Sayfa 5491/7020 İlkİlk ... 449149915391544154815489549054915492549355015541559159916491 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 43,921 - 43,928 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Alman yazar Luiz Heinrich Mann'in olum yildonumu (11 Mart 1950)

    "Hayatinin tamamini okullarda gecirdigi icin cocuklara ve onlarin yaptigi seylere, olgun birinin gorus acisindan bakmaktan yoksun kalmisti. Iclerinden biriymis ama yanlislikla yetkiyle donatilmis ve kursuye cikarilmis gibi, yakindan goruyordu onlari." Mavi Melek



    "Da er sein Leben ganz in Schulen verbracht hatte, war es ihm versagt geblieben, die Knaben und ihre Dinge in die Perspektive des Erfahrenen zu schieben. Er sah sie so nah wie einer aus ihrer Mitte, der unversehens mit Machtbefugnissen ausgestattet und aufs Katheder erhoben wäre."



    "Iste boyle mucadele etmek istiyoruz. Her zaman var olacak egemenlere karsi degil, baskalari icin tuzukler, kararnameler hazirlayan ve mesakkati ve isleri baskalarinin sirtina yuklenenlere karsi degil. Onlari, sirtlarinda dans ettiklerinden, kalin kafaliliklari ve her zaman hosnut olmalariyla bu ulkenin basina gelen felaketlerde kabahati olanlardan, cicekli terliklerinden memleketin tozunu silkmesini gormek istediklerimizden yoksun birakmak istiyoruz. Yani tebaadan!" Tebaa



    "So wollen wir kämpfen. Nicht gegen die Herrscher, die es immer geben wird, nicht gegen Menschen, die Verordnungen für andre machen, Lasten den andern aufbürden und Arbeit den andern. Wir wollen ihnen die entziehen, auf deren Rücken sie tanzten, die, die stumpfsinnig und immer zufrieden das Unheil dieses Landes verschuldet haben, die, die wir den Staub der Heimat von den beblümten Pantoffeln gerne schütteln sähen: die Untertanen!"

  2. Fransiz aktris ve eski model (Dominique Marie-Françoise Renée Varaigne) Dominique Sanda'nin dogum gunu (11 Mart 1951)


  3. Ingiliz bilimkurgu yazari Douglas Noel Adams'in dogum yildonumu (11 Mart 1952)



    "Adamin birinin, degisiklik olsun diye bundan boyle halka nazik davranmanin ne kadar iyi olacagini dile getirdigi icin bir agaca civilenmesinden yaklasik iki bin yil sonra, bir persembe gunu, Rickmanswort'de kucuk bir kafede tek basina oturan bir kiz, bunca zamandir ters giden seyin ne oldugunu birden fark edip en sonunda dunyanin nasil iyilestirilebilecegini ve mutlulugun hukum surdugu bir yere donusturulebilecegini anlamisti. Bu sefer dogru olani bulmustu, ise yarayacak ve hic kimsenin bir yerlere civilenmesi gerekmeyecekti." Otostopcunun Galaksi Rehberi



    "Icinde yasamaya cok iyi uyum sagladigimiz icin evrenin tanri tarafindan, bizim icin bir sekilde hazırlandigi seklindeki kibirli inancin boslugunu soyle gostermisti: Camurlu bir su birikintisinin, her nasilsa kendisiyle tipatip ayni bicime sahip bir cukura rahat ve guvenli bir sekilde siginisinin, muhtesem komiklikte bir taklidini yapmisti. Buyuk bir zevkle anlattigi bir baska sey de mesajini aciklamaya gerek olmayan su kisa oykudur: Bir adam televizyonun nasil calistigini bilmiyormus ve kutunun icinde, goruntuleri buyuk bir hizla elle hareket ettiren bir suru adam olmasi gerektigine kendisini inandirmis. Bir mühendis ona elektromanyetik spektrumun yuksek frekans modulasyonlarini, vericileri, alicilari, yukselticileri, katot isin tuplerini, fosforlu ekranda bir yandan obur yana ve asagidan yukariya hareket eden tarama cizgilerini anlatmis. Adam, muhendisi dikkatli bir ilgiyle, anlattiklarinin her asamasinda basini sallayip onaylayarak dinlemis. Sonunda ikna oldugunu bildirmis. Artik bir televizyonun nasil calistigini gercekten biliyormus. Emin olmak icin sormus: 'Ama umarim, iceride o kucuk adamlardan hic olmazsa birkac tane kalmistir, degil mi?' "Kuskucu Somon



    "He was gently able to poke fun without wounding, and it would be aimed not at individuals but at their absurd ideas. To illustrate the vain conceit that the universe must be somehow preordained for us, because we are so well suited to live in it, he mimed a wonderfully funny imitation of a puddle of water, fitting itself snugly into a depression in the ground, the depression uncannily being exactly the same shape as the puddle. Or there's this parable, which he told with huge enjoyment, whose moral leaps out with no further explanation. A man didn't understand how televisions work, and was convinced that there must be lots of little men inside the box, manipulating images at high speed. An engineer explained about high-frequency modulations of the electromagnetic spectrum, transmitters and receivers, amplifiers and cathode ray tubes, scan lines moving across and down a phosphorescent screen. The man listened to the engineer with careful attention, nodding his head at every step of the argument. At the end he pronounced himself satisfied. He really did now understand how televisions work. 'But I expect there are just a few little men in there, aren't there?"

  4. Italyan ressam Salvatore Corvaya'nin olum yildonumu (11 Mart 1962)

    Barbagli plenilunari, 1924




    Gentildonna seduta, 1940


  5. Kurgusal karakter Thomas A. Anderson (Neo) 11 Mart 1962 Pazar gunu Lower Downtown, Capital City’de dunyaya geldi.(The Matrix filmi)




  6. Amerikali genç yetiskin roman yazari Libba Bray'in dogum gunu (11 Mart 1964)

    “Bana karanfil getirdigine inanabiliyor musunuz? Cicek dilinde ne anlama geldigini biliyor musunuz? Hayranlik! Tam da bir kizin kalbini kazanmayi saglayacak sey. / Can you Believe that he Brought me red carnations? Do you know what that means in the language of flowers? Admiration! That will certainly win a girl's heart.” Muthis Ve Korkunc Guzel

    “Kurallari ve sonu onceden belirlenmis bir oyunu oynuyoruz.Ama ya kendimizinkiler disinda hic kimsenin kurallarina aldirmamiz gerekmeyen bir yerimiz olsaydi? / We're playing their predetermined little game. But what if we had a place where we played by no one's rules but our own?”

    “Geceleri sizi susturmak icin böyle hikayeler anlatan sadist ruhlu dadilariniz olmadi mi sizin?Tanrim,eger kucuk kizlari korkutma aliskanliklarini dahi kaybediyorlarsa bu ulkenin dadilarina neler oluyor boyle? / Didn't you have any sadistic nannies who told you these tales to keep you quiet and well behaved at night? Heavens, what's to become of the Empire if governesses have lost their touch for scaring the wits out of their girls?”



    “Kisi ask icin olmenin romantik oldugunu iddia edebilir. Elbette, o zaman olmus oldugundan Alpler'de diger genc ve saygin ciftlere hava atarak balayi yapmak gibi bir sansi da olamaz.Ne uzucu. / One could argue that it's romantic to die for love. Of course, then you're dead and unable to take that honeymoon trip to the Alps with all the other fashionable young couples, which is a shame.”

    “Hintcemin babaminki kadar iyi olmadigini ve pazaryeri nerede diye sormayi denerken komsumuzun inegini dogradim deme riskim oldugunu bilmeme karsin onlara pazar yerine nasil gidecegimi sorabilirim. Denemeye deger. / I could ask them for directions back to the marketplace, though my Hindi isn’t nearly as good as Father’s and for all I know Where is the marketplace may come out as I covet your neighbor’s fine cow. Still, it’s worth a try.”

  7. Ingiliz bilim kurgu yazari (Parkes Lucas Beynon Harris) John Wyndham’in dogum yildonumu (11 Mart 1969)

    "Anlamaya calisma zahmetine girdiklerinde kadinlarin en karmasik ve hassas makineleri kullanabildiklerini ve kullandiklarini pekala biliyorsun. Ama genelde, zorunlu olmadiklari surece anlamaya calismaya zahmet etmeyecek kadar tembeller. Cazip bir caresizlik geleneginin kadinsi bir erdem olarak rasyonalize edildigi bir kulturde, yapmalari gereken isi baskasinin uzerine yikabildikleri surece neden zahmet edecekler ki? Normalde, boyle bir yapmacikligi yok etmek icin ugrasmaya degmez. Tersine, herkesin tesvik ettigi bir tavir bu. Erkekler de zavalli sevgililerinin elektrikli supurgelerini yigitce onararak ve patlamis ampullerini beceriyle degistirerek desteklediler. Butun bu sacmalik her iki taraf icin de kabul edilebilirdi. Mizaclarinin narinligini ve erkeklere pek sevimli gelen bagimliliklarini pratik sebepler tamamliyordu ve ellerini kirletmek zorunda kalan erkek oluyordu." Triffidlerin Gunu



    “You know perfectly well that women can and do – or rather did – handle the most complicated and delicate machines when they took the trouble to understand them. What generally happens is that they’re too busy to take the trouble unless they have to. Why should they bother when the tradition of appealing helplessness can be rationalized as a womanly virtue – and the job just shoved off on to somebody else? …Men have played up to it by stoutly repairing the poor darling’s vacuum cleaner, and capably replacing the blown fuse. The whole charade has been accepatable to both parties. Tough practicality complements spiritual delicacy and charming dependence – and he is the mug who gets his hands dirty.”

  8. Akademi Odul adayligi bulunan Amerikali aktor, rapci, sarkici-soz yazari ve plak yapimcisi Terrence Dashon Howard'in dogum gunu (11 Mart 1969)


Sayfa 5491/7020 İlkİlk ... 449149915391544154815489549054915492549355015541559159916491 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •