Sayfa 5668/7020 İlkİlk ... 466851685568561856585666566756685669567056785718576861686668 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 45,337 - 45,344 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Irlandali oyun yazari Samuel Beckett’in Besik (Rockaby – Dondolo) oyunu ilk kez 8 Nisan 1981’de Buffalo’da ki New York Eyalet Universitesi’nde sahnelendi.


  2. Amerikali aktor, yonetmen ve yapimci Clint Eastwood, 8 Nisan 1986’da yapilan secimde, California’daki Carmel Beach’in belediye baskani secildi. (2 yil gorevde kaldi.)


  3. Isvecli gitar virtuozu Yngwie Johan Malmsteen, 4.studyo albumu Odyssey'i 8 Nisan 1988'de Polydor etiketiyle piyasaya surdu.


  4. Mark Frost ve David Lynch’in yarattigi Twin Peaks dizisi ABC TV’de 8 Nisan 1990’da basladi. (18 Nisan 1991’de sona erdi.)


  5. Pedro Almodóvar’in yonettigi, Emma Suárez, Adriana Ugarte ve Daniel Grao’nun basrollerini paylastigi Julieta, 8 Nisan 2016’da Ispanya’da vizyona girdi.



    " Tanrilar insani ve diger varliklari camurdan ve atesten yaratmislardi. Onlara hayatta kalmalari icin gerekli olan vasiflari vermislerdi.Insana gelince tanrilar hediyelerinin bitmis oldugunu fark ettiler.Bu yuzden insan ciplak ve yardima muhtac, doganin ortasina dogdu. "



    " The gods created man and other beings with the help of clay and fire. They gave them the attributes they needed for their survival. Some were given fur and others wings for flying. When it was man’s turn, the gods discovered that they had no gifts left, so man was born naked and defenseless, in the midst of nature. "


  6. " Her sabah bu duyguyla kalkiyordum yataktan. Simdi kendime bir is bulmam lazim, lanet olsun. Kahvalti ediyor, kolumun altina bir kitap yerlestirip ceplerime kalem doldurduktan sonra kapidan cikiyordum. Merdivenden indigim gibi kendimi disari atiyordum. Bazen sicak oluyordu hava, bazen soguk, bazen sisli, bazen acik. Koltugumun altinda kitapla is aramaya ciktigim icin onemi yoktu havanin.


    Ne isi, Arturo? Ha, Ha! Sana is, oyle mi? Kim oldugunu bir dusunsene, oglum! Yengec katili. Hirsiz. Elbise dolaplarinda ciplak kadin fotograflarina bak, sonra da is bulmayi umut et! Ne kadar gulunc! Ama gidiyor iste, salak, koltugunun altinda kocaman bir kitapla ustelik. Hangi cehenneme gittigini saniyorsun, Arturo? Neden o sokaga sapiyorsun da bu sokaga sapmiyorsun? Neden batiya gidiyorsun neden doguya degil? Cevap ver bana, hirsiz! Kim is verir senin gibi bir domuza kim? Ama kasabanin oteki ucunda bir park var, Arturo. Banning Parki adi. Harikulade okaliptus agaclari var orda, yemyesil bir park, Arturo. Ne kitap okunur orda! Oraya git, Arturo. Nietzsche oku. Schopenhauer oku. O muhtesem adamlarla gecir zamanini. Is mi? Peh! Oraya git ve okaliptus agaclarinin altinda kitabini oku is ararken. " John Fante, Los Angeles Yolu



    " Ogni mattina mi alzavo con questo stato d'animo. Ora devo trovarmi un lavoro, mannaggia l' inferno. Facevo colazione, mi mettevo un libro sottobraccio e le matite in tasca e mi avviavo. Giù per le scale, in strada, a volte c'era freddo a volte caldo, a volte c'era nebbia a volte era sereno. Non aveva mai molta importanza, con un libro sottobraccio, andare in cerca d'un lavoro.

    Che lavoro, Arturo? Oh oh! Un lavoro per te? Ma ti sei guardato, ragazzo? Un killer di granchi. Un ladro. Che guarda le donne nude nello stanzino dei vestiti. E tu ti aspetti di trovare un lavoro! Che ridere! Eccolo qua, l'idiota col suo grosso libro. Dove diavolo stai andando, Arturo? Perché fai questa strada e non quell'altra? Perché a est e non invece a ovest? Rispondimi, ladro! Chi vuoi che te lo dia un lavoro, porco che sei, chi? Ma c'è un parco dall'altra parte delta città, Arturo. Si chiama Banning Park. E' pieno di magnifici eucalipti e di prati verdi. Un gran posto per leggere! Vacci, Arturo. Leggi Nietzsche. Leggi Schopenhauer. Stattene in compagnia dei potenti. Un lavoro? Puah? Vatti a sedere sotto un eucalipto a leggere un libro cercando un lavoro. "

  7. " Her insanin icinde bir peygamber uyuklar ve o uyandiginda, dunyadaki kotuluk biraz daha artar.Vaaz verme cilginligi icimizde oylesine yer etmistir ki, korunma icgudusunun bilmedigi derinliklerden dogar. Her insan, kendinin bir sey onerecegi ani bekler: Ne onerdigi onemli degildir. Bir sesi vardir ya, o yeter. Ne sagir ne dilsiz olmanin bedelini pahaliya oderiz. Copcusunden zuppesine kadar herkes, cinai comertliginin kesesinden harcar; hepsi, mutluluk receteleri dagitir; hepsi, herkesin adimlarina yon vermek ister: Ortaklasa hayat, bundan oturu tahammul edilemez bir hale gelir; insanin kendi hayati daha da cekilmez olur, baskalarinin islerine hic karismadigi zaman kisi kendi isleri icin o kadar endise duyar ki, kendi benligini bir dine cevirir, ya da tersten havarilik yaparak benligini yok sayar; Evrensel oyunun kurbaniyiz. " Emil Cioran, Curumenin Kitabi



    " In every man there sleeps a prophet and when he wakes there is a little more evil in the world. The compulsion to preach is so rooted in us that it emerges from depths unknown to the instinct for self-preservation. Each of us awaits his moment in order to propose something, anything. He has a voice: that is enough. It costs us dear to be neither deaf nor dumb.From snobs to scavengers, all expend their criminal generosity, all hand out formulas for happiness, all try to give directions: life in common thereby becomes intolerable, and life with oneself still more so; if you fail to meddle in other people's business you are so uneasy about your own that you convert your "self" into a religion, or, apostle in reverse, you deny it altogether; we are victims of the universal game. "

  8. Persembe 8 Nisan.

    " Dostum, yarali oldugunuzu biliyorum, hissediyorum. Su zavalli kizin olumunden cok once yasli gunler yasadiginizi biliyorum. Bedeninize centik atan, onu bicak gibi kesen ve gunlerinizi karartan acimasizliklardan baslamak uzere tum sertlikler konusunda kendinizi yeterli sandiniz. Salt gurur ya da tutku yuzunden, felaketi en yakinlariniza kadar soktunuz ve bunu zevk degil tehlikeli bir oyun haline getirdiniz ve sonunda, siz maskelerinizden birinin ana maddesi olan deriyi yitirmis oldunuz. Bu iliskiyi acima duygusundan degil de salt oc almak icin kurdunuz. Iste bunda hata ettiniz, zekaniz da tutkunuza yakismayan oyun ve dolaplar icerisinde yok oldu gitti. "



    Giovedì 8 aprile.

    " Amico, conosco, sento la ferita che porta dentro e so quale è stata la pena dei suoi giorni, già da molto tempo prima della morte di quella povera ragazza. Si è creduto capace di qualsiasi crudeltà, a cominciare da quelle che seviziano il suo corpo e rattristano le sue giornate. Lei ha voluto, per orgoglio o per ambizione, convocare la disgrazia nella sua stessa intimità, e farne non un piacere ma un gioco pericoloso, dove lei ha perduto la pelle di una delle sue maschere. Ha voluto quel legame non per pietà, ma per vendetta. Quello è stato il suo errore e la sua intelligenza è sprofondata tra intrighi indegni della sua ambizione. "

Sayfa 5668/7020 İlkİlk ... 466851685568561856585666566756685669567056785718576861686668 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •