İstanbul Sözleşmesinden çekilme, MB nin görevden alınmasının gölgesinde kaldı. Biraz araştırayım dedim KHK ile bir milletlerarası anlaşmadan çekilmek mümkün mü diye, çünkü herkesin kafalar çorba durumda, kimsenin bir şey bilmediği de ortada, buna milletvekilleri, parti kurucu üyeleri v.s. gibiler de dahil.
Şurada konuya hukukçu gözüyle bir bakış var ve konu karışık, yani önce KHK ile kendine yetki verme (KHK 9) ve sonra bununla anlaşmadan çekilme yaklaşımı doğru değil.
http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2004-54-65
Bu yetki eskiden de varmış, yürütmeye tanınan bir imtiyaz, hak gibi, Bakanlar Kurulundaymış ve CB ye geçmiş. Diğer yandan temel hak ve özgürlüklerle ilgili KHK düzenlemesi yapılamaz yaklaşımının da teknik açıdan doğru olduğu söylenemez zira bu anayasada geçen temel hak ve özgürlüklerle sınırlı, bir milletlerarası anlaşma nasıl bakarsanız bakın bir milletlerarası anlaşma, feshedilmediği sürece uzatılmış sayılır, durdurulabilir, kaldırılabilir v.s.
Zamanında yürütme erki yasama erkine karşı bir yetenek geliştirmiş, olay bu. Buradan hukuken bir şey çıkmaz benim anladığım.
Gelelim diğer boyutuna. Bu sözleşme aslında kadına ve çocuklara karşı şiddeti önlemeyi esas almakta, cinsel kimlik ve eşitlik konusu satır aralarında geçen bir genelleme şeklinde, yani toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet eylemlerini hem kamusal hem de özel alanlarda engellemek amaç. Ancak bu sözleşmeye karşı olanlar, -aslında kadın erkek eşitliğine dahi inanmayanlar, bunu açıkça ifade edemediklerinden mevzuyu LGBT ye tanınan haklar, bunların meşrulaştırılmasının topluma vereceği zararlar şeklinde lanse ettiler, kamuoyu oluşturdular ve oradan yürüyerek baskı kurdular. İşin ilginci bu sözleşmeyi savunanlar da LGBT hakları savunucularının gölgesinde kaldı veya öyle gösterildi ve tuhaf işler gelişti.
Esasında ise, bu AKP içindeki gelenekçilerle yenilikçilerin savaşı, zaten memlekette muhalefet olmadığından/yok sayıldığından. Pek yansımasa da AKP içi yenilikçiler de bu sözleşmeyi kadınlar açısından bir kazanım olarak görüyor ve savunuyorlardı, lakin gelenekçiler son dönemde iyice güçlendiler, mevzuyu oportune ettiler ve kazanmışlar görünüyorlar. Şimdi de 5816 sayılı kanun kalksın demeye başladılar bile, hoş zaten fiilen hiç bir savcı gereğini yapmadığı için halen memlekette Atatürk'e küfretmek suç teşkil ediyor sayılmaz bile ya.
Hem İstanbul Sözleşmesini çekincesiz onaylayan ilk ülke olmak, hem de tek taraflı çekilen ilk ülke olmak, ilginç. Çekince konulabilir, bir milletlerarası anlaşmanın nasıl uygulanacağı tamamen iç hukukla alakalı bir konu, iç hukuk uyum yasaları değiştirilebilirdi, geliştirilebilirdi. Sadece biz değiliz bu sözleşmeyle ilgili sorunlar yaşayan, başka birçok ülke var. Nasıl sorusunun kısa, orta, uzun vadeli cevapları geliştirilebilirdi. Hem NATO nun parçasıyız, hem Avrupa ile birçok alanda entegreyiz, AB adayıyız hem de bu, olmadı.
Bu kadar objektif kalmaya çalıştıktan sonra, bende geriye ne kaldı onu ifade edeyim; beyler KHK ile CB uluslar arası anlaşmalardan, sözleşmelerden çekilebilir meclis onayı olmadan, bu çok tehlikeli bir yetki gibi göründü bana. Yani en azından, meclisten gelmiş ve bu yüzden kanun sayılmış bir anlaşma KHK ile kaldırılamamalı, toplumsal bir uzlaşı gözetilmeli, gerektirmeli.
AKP içindeki gelenekçiler git gide azıtıyorlar, muhtemelen MB meselesi de aynı çerçevede. Ama Naci beyin 200 baz puanı kafasına göre arttırdığına inanmak da saflık olur. Bir danışıklı dövüş, bir güçler savaşı içten içe yürüyor, çok da açık vermiyorlar, ama bir Marmara Üniversitesi düzlemi var ki, nedir, niye bu kadar önemli, anlamak çok zor. En küçük örnek, bir zamanlar diploma tartışmalarına nokta koyan bir CHP li mv vardı, bakın bakalım nereli, hangi üniversiteden, ve tüm bunlar ne anlama geliyor, çok ilginç.
Gelişmeler
-BM de İstanbul Sözleşmesinden çekilmeyle ilgili kaygı veren açıklamalar yapmış.
-ABD sözde Ermeni Soykırımını bu sefer resmen tanıyacak gibi, sırada bu var.
-Biden ürkütüyor, eksen kaymasından iş başka eksene geçmeye doğru hızla evriliyor. Anlaşılan Biden hasta, bilinç kaybı yaşıyor zaman zaman, alzheimer da var. Eskiden büyük bir trafik kazası geçirmiş, ailesini kaybetmiş, galiba onun yansımaları/devamı. Yani bizimki nasıl Eyy diyorsa, Biden da umulmadık bir şeyler söyleme potansiyeline sahip, cart diye bir açıklama gelebilir/yapabilir.
-HDP kapatma davası.
-Suriye-Irak gelişmeleri.
-Mısır'ın yanaşma hamlelerine dirsek çıkması.
-Libya'da BM dayatmaları daha da gelişecektir.
Dolar TL ye gelince...normal bakmamak lazım olaylara, dalgalandırıyorlar ve deliler gibi çeviriyorlar, olay bundan ibaret, yoksa bu kadar devalüasyonvari imalarla uçmalıydı şimdiye, bir tık ötesi, hep bir tık fazlası var bildiklerimizden, ve kitleye karşı bir hareket var, zira kitle büyük çoğunlukla tek yönlü, bu yön istismar ediliyor, yine beklemedik şeyler yaşayacak o kitle/biz.
Hakkında mahkemece verilen kesinleşmiş cezaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin Genel Kurulda okunmasının ardından milletvekilliği düşen ve Meclis'te eylem yapan HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu gözaltına alındı.
Yer İmleri