Artan

13,86 10 18:10
16,73 9.99 18:10
48,46 9.99 18:10
47,80 9.99 18:10
9,49 9.97 18:10
Artan Hisseler

Azalan

74,25 -10 18:10
1,80 -10 18:10
247,50 -10 18:10
261,00 -10 18:10
355,50 -10 18:10
Azalan Hisseler

İşlem

12.483.671.562,50 18:10
7.660.126.892,25 18:10
7.224.558.633,72 18:10
6.414.277.037,00 18:10
6.015.548.689,20 18:10
Tüm Hisseler
Sayfa 579/686 İlkİlk ... 79479529569577578579580581589629679 ... SonSon
Arama sonucu : 5520 madde; 4,625 - 4,632 arası.

Konu: ESEMS - Esem Spor Giyim Sanayi Ve Ticaret A.Ş.

Hybrid View

Previous Post Previous Post   Next Post Next Post
  1. Cevdet Akçakoca - SPK-TMS ve TTK açısından borca batıklık durumu (1)
    Cevdet Akçakoca
    Cevdet Akçakoca
    cevdet@cevdetakcakoca.com
    Yazarın Diğer Yazıları
    Haberi Gönder

    SPK-TMS ve TTK açısından borca batıklık durumu (1)

    Yeni 6102 sayılı TTK. İle birlikte hem TTK'ya göre ve Vergi Usul Kanununa (VUK) göre hazırlanan bilançolar ve Türkiye Finansal Raporlama Standartlarına (TFRS) göre hazırlanan bilançolar karşımıza gelmeye başlamıştır.
    Yazımız, borca batıklık halinin tespiti konusunda özellikle muhasebecileri, bilirkişileri, bağımsız denetçileri ve mahkemeleri ilgilendirmektedir. Malum, yeni TTK nın 397 ila 406 maddeleri arasında şirketin denetimi, bağımsız denetime tabi olma, denetim raporları gibi hususlar düzenlenmiştir. Çıkarılan tebliğlerle bağımsız denetim Kamu Gözetimi Kuruluna bağlanmış ve Kamu Gözetimi Kurulunun düzenlemelerine göre, firmalar TFRS veya VUK esas olarak bilanço düzenlemede hesaplarını takipte ve rapor hazırlanmasında serbest bırakılmışlardır.
    TFRS ye göre tanzim edilen bilançolardaki gayrimenkul ve varlıklar bir değerleme şirketi tarafından değerlenerek bilanço tanzimi mümkün olmuştur.
    Oysa VUK a göre hazırlanan bilançolarda böyle bir düzenleme ve bilanço tanzimi imkanı yoktur. Tabii ki iki bilanço arasında özellikle özkaynaklar, özkaynakların kaybedilmesi ve borca batıklık halinin tespiti konusunda farklılıklar, duraksamalar ortaya çıkmaktadır. Bu yazımızda söz konusu farklılıkları, duraksamaları önlemeye çalışacağız.
    Aslında Türk Ticaret Kanunu, 376 ıncı maddesinde ve bu maddenin gerekçelerinde borca batıklık halinin nasıl olacağını, nasıl hesaplanacağını kesin olarak çözmüştür. Ancak, konu meslektaşların önüne gelmeden, bir diğer ifade ile yaşanmadan bu maddenin ne kadar kesin düzenlemeler yaptığını farketmek zor olmaktadır. Önce TTK'nın sermayenin kaybı ve borca batık olma durumunu düzenleyen 376'ncı maddesini aynen aşağıya alalım. Sermayenin kaybı, borca batık olma durumu
    a) Çağrı ve bildirim yükümü
    Madde 376 – (1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
    (2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.
    Türk Ticaret Kanununun 376. Incı madde hükmü çok kesin hükümler taşımaktadır. Türk Ticaret Kanununun bu madde hükmü ile 397-406 maddeleri arasındaki bağımsız denetim esasları çelişmekte gibi gözükmektedir.
    Ancak, kanunun açık hükümleri ve gerekçesi de göz önüne alındığında, TFRS'ye göre düzenlenen bilançonun hesaplamaya esas alınmasına imkan bulunamamaktadır. Tabii bu düzenlemeler ve ülkemizin Bağımsız Denetim esaslarına geçtiğini düşündüğümüzde gayriihtiyari bu ne perhiz bu ne lahana turşusu lafı aklımıza gelmektedir.
    Ama, çelişkiler de olsa yapılacak bir şey yoktur. Kanun kanundur. TTK. Hükümleri, borca batıklık halinin tespitinde tatbik edilen hükümler olacaktır. TFRS ye göre tanzim edilen bilançolardaki özkaynak esas alınmayacaktır.
    Kanunun düzenlemesini ve kesinliğini gören SPK da sermayenin borca batıklık halinin araştırılması ve hesaplanmasını 10.04.2014 tarih ve 2014/11 sayılı bülteninde 11.352 sayılı kararla aşağıdaki gibi düzenlemiştir.
    Kurulumuzun 10.04.2014 tarih ve
    11/352 sayılı Kararı'nda;
    A- T.T.K.'nin 376'ncı maddesinin birinci fıkrasının uygulaması ile ilgili olarak;
    1) Sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının yarısının karşılıksız kaldığına ilişkin tespitin, Kurulumuzun II-14.1 sayılı 'Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği' (II-14.1 Tebliği) çerçevesinde hazırlanıp kamuya açıklanan yıllık finansal durum tablolarından (bilanço) yapılmasına,
    2) Sermaye kaybının tespitinde II-14.1 Tebliği uyarınca hazırlanan finansal durum tablosunda (bilanço) yer alan kalemler dikkate alınarak, [((Sermaye + Kanuni Yedek Akçeler) – Öz kaynaklar) / (Sermaye + Kanuni Yedek Akçeler)] formülünün uygulanmasına, (Öz kaynaklar tutarı, konsolide finansal tablo düzenleyenler için 'Ana Ortaklığa Ait Öz kaynaklar' kalemi değil öz kaynakların tamamı olarak dikkate alınacaktır.)
    3) Sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının yarısının karşılıksız kaldığının tespiti halinde, şirket yönetim kurulunun genel kurulu derhal toplantıya çağırmak ve iyileştirici önlemleri genel kurula sunmakla yükümlü olduğuna,
    B- TT.'nin 376'ncı maddesinin ikinci fıkrasının uygulaması ile ilgili olarak;
    1) Sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığına ilişkin tespitin, Kurulumuzun II-14.1 Tebliği çerçevesinde hazırlanıp kamuya açıklanan yıllık finansal durum tablolarından (bilanço) yapılmasına,
    2) Sermaye kaybının tespitinde II-14.1 Tebliği uyarınca hazırlanan finansal durum tablosunda (bilanço) yer alan kalemler dikkate alınarak, (Sermaye + Kanuni Yedek Akçeler) – Öz kaynaklar) / (Sermaye + Kanuni Yedek Akçeler) formülünün uygulanmasına,
    (Öz kaynaklar tutarı, konsolide finansal tablo düzenleyenler için 'Ana Ortaklığa Ait Öz kaynaklar' kalemi değil öz kaynakların tamamı olarak dikkate alınacaktır.)
    3) Sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığının tespiti halinde, şirket yönetim kurulunun, genel kurulu derhal toplantıya çağırmak ve bu genel kurulda sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanması kararlarından birinin alınması amacıyla gündeme madde eklemekle yükümlü olduğuna,
    4) Sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığının tespiti halinde, şirket yönetim kurulunun, şirketin borca batıklık durumunu da incelemesi gerektiğine,
    Karar verilmiştir denilmektedir.
    Sonuç olarak:
    Şirketlerin borca batıklık halinin tespit edilmesinde TTK hükümleri ve SPK tebliğleri esas alınarak Sermaye + Kanuni Yedek Akçeler esas alınacak, yeniden değerleme ve fonlar esas alınmayacaktır.

  2. Yine, hem TMS hem VUK raporlama yapan bir şirketin, TMS bilançosunda öz kaynakları
    negatif, VUK tarafında öz sermayesi artıda; dolaysıyla TMS tarafında bir teknik iflas durumu
    var. Bu şirket teknik iflasta kabul edilecek mi, TTK anlamında 376'da ön görülen eylemler,
    Yönetim Kurulu harekete geçecek mi, bu eylemler yerine getirilmeye başlanacak mı yoksa
    VUK'da ben artıdayım zaten, benim teknik iflas durumunda yapılması gerekenleri yapmama
    gerek yoktur, anlayışını mı benimseyeceğiz? Belki ilk bakışta bakıldığında, madem bu TTK'da
    düzenleniyor, TTK'ya göre hazırlanmış finansal tablonun baz alınarak karar verilmesi gerek,
    denilebilir ama kâr dağıtımı için de aynı şey geçerli. Ticaret Bakanlığı kâr dağıtımında diyor ki;
    sen TTK'ya göre hazırlanmış tabloyu boşver, VUK'taki kâr neyse onu dağıtabilirsin. Şimdi,
    oradaki görüş, burada bizi bir soru işaretine itiyor. Sermayesi 40 milyon bir şirketin, TMS'de
    20 milyon zararı var, VUK'da 5 milyon zararı var ve bu şirket sermaye azaltımına gidecek,
    çeşitli sebeplerle. Belki teknik iflas durumundan çıkmak istiyor. 20 milyon sermaye azalttığı
    zaman, TMS'deki 20 milyona geçmişin zararına mahsup edebiliyor ama VUK'da sadece 5
    Bağımsız denetime tabi olup, TMS raporlama yapan ancak
    muhasebe sistemi tek düzen hesaplama sistemine uygun olarak
    da finansal tablo hazırlayan bir şirket, başka bir şirketle
    birleşecek ve KGK'da ön görülen vergisiz birleşme olması ön
    görülüyor. Bu birleşme işleminde hangi finansal tablolar
    kullanılacak?
    Ticaret Bakanlığı kâr dağıtımında diyor ki; sen TTK'ya göre
    hazırlanmış tabloyu boşver, VUK'taki kâr neyse onu
    dağıtabilirsin.
    19
    milyonluk bir zarar kısmı var. 15 milyonluk mahsubu ne şekilde muhasebeleştirecek, ne
    şekilde işleme tabi tutacak? Burada da yine iki ayrı tabloya sahip olmadan kaynaklanan bir
    sorun olarak bu hususta ortaya çıkıyor.

    Kurulun (KGK) almış olduğu ve 26 Ağustos'ta yayınlanan karar
    ile birlikte. Artık bütün şirketler TMS/TFRS uygulamak zorunda
    değil.

    Maliye Bakanlığı belirlemesini net olarak yapmıştır. O
    belirlemesini şu yönde kullanmıştır; siz finansal tablolarınızı
    KGK'nin hangi belirlemelerine göre düzenlerseniz düzenleyin, biz
    defterleri Vergi Usul Kanunu'na göre tutarız, tutulmasını
    istiyoruz. Buradan ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel
    Tebliği'ne göre de finansal tabloların düzenlenmesini istiyoruz

  3. şimdi soru : bist kotundan atılma durumu hangi muhasebe işlemlerine bağlı oldu.
    şirket genel kurulda vergi usul kanununa göre sermayeyi koruduğunu durum iyi diyor.

    cenk bey itiraz edebilir.

  4. Bu örnekte 2013 ve 2014 yılları itibariyle firmanın durumuna bakıldığında, TMS'de 5 milyon
    esas sermayesi var. 2013 yılında firmanın TMS de 4,5 Milyon zararı, “MSUGK+KGKâ€ya göre
    ise 2,5 Milyon zararı olduğunu varsayarsak, firmanın TMS’ye göre 1,3 Milyon,
    “MSUGK+KGKâ€ya göre ise 3,3 Milyon özvarlığı olmuş oluyor. Bu durumda firma TMS
    tablosunu esas aldığında (Genel Kuruluna sunduğunda) asgari 950 Bin sermaye artırımı
    yapması gerekirken, “MSUGK+KGK†tablosunu esas aldığında (Genel Kuruluna sunduğunda)
    sermaye artırımı yapmasına gerek bulunmamaktadır.

  5. Dolayısıyla kuruluşun TTK md.376 kapsamındaki
    düzenlemelerden, durumuna uyan finansal tabloları genel
    kuruluna sunarak kaçınması, sonrasında alacaklılarıyla ilgili
    olarak daha büyük riskler yaratıp, sermayesini kaybetmiş, iflasa
    düşmüş durumlar da yaratabilir. Bu durumda alacaklılar kime
    yönelebilirler? Yönetim kuruluna mı? Denetçiye mi?

  6. TTK'ya göre Mart ayı sonunda kadar genel kurulunu yapıp,
    denetçisini atamak zorunda. Uygulama da şu şekilde oluyor; o
    tarihte, tam sözleşmeyi imzalayacağı tarihte ya da genel
    kurulda seçeceği tarihte, bağımsız denetim şirketine, ben bunu
    IFRS ya da VUK istiyorum, diye bildiriyor. Sözleşmesi ona göre
    yapılıyor ve bu sözleşme KGK'ya da gidiyor.

  7. Teknik iflasta hangisini kullanacağız; TTK'da düzenlenmiş bir şey. Dolayısıyla, TTK, TMS
    bilançosunu öngörüyorsa, TMS bilançosunu kullanacağız, yine ihtiyarı ya da yasal olarak. Ama
    orada ben halen kâr noktasında VUK'a referans verirken, zarar noktasında TMS'de kalmayı
    halen anlayamıyorum. Yasal anlamda bir yetersizlik olduğunu düşünüyorum ama pratikte
    yine sorun çözülmüş gibi gözüküyor.

  8. kim vurduya gittik...

Sayfa 579/686 İlkİlk ... 79479529569577578579580581589629679 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •