inip cikislarini, bedeninin her uyesinin bicimini ayirt edebiliyorum. Bu ulkede azalan fiziksel gercekligin degil, ozgurlugun. Yanimda oldugun zaman degisen seyse, ne yapacagin kestirilemez bir hale burunmen. Iste o zaman ne yapmak uzere oldugunu hic bilemiyorum: Seni izlemeye basliyorum. Hareket ediyorsun. Ve yaptigin her sey beni sana bir kez daha asik ediyor." Ve Yuzlerimiz, Kalbim, Fotograflar Kadar Kisa Omurlu



    "In the country which is you I know your gestures, the intonations of your voice, the shape of every part of your body. You are not physically less real there, but you are less free. What changes when you are there before my eyes is that you become unpredictable. What you are about to do is unknown to me. I follow you. You act. And with what you do, I fall in love again."



    "Yasadigimiz kentlerde hepimiz her gun yuzlerce reklam imgesi goruruz. Karsimiza bu denli SIK cikan baska hic bir imge yoktur. Tarihte hic bir toplum boylesine kalabalik bir imgeler yigini, boylesine yogun bir mesaj yagmuru gormemistir. Insan bu mesajlari aklinda tutabilir ya da unutabilir; ama gene de okumadan gormeden edemez. Bir an icin de olsa bu mesajlar bellegimizi imgeleme, animsama ya da beklentiler yoluyla uyarirlar." Gorme Bicimleri



    "In the cities in which we live, all of us see hundreds of publicity images every day of our lives. No other kind of image confronts us so frequently. In no other form of society in history has there been such a concentration of images, such a density of visual messages. One may remember or forget these messages but briefly one takes them in, and for a moment they stimulate the imagination by way of either memory or expectation."



    "Seni algilayisim ayni ya da ayri yerlerde olusumuza gore degisiyor. Yani, sen diye tanidigim iki kisi var. Benden uzakta oldugunda bile, benim icin varsin. Varliginin bu sekli cok bicimli: Sayisiz imgeler, gecisle, anlamlar, bildigimiz seyler ve yerlerden olusmakta, ama her seyin altini cizen seyse, her yere yayilmis yoklugun. Sanki sen bir mekana donusmussun, hatlarin da ufuk olmus. Iste o zaman bir ulkede yasar gibi yasiyorum icinde. Sen her yerdesin. Fakat bu ulkede asla seninle yuz yuze gelemiyorum."



    "According to whether we are in the same place or separated one from the other, I know you twice. There are two of you. When you are away, you are nevertheless present for me. This presence is multiform: it consists of countless images, passages, meanings, things known, landmarks, yet the whole remains marked by your absence, in that it is diffuse. It is as if your person becomes a place, your contours horizons. I live in you then like living in a country. You are everywhere. Yet in that country I can never meet you face to face."



    "A secondo che siamo nello stesso luogo o separati l'uno dall'altra, ti conosco due volte. Sei due persone.Quando sei lontana, per me sei comunque presente. Questa presenza è multiforme: consiste di innumerevoli immagini, passaggi, significati, cose note, punti di riferimento, eppure l'insieme rimane marcato dalla tua assenza, in quanto è diffusa. E' come se la tua persona diventasse un luogo, i tuoi contorni orizzonti. Allora vivo in te come se vivessi in un paese. Sei ovunque. Tuttavia in quel paese non potrò mai incontrarti faccia a faccia." E i nostri volti, amore mio, leggeri come foto

  8. Amerikali yazar Harry Sinclair Lewis, 5 Kasim 1930 tarihinde "Akil ve mizah ile, yeni karakter tiplemeleri yaratmadaki kabiliyeti ve betimleme sanatinin canli ve kuvvetli olmasi” gerekcesiyle Nobel Edebiyat Odulunu kazandigi aciklandi.

    (Odul, kendisine 12 Aralik 1930 tarihinde Isvec, Stockholm City Hall'de torenle verildi.)


Sayfa 3057/7020 İlkİlk ... 205725572957300730473055305630573058305930673107315735574057 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •