Merhaba bir sorum olacaktı burada müteahitlerde vardı sanırım Selim abi de bu işle ilgili sanırım .
normal sokak arası bir kentsel dönüşüm binasında daire metrekare fiyatı 25 bin iken dükkan metrekaresi 75 bin olması normal midir acaba .
Fiyat teklifi öyle çıkmış bana göre adil olan ne banyo ne mutfak var ne de kapılar vs 20 bine bile yapması üste para vermesi gerekmez mi yarısı bizden yasası gereği
Dönüşüm düşülmemiş hali ile 95 metrekare evden daha fazla ödeme çıkartmışlar 25 metrekare yere
Adnan MENDERES
Adnan menderes güzellemesi yapanlar eski kuşaksa, genelde asıl dertleri güç sahibi oldukları eski güzel günlerdir. cumhuriyet yoktur, asanlar kesenler bellidir, toplum nüfuz sahipleri ve diğerleri diye ayrılır. bu nüfuz ağalıktan mı, şeyhlikten mi, askerlikten mi, bürokrasiden mi gelir onlara fark etmez. gelsin yeter. adnan menderes'in toprak ağalığının mis gibi tezek kokusunu özlerler. bedeli varsın ülkenin sefalete düşmesi olsun, işgal edilmesi olsun, ekonomik sömürge haline getirilmesi olsun, onlar için fark etmez. kendi sefil çıkarlarından gayrısı önemsizdir ki zaten fırsat buldukça parayı verenin papağanlığını yapmaktan gocunmazlar. işte ben de sırf bu nedenle bu tiplerden haz etmem. gücü herkes isteyebilir, güce ulaşmak için çalışabilir, bu herkesin hakkıdır ama bunun için kendinden gayri her şeyi ateşe atmaya hazır olanların kabul edilecek bir yanı yok. bu tiplerin kullanmayı en sevdiği laflardan biri de müstemlekedir ve cumhuriyeti kuran liderleri ve onların çizgisinden gidenleri yermek için sık sık kullanırlar ve bu türün özelliği olan pişkinlik ve ikiyüzlülükle, kurtuluş savaşı ve sonrasında diplomasi sayesinde dönemine göre siyasi ve ekonomik olarak saygın, güçlü ve bağımsız bir ülke haline geldiğimizi yok sayarlar. fakirin fukaranın, kimsesizin de nüfuz sahipleri kadar hayatta eşit şansa sahip olacak olmasını anlayamazlar, sindiremezler. normal şartlarda toplumdan dışlanması ve bir köşede deli saçmalarını tekrar etmeye terk edilmesi gereken bu hazımsızların ülkede baştacı edilmesi aslında bir tür uyarı, bir hastalık belirtisidir.
adnan menderes güzellemesi yapanlar yeni kuşaksa, bu çok büyük bir ihtimalle yukarıda saydığım, eşit şartlarda rekabete girmeden gücü elinde tutmak isteyenlerden ve onların çizgisinde giden tiplerden kulaktan dolma dinledikleri yalanlara inananlardır. biraz açıp ne nedir diye baksalar, içinde vicdan kırıntısı olanlar kendisini zaten hak ettiği yere yerleştirirler.
bugün bazı çevrelerce anlatılan adnan menderes'le, icraatleriyle tarihte yerini almış adnan menderes aynı kişi değildir. bugün yaşatılmaya çalışan adnan menderes imgesi, kaynağını ve gücünü tarihe dayandırmak isteyenlerin yarattıkları bir personadır, bir tür ideolojik alettir. demokrat parti'nin ve adnan menderes'in yediği haltları allayıp pullayıp olumlu göstermeye çalışırlar. dikkat ederseniz, onun yaptığı hataların hepsinin bugün tekrar edildiğini görebilirsiniz. sebebi de aynıdır: kişisel istikbal ve güç zehirlenmesi. bırakın vatan millet sevgisini şunu bunu, adnan menderes'in vatanla da milletle de sevgiyle de işi yoktur. demokrat parti türk siyasi tarihinde partilerin isimlerini, yıkacakları ilk kavramdan alması geleneğinin nadide bir örneğidir. adnan menderes de çok partili hayata geçiş gibi çok önemli bir deneyimi, kendi istikbali ve güç hırsı için harcamış, bu deneyin demokrasiye geçilememesiyle sonuçlanmasına neden olmuştur. demokrasi diye yola çıkıp kendi tiranlığını kurmaya koyulmuştur.
kendisi, sosyopat özellikler gösteren, rahatsız bir insandır. kendisi de evli ve çocuklu olan adnan menderes'in ikisi de evli olan ayhan aydan ve suzan sözen'le girdiği ilişkilerde takındığı tutuma bakarsanız anlarsınız. evli kadınla, kocası evdeyken ilişkiye girip karşılığında kocanın tayin işini gördürecek kadar midesiz bir insan. gücünü en son noktaya kadar diğer insanlar üzerinde uygulama hevesinin tezahürü.
kendisi, demokrasi diye otokrasiyi savunan otoriter bir lider. sadece basınla ilgili yaptıkları bile yeter. bugüne çok benzeyen uygulamalar var. demokratlığının sınırlarını anlamak için tahkikat komisyonuna bakmak bile yeterli. 16 üyeli komisyonun 16 üyesi de demokrat partili ve bu komisyonun soruşturma ve yargı yetkisi var. üstelik verdiği kararların temyiz yolu da kapalı. yani bu parti üyeleri ne ceza verirse koşulsuz şartsız uygulanacak. komisyonun yetki alanı? basın ve muhalefetin eylemleri. çok demokrat bir parti. komisyonun derdi chp'yi kapatıp kaybedeceği belli olan seçimi kazanmak. seçimi göremeden darbe oldu. o günün öğrencileri ve üniversite hocaları kendisini protesto edince, dinlemek yerine yok etmek isteyen biri. chp döneminde işe başlayan sansaryan han işkencehanesi en görkemli günlerini demokrat parti döneminde yaşamış, sorgu sırasında görevlileri atlatıp (!) intihar etmek için pencereden atlayıp ölen siyasi tutuklularla meşhur olmuştur.
https://dergipark.org.tr/en/download...le-file/165696
kendisi, 6-7 eylül olaylarında başbakan olarak kılı kıpırdamamış biridir. şehir dışından kamyonlarla eli bir örnek sopalı insanlar getirilmiş, bu insanlar önce rum vatandaşlarımızın, sonra denk getirdikleri diğer gayrimüslim vatandaşlarımızın evlerini, dükkanlarını, kiliselerini yakıp yıkıp yağmalarken, iki gün boyunca şehirde asayiş askıya alınmış, insanların kişisel çabaları dışında güvenlik için tek bir adım atılmamıştır. yağmalanan dükkanlar, evler, tecavüz edilen kadınlar, öldürülen insanlar. o dönem aniden zengin olanların izi sürülse çok ilginç isimlere rastlanabilir. bu olayın hesabı hiç sorulmamıştır. ayrıca sanırım tarihimizde, atatürk'ün adı kullanılarak yapılan ilk provokasyon bu olabilir. 1991 yılında bu olayların özel harp dairesinin planlamasıyla yapıldığı itiraf edildiyse de kimse arkasını soruşturmadı.
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarl...ylari-2612951/
kendisi, ülke evlatlarını harcanacak mal gibi görmüştür. bizi, nato üyeliğinin diyeti olsun diye ilgimizin alakamızın olmadığı kore savaşı'na sokmuştur. abd ve ingiltere'den sonra en çok kayıp veren ülke türkiye'dir. nasıl olabilir bu? şöyle: takviyeli birlik gönder, eksildikçe yeni askerle sayıyı tamamla. çok dahiyane değil mi? tabur zaiyat aldı, geri çekilelim düşüncesi yok. ölen ölür, bizde ölmeye adam mı yok? abd askeri rahatça geri çekilsin diye harcadılar yüzlerce genç çocuğu. bir de 23 sentlik asker hikayesi vardır. ona da bir bakmak lazım. bugüne çok benzer işler. o gün de siyasetçi eliyle basın-yayın kullanılıp deli gibi propaganda yapılıyordu ki insanlar evlatlarını göbek ata ata ölüme göndersin.
https://www.trthaber.com/haber/gunde...di-377207.html
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/66373
daraldığım için kısa keseyim, 1957'de tarihimizin en büyük devalüasyonu yaşandı ve cukkalanan abd yardımlarıyla yaşanan saltanat paraların suyunu çekmesiyle sonuna yaklaşınca, köküne kibrit suyu dökülen ekonomi krize girdi. adnan menderes döneminde 1950'lerin başında ekonomik büyümeden bahsedilir ve doğrudur. aynı 2000'lerdeki gibi eloğlunun parasıyla, hibesiyle büyüme yaşanmıştır. ama ne pahasına? bir toprak ağası başa geçtiği için olsa gerek, tarımda makineleşme artarken işsizlik de artmıştır. makineler ırgatın yerini aldıkça ırgata yol görünmüştür. bu yolun sonu 2000'lere kadar devam eden büyük iç göçü tetiklemiştir. alınan tüm yardımların, paracıkların büyük şehirlere yatırım ve cukka için kullanılması nedeniyle osmanlı'dan kalan orta çağ anadolusuna geri dönülmüş ve sıkı durun 22 milyon insan 50 yıl içinde ülkenin çoğunlukla batısına göç etmiştir. tamam tarımsal işsizlik arttı ama 1950'lerde büyümüşüz işte daha ne, büyüyen ekonomide iş imkanları artar derseniz, o iş öyle değil derim. çünkü bu becerikli başbakan döneminde tarımsal büyümeye karşı sanayi küçülmüştür. tarımın ekonomideki payı 42'den 45,2'ye çıkarken, sanayinin payı 15,2'den 13,5'e düşmüştür. menderes kuzu kuzu abd'nin dikte ettirdiği tarım toplumu türkiye rolünü kabul etmiştir. "marshall planı türkiye özel misyonu başkanı russel dorr, 1951 yılında yaptığı bir açıklamada, '... hür dünyanın kuvvetlenmesi, türkiye’de istihsalin artmasıyla dostlarına hayati ihtiyaçları olan gıda maddeleri, kömür ve malzeme ihracatıyla elde edilebilir" diyor. gıdadan kasıt da buğday. chp'nin denk bütçe ve kontrollü büyüme ile halka zenginlik getirmemesinin yarattığı tepkiyle esip gürleyen menderes, emekle yetenekle çalışmayla zenginleşmek yerine, sağ partilerin en bayıldığı propaganda yöntemine başvurup, milletin havadan ve hızla zenginleşeceğini müjdeleyen "her mahalleye bir milyoner" vaadiyle atıp tutarak bugüne kadar istikrarlı bir şekilde bozulmayan yegane siyasi geleneğimiz olan popülizmle 1957'de ülke ekonomisinin tabutuna çiviyi çakmıştır. daha iç göçle başlayan yağma kültürüne falan hiç girmiyorum.
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3532
adnan menderes budur. chp yöneticileri ve haliyle ismet inönü eğer isteselerdi, demokrat parti'nin çıkışına izin vermez, ülkeyi paşa paşa tek partiyle gittiği yere kadar götürebilirdi. bence yanlış olurdu o ayrı. demeye çalıştığım şey, güç ellerindeyken bunu paylaşmak için önayak olmuş olmaları. 46 seçimlerinde şok yaşayıp hile yapmışlar ve demokrat parti iktidarını geciktirmişlerdir. bunun tartışılacak bir yanı yok. ama öyle ya da böyle çok partili hayata geçmiş, 1950 seçiminde de iktidarı kavgasız gürültüsüz adnan menderes'e teslim etmişlerdir. adnan menderes de o iktidarı alıp tarihimizin ilk gerçek demokrasi denemesinin içine etmiştir. 10 yıllık iktidarının özeti bir önceki cümlenin son iki kelimesidir. kendisinde tipik zayıf karakterli siyasetçi refleksi vardır. "iktidarımı kaybedeceğime ülkeyi ateşe atarım daha iyi” refleksi de diyebiliriz.
askeri darbe sonrası asıldı ve hak etmediği bir paye elde etmiş oldu. menderes'e demokrasi şehidi demek acı bir şakadır. askerlerin yaptığı yanlıştı evet ama bu menderes'i temize çıkarmaz. menderes kötü bir insan ve kötü bir siyasetçidir. ülkeye iyiliği değil, çok temel konularda bolca kötülüğü olmuştur. ülke insanının refah ve mutluluğunu artırmak için çalışmak yerine kendi kişisel çıkarları için çalışan, ülkenin geleceğini düşünmek yerine şahsının ve partisinin geleceğini düşünen her siyasetçi gibi kötü anılmayı hak ediyor. kendisini kötü biliyorum.
Dervişe sormuşlar dünyadan ne anladın diye. Derviş: Dünya ölülerin arkasından ağlanıldığı ama yaşarken dünyanın dar edildiği, ölünce toprağına çiçek ekilip yaşarken evinin zindan edildiği yerdir demiş.
İnternet üzerinden Tudors da 5 tişört 1194 TL. İhtiyacı olanlar baksın
Yer İmleri