Geçen kuzenle sohbet ediyoruz.
Oğluyla ilk rakısını içmişler. Yeğen üniversiteyi kazandı bu yıl ODTÜ'de mühendislik.
Oğlanın diğer opsiyonu da yurt dışında okumak. Hali, vakti çocuklarını yurt dışına gönderebilecek durumda.
Oğlana bu opsiyonu hatırlatmış. Ülkenin gidişatından dolayı kaygılarını dile getirmiş.
Babasına "ben ülkeme nasıl fayda sağlayabilirim bunun üzerine düşünmek ve kendimi geliştirmek istiyorum" demiş. Pırıl pırıl bir genç. Gitarını çalıyor. Bilimi takip ediyor. Ne araba istiyormuş ne de ihtiyacından fazlası harçlık.
Epey duygulandık. Dedim çok güzel evlat yetiştirmişsin. Darısı bizimkine.
Benimki henüz o yaşa gelmedi. Sürekli yurt dışı opsiyonunu hazır tutuyorum ama.
Sonra bir yandan kendime çok kızıyorum. Neden cehalete daha yüksek ses çıkaramadık. Gözümüzün önünde vatan elden giderken sinip kendi ailemizi kurtarmanın derdine düştük. Peki bizim dedelerimize vefamız, teşekkürümüz böyle mi olacaktı diye sorup duruyorum. 13-15 yaşında bedenini ortaya koymuş o çocukların savaş alanındaki psikolojisini düşünüyorum. Uykum kaçıyor.
Senin benim çocuğum yok. Çocuklar hepimizin. Bütün ülkenin tüm çocuklarına daha iyi bir ülke, gelecek bırakmak vazifemiz.
Bu ülkenin artık aydınlık insanları sesini daha çok çıkartmalı.
Görüşlerim yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir.
Yer İmleri