-
Irlandali - Kanadali roman, oyun, senaryo yazari ve edebiyat tarihcisi Emma Donoghue'nun dogum gunu (24 Ekim 1969)
“Ona orumcek agini anlatmiyorum. Anne’nin degil benim olan bir seye sahip olmak garip. Baska her sey bizim. Sanirim bedenim ve kafamdaki dusunceler benim. Ama hucrelerim onun hucrelerinden yapilma bu yuzden ben bir cesit ona aidim. Ayrica ne dusundugumu soyledigim zamanlar o da bana ne dusundugunu soyluyor, birimizin fikirleri oburunun kafasina sicriyor, tipki sarinin ustune mavi pastel surup yesil yapmak gibi.”

“I still don't tell her about the web.It's weird to have something that's mine-not-Ma's. Everything else is both of ours. I guess my body is mine and the ideas that happen in my head. But my cells are made out of her cells so I'm kind of hers. Also when I tell her what I'm thinking and she tells me what she's thinking, our each ideas jump into our other's head, like coloring blue crayon on top of yellow that makes green.”
"Disarisi'nin her seyi var. Kayaklar veya havai fisekler ya da adalar veya asansorler yahut yoyolar gibi bir seyi her dusundugumde, bunlarin gercek oldugunu, Disarisi'nda hep birlikte var olduklarini hatirlamam gerekiyor. Bu dusunce basimi yoruyor. Ve insanlar da, itfaiyeciler ogretmenler soyguncular bebekler azizler futbolcular ve her cesit insanlar, hepsi gercek olarak Disarisi'nda varlar. Ama ben orada degilim, ben ve Anne, orada olmayan bir tek biziz. Biz gene de gercek miyiz? "

“Outside has everything. Whenever I think of a thing now like skis or fireworks or islands or elevators or yo-yos, I have to remember they're real, they're actually happening in Outside all together. It makes my head tired. And people too, firefighters teachers burglars babies saints soccer players and all sorts, they're all really in Outside. I'm not there, though, me and Ma, we're the only ones not there. Are we still real?”
-
Amerikali yazar, senarist ve Uzay Yolu’nun (Star Trek) yaraticisi Gene Roddenberry’nin olum yildonumu (24 Ekim 1991)
-
Amerikali roman, kisa oyku ve yemek kitaplari yazari Laurie Colwin'in olum yildonumu (24 Ekim 1992)

"Yemek yedigimizde seyahat ederiz.
En son ciktiginiz seyahati getirin akliniza. One cikan anilar nelerdi? Eger biraz olsun benim gibiyseniz, gecmiste yaptiginiz seyahatlere dair anilarinizi anlatirken yediginiz yemekler zihninizde on saflari tutacaktir. Madrid’de aylaklik ettigimiz bir Pazar gunu altin sarisi ve bol yagli bir tortilla; Tel Aviv’de dumanlari tuten bir saksuka; Whitstable catilarinin altinda ka-buklarinin icinden cikarilip yutulan midyeler... Tum bu yerlerde gordugu seylere dair anilarim gel zaman git zaman puslu, sepya tonlara donusmus olsa da o yemekleri tum renkleriyle animsiyorum.
Proust’un cayin yaninda petit madeleine yediginden soz etmesi gibi,biz de gecmise giderken yemek bize eslik eder ve bellegimizi sekillendirir. Baska baska zaman ve mekanlarda tadina vardigimiz farkli lezzetler, malzemeler ve pisirme yontemleri ayni zamanda soz konusu kulture de bir giris kapisidir. Belli bir yerde ne yedigimiz de en az orada yaptigimiz diger seyler kadar —muze ve galerilere yapilan ziyaretler, yuruyusler ve turlar kadar—onemlidir, zira yemek bize kelimenin tam manasiyla gundelik yasamdan bir tat sunar..."

"When we eat, we travel.
Think back to your last trip. Which are the memories that stand out? If you’re anything like me, meals will be in the forefront of your mind when you reminisce about travels past. Tortilla, golden and oozing, on a lazy Sunday in Madrid; piping hot shakshuka for breakfast in Tel Aviv; oysters shucked and sucked from their shells on Whitstable shingle... My memories of the things I saw in each of those places have acquired a hazy, sepia quality with the passing of time. But those dishes I remember in Technicolor.
As Proust noted on eating a petit madeleine with his tea, food escorts us back in time and shapes our memory. The distinct flavors, ingredients and cooking techniques that we experience in other spaces and times are also a gateway to the culture in question. What we ate in a certain place is as important, if not more so, than the other things we did there—visits to galleries and museums, walks, tours—because food quite literally gives us a taste of everyday life..."
-
Porto Rikolo aktor Raúl Rafael Carlos Juliá y Arcelay’in olum yildonumu (24 Ekim 1994)


-
Amerikali insan haklari savunucusu Rosa Parks’in olum yildonumu (24 Ekim 2005)

“Bir hayal olmadan insanlar yok olur; ancak cesaret olmadan da hayaller olur.”

“Yillar gectikce ogrendim ki, bir insan bir kez kararini verdi mi, korkulari azalmaya baslar.Ne yapacagini bilmek korkuyu ortadan kaldirir.”

(Rosa Parks, 1 Aralik 1955’de Alabama, Montgomery’de otobuste bir beyaza yer vermegi icin tutuklanmisti.)
-
Pamela Anderson, Jenny McCarthy, Anna Faris, Charlie Sheen, Regina Hall’un basrollerini paylastigi komedi Korkunc Bir Film 3 (Scary Movie 3), 24 Ekim 2003 tarihinde Amerika ve Kanada’da vizyona girdi.

-
Italyan sarkici, soz yazari, ve kabare sanatcisi Bruno Lauzi’nin olu yildonumu (24 Ekim 2006)
…Simdi kiminlesin bilmiyorum
Ne yapiyorsun bilmiyorum
Ama kesinlikle ne dusundugunu biliyorum
Bu sehir cok buyuk
Bizim gibi iki kisi icin
Umudum yok ama birbirimizi ariyoruz.... ariyoruz
Ozur dilerim gec oldu, ve seni dusunuyorum
Sana eslik ediyorum ve seni dusunuyorum…
-
Yesil gozleri ve kizil saclariyla Hollywood’un Teknikolor Kralicesi (The Queen of Technicolor),; Notrdam’in Kamburu (1939), Bosanmanin Bedeli (1940), Vadim O Kadar Yesildi ki(1941) gibi filmlede rol alan Irlandali - Amerikali aktris ve sarkici (Maureen FitzSimons) Maureen O'Hara’nin olum yildonumu (24 Ekim 2015)

Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri