- 
	
	
		
		
		
				
					
					
				
				
		
			
				
					 
 
 Mavi yaz aksamlari, patikalarda, dalgin,
 Gidecegim, surtune surtune bugdaylara:
 Ayaklarimda islakligi kucuk otlarin,
 Yikasin birakacagim basimi ruzgara!
 
 Ne bir sey dusunecek, ne bir laf edecegim.
 Ama sonsuz bir sevgi dolduracak icimi;
 Gocebeler gibi, uzaklara gidecegim,
 Mutlu, sanki yanimda bir kadin varmis gibi.
 
 Arthur Rimbaud
 
 
 
 
 
 
        
    
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					 
 
 Onume bakar bakmaz
 Seni gordum kalabalikta
 Bugdaylar arasinda seni
 Agaclar arasinda
 Sonunda gezilerimin
 Acilarimin sonunda
 Donemecinde gululerimin
 Ateslerde sularda
 Seni gordum yazin kisin
 Evimde seni gordum
 Kollarimda seni
 Duslerimde seni gordum
 Senden ayrilmak yok bana.
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					 
 
 Sevdiğim soyluyor
 bensiz olamayacagini
 bu yuzden
 kendime dikkat ediyorum
 yolda yururken onume bakiyorum
 ve korkuyorum her yagmur damlasindan
 sanki beni ezecekmis gibi.
 
 Bertolt Brecht
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					 
 
 Birbirini seven cocuklar opusurler ayakta
 Gecenin kapilarina karsi
 Ve orada gecenler parmaklariyla gosterir onlari
 Ama birbirini seven cocuklar
 Orada degillerdir kisi olarak
 Ve yalnizca onlarin golgesidir
 Gecede titreyen
 Gecenlerin ofkesini artirarak
 Ofkelerini, asagilamalarini, gulmelerini ve kiskancliklarini
 Birbirini seven cocuklar aldirmazlar kimseye
 Onlar geceden bile uzak bir yerdedir
 Gunden daha yuksek bir yerde
 Ilk asklarinin isiltili aydinlıiginda
 
 Jacques Prevert
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Bu dogru.Aksamlar aglatiyor! Agladim, cok agladim! 
 Ay isigi insafsiz, gunesim acimasiz:
 Buruk asklar ugruna uyusuk, esrik kaldim,
 N'olur bu gemi batsin! Beni de alsin deniz!
 
 Acilarda calkalanip gucsuz dustum dalgalar!
 Pamuk tuccarlarina hayir diyor dumenim,
 Artik benim icin ne bayrak, ne bandira var,
 Bu ofkeli sularda ne de yuzebilirim.
 
 Arthur Rimbaud
 
  
 
 Ma è vero, ho pianto troppo! Le Albe sono strazianti.
 Ogni luna è atroce ed ogni sole amaro:
 l'acre amore m'ha gonfiato di stordenti torpori.
 Oh, che esploda la mia chiglia! Che io vada a infrangermi nel mare!
 
 Non ne posso più, bagnato dai vostri languori, o onde,
 di filare nella scia dei portatori di cotone,
 né di fendere l'orgoglio di bandiere e fuochi,
 e di nuotare sotto gli orrendi occhi dei pontoni.
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					 
 
 Korkuyorum yitirmekten
 o essiz;
 yontu gozlerini senin
 ve gece;
 yuzume koyan ezgiyi,
 kimsesiz gulunu ah solugunun,öoylece.
 
 Yanarim bu kiyida dalsiz nesiz
 bir kutuk olmama; yanarim nice
 ciceksiz olmama,kilsiz,meyvesiz;
 keder kurdu beslenmeye gelince.
 
 Sen eger bir gizli gomuysen bende;
 carmihsan,kederimsen ipislak,
 bir kopeksem eger senin ulkende;
 kazancimi benden almamaya bak,
 susle ırmaginin suyunu sen de
 bu deliren guzumde yaprak yaprak.
 
 Federico Garcia Lorca
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Sabaha karsi miydi bilmiyorum 
 yoksa aksamustu muydu
 belkide gece yarisi
 bilmiyorum
 girdi odama pencereler
 perdeli perdesiz
 ben basma perdeleri severim
 ama tul perdeler de vardi
 kara ustorlar da
 ustorlari cekip cekip birakiyordum
 bir daha inmez oldu kimisi
 kimisi bir daha cikamadi yukari
 ve camlari kirik pencereler
 elimi kestim
 kimi camsizdi busbutun
 camsiz pencereler icime dokunur
 camsiz gozlukler gibi
 Pencereler
 yagmur yagiyordu camlariniza
 kizil saclari kederli uzun
 ben alt dudagimda cigaram
 turku soyluyordum icimden
 yagmur sesini kendi sesimden cok severim
 Pencereler
 besinci katta gunesli boslugunuzda bir deniz
 bir deniz mavi yuzuk tasindan
 serce parmagima gecirdim usulcacik
 uc kere optum aglayarak
 öpüp alnıma koydum üç kere
 Pencereler
 ciktim kirmizi velenseli yataktan
 cocuk burnumu dayadim terli camina pencerenin
 oda sicakti ve genc anamin kokusu vardi odada
 disarda kar yagiyordu
 ben kızamik cikariyordum
 Pencereler
 Sabaha karsi miydi bilmiyorum
 belki de gece yarisi
 bilmiyorum
 odamin icindeydi yildizlar
 ve gece kelebekleri gibi
 cirpiniyorlardi camlarinizda
 ben onlara dokunmaktan cekinerek
 actim sizi pencereler
 saliverdim yildizlari geceye
 aydinlik sinirsiz hur geceye
 yapma aylarin gectigi geceye
 kurtlar duruyor ayin altinda
 hasta ac kurtlar
 kurtlar duruyor onunde pencerenin
 kadife perdeleri kapasam da SIMSIKI
 ordadirlar bilirim
 gozetliyorlar beni
 Pencereler
 dustum bir pencereden
 bir guzele bakarken
 dunya halime guldu
 guzel donup bakmadi
 belki farkinda degildi
 Pencereler
 pencereler
 kirk evin penceresi odama girdi
 ben oturdum birinin icine
 sarkittim ayaklarimi bulutlara
 bahtiyarim
 diyebilirdim belki
 
 Nazim Hikmet
 
  
 
 Non so se era l'alba
 o la sera
 forse mezzanotte
 non so.
 Tutte le finestre della mia vita
 sono rientrate alla mia stanza
 con tendine e senza tendine
 mi piacciono le tendine di cotone
 ma ce n'erano anche di tulle
 e stoini neri
 li tiravo e li lasciavo
 e li tiravo di nuovo
 qualcuno non è più sceso
 qualcuno non è più salito
 e finestre con i vetri rotti
 mi son ferito a una mano
 e qualcuna senza vetri.
 Le finestre senza vetri mi commuovono
 come gli occhiali senza lenti.
 Le finestre.
 La pioggia faceva colare sui vetri
 i suoi capelli rossigni, lunghi e tristi.
 Con la sigaretta incollata al labbro
 o dentro di me canticchiavo.
 Mi piace la voce della pioggia
 più che la mia.
 Le finestre.
 Al quinto piano nel vuoto assolato che le circonda
 un mare
 l'n mare in pietra blu da anello.
 L 'ho messo dolcemente al mignolo
 e l'ho baciato tre volte piangendo
 e tre volte l'ho portato alla fronte.
 Le finestre.
 Son sceso dal letto avvolto in coperte dai lunghi peli.
 Ho messo il mio naso di fanciullo sul vetro appannato.
 La stanza era calda
 e c'era l'odore di mia madre giovane.
 Fuori nevicava
 e io avevo il morbillo.
 Le finestre.
 Non so se era l'alba
 forse mezzanotte
 non so.
 Le stelle erano nella mia stanza
 e come le farfalle di notte
 battevano sui vetri.
 Attento a non toccarle
 vi ho aperto, finestre,
 e ho lasciato andare le stelle alla notte
 alla notte chiara senza confini e libera
 dove passavano le lune artificiali.
 Le finestre.
 I lupi sono sotto la luna
 malati di fame
 i lupi sono davanti alla mia finestra.
 Anche se chiudo le tende pesanti di velluto
 so che i lupi sono là
 e mi guardano.
 Le finestre.
 All'alba mi allontano sulla strada deserta.
 Le finestre mi guardano alle spalle.
 Soltanto esse sanno che non ritornerò la sera.
 Le finestre.
 Sono caduto da una finestra guardando una bella.
 La gente ride di me.
 La bella non si è neanche voltata per guardarmi.
 Forse non se n'era nemmeno accorta.
 Le finestre.
 Le finestre.
 Le finestre di quaranta case
 son rientrate alla mia stanza.
 Mi sono seduto su una di esse
 e ho dondolato i piedi alle nuvole.
 Potevo dire
 forse io sono felice
 
   
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
					
				
		
			
				
					 
 
 "(Proust'un) olumune yapitlarıini yazmasini saglayan o deneysizlik yol acti. Ates yakmayi ya da pencere acmayi bilmiyordu, onun icin oldu." Jacques Rivière
 
 
 
 
 
 
 
  
	
	
	
	
	
	
	
	
	
	
	
	
		
		
		
		
			
				 Gönderi Kuralları
				Gönderi Kuralları
			
			
				
	
		- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-  
Forum Rules
 
			 
		 
	 
 
  
  
  
 
 
Yer İmleri