Sayfa 6469/7020 İlkİlk ... 54695969636964196459646764686469647064716479651965696969 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 51,745 - 51,752 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Belcikali ressam François-Antoine Bossuet'nin olum yildonumu ( 30 Eylul 1889 )

    Demolition of the city walls of Brussels between Anderlecht city gate and Halle city gate, 1828




    A view of Cordoba, 1863


  2. Bati Cephesinde Yeni Bir Sey Yok ( All Quiet on the Western Front, 1927 ) ve Iki Arap Sovalyesi ( Two Arabian Knights, 1930 ) filmleri ile En Iyi Yonetmen Akademi Odulu kazanan Rusya dogumlu Amerikali film yonetmeni Lewis Milestone’nun dogum yildonumu ( 30 Eylul 1895 )




  3. Italyan ressam Felice Barucco’nun olum yildonumu ( 30 Eylul 1906 )

    Woman with flowers, 1856




    Maria Adelaide d'Asburgo-Lorena, 1861


  4. Nobel Edebiyat Odullu Belcikali yazar Maurice Maeterlinck'in Mavi Kus ( L'oiseau Blue - The Blue Bird - L'uccellino azzurro ) oyunu ilk kez 30 Eylul 1908 tarihinde Moskova’da sahnelendi.



    " Ama simdi hakikat karsisinda, kendilerine anlatilan her seyin koca bir masal oldugunu ve Olum'un aslinda var olmadigini gormusler. Olulerin olmadigini ve Hayat'in yepyeni suretler altinda daima ve daima surdugunu anlamislar. Solan guller polenlerini doker, polenlerden yeni guller dogar ve dokulen yapraklar da havayi guzel kokularla doldurur. Agaclarin cicekleri dokuldugunde meyveler buyumeye baslar ve pis, tuylu tirtil, isil isil bir kelebege donusur. Hicbir sey yok olmaz... Sadece degisim vardir... "



    " And now, in the presence of the truth, they saw that all that they had been told was a great big story and that Death does not exist. They saw that there are no Dead and that Life goes on always, always, but under fresh forms. The fading rose sheds its pollen, which gives birth to other roses, and its scattered petals scent the air. The fruits come when the blossoms fall from the trees; and the dingy, hairy caterpillar turns into a brilliant butterfly. Nothing perishes ... there are only changes. "

  5. 30 Eylul 1911


    " Onceki gun bitisik odadaki kiz ( Helli Haas ) Kanapeye uzanmistim, daldigim hafif uykunun kiyisindan sesini isitiyordum. Pek kalin giysiler giymisti adeta; yalniz kendi giysilerini degil, sanki bitisik odayi tuuyle uzerine gecirmisti. Ancak banyoda yikanirken gordugum bicimli, ciplak, yuvarlak, guclu ve esmer omzu sirtindaki giysilere kafa tutuyordu. Bir an kiz buhara donusuyor, odayi bastan asagi buharla dolduruyor sandim. Derken kul rengi bir korseyle yaklasip karsima dikildi; korsenin alt kismi vucudundan o kadar ilerde duruyordu ki, nerdeyse ata biner gibi uzerine kurulup bir yolculuga cikilabilirdi.



    Yine Kubin: ardindan kendi konusmasi asla ayni fikirde olmadigini gosterse bile, karsisindakinin konustuklarinin son sozcuklerini onaylayici bir tonla yineleme aliskanligi. Tatsiz bir sey. – Anlattigi bir suru hikayeyi dinlerken ne degerde biri oldugunu unutabiliyor insan. Ama ansizin bunu animsamak zorunda kalip irkiliyor. Gitmek istedigimiz lokalin tekin bir yer sayilmadigindan soz acilir acilmaz gelemeyecegini belirtti. Korktugu icin mi gelmek istemedigini sordum. Ustelik koluma girerek soyle yanitladi: ' Elbette, gencim henuz, ilerde yapmayi tasarladigim bir suru is var. ' – Butun aksam ikide bir ve sanirim pek buyuk bir ciddilikle benim kabizligimdan ve kendi kabizligindan konusup durdu. Gece yarisina dogru elim masanin kenarindan asagi sarkmisti bir ara, kolumun bir parcasini gorup sesini yukseltti: ' Ama siz gercekten hastasiniz. ' Bu andan baslayarak cok daha yumusak davrandi bana, daha sonra da kendileriyle B.'ye gitmeye. beni razi etmeye calisan otekilere karsi cikti. Kendisinden ayrildigimizda uzaktan seslendi arkamdan: ' Regulin! ' "



    30. September 1911


    " Das Mädchen im Nebenzimmer vorgestern ( Helli Haas ). Ich lag auf dem Kanapee und hörte auf dem Rande des Halbschlafs ihre Stimme. Sie kam mir besonders stark angezogen vor, nicht nur in ihre Kleider, sondern auch in das ganze Nebenzimmer, nur ihre geformte, nackte runde, starke dunkle Schulter, die ich im Bad gesehen hatte, kam gegen ihre Kleider auf. Einen Augenblick schien sie mir zu dampfen und das ganze Nebenzimmer mit ihren Dämpfen zu füllen. Dann stand sie im Mieder von aschgrauer Farbe, das unten so weit vom Körper abstand, daß man sich darauf setzen und so gewissermaßen reiten konnte.


    Noch Kubin: Die Gewohnheit die letzten Worte des andern auf jeden Fall in billigendem Tone nachzusprechen wenn sich auch durch die daran gesponnene eigene Rede herausstellt, daß man mit dem andern durchaus nicht übereinstimmt. Ärgerlich. – Im Anhören seiner vielen Geschichten kann man vergessen, was er wert ist. Plötzlich wird man daran erinnert und erschrickt. Es war davon die Rede, daß ein Lokal, in das wir gehn wollten, gefährlich sei; er sagte, da gehe er nicht hin; ich fragte ihn, ob er ängstlich sei darauf antwortete er und war zudem noch in mich eingehängt: ' Natürlich, ich bin jung und habe noch viel vor. ' – Den ganzen Abend sprach er oft und meiner Meinung nach ganz ernsthaft von meiner und seiner Verstopfung. Gegen Mitternacht sah er als ich meine Hand vom Tischrand hängen ließ, ein Stück meines Armes und rief: ' Aber Sie sind ja wirklich krank. ' Behandelte mich von da ab noch viel nachgiebiger und wehrte auch später den andern, die mir zureden wollten, noch mit ins B. zu gehn. Als wir uns schon verabschiedet hatten, rief er mir noch aus der Ferne zu ' Regulin! ' "

  6. Ingiliz ressam Charles Napier Hemy’nin olum yildonumu ( 30 Eylul 1917 )

    Evening Grey, 1866 – 1868




    Pilchards, 1897


  7. 6 Akademi Odul adayligi bulunan , 1 Akademi Odulu, 1 BAFTA, 1 Golden Globe odulu sahibi Ingiliz tiyatro, sinema ve televizyon aktristi ( Deborah Jane Trimmer ) Deborah Kerr'in dogum yildonumu ( 30 Eylul 1921 )







    " Eger bir kadin 24 yasina kadar hayatinin erkegine rastlamadiysa, o kadin sansli bir kadindir. / Se una donna non ha incontrato l'uomo giusto entro i 24 anni, lei potrebbe essere fortunata. "

  8. Amerikali roman, kisa oyku, oyun yazari, senarist ve aktor ( Truman Persons ) Truman Garcia Capote’nin dogum yildonumu ( 30 Eylul 1924 )



    " Sevmek nedir biraz ogrenin. Once bir yapragi, yagmurun yagisini sevin, sonra da o bir tek yapragin size neler ogrettigini, yagmurun icinizde neler yarattigini duyup anlayabilecek bir insani sevin. Kolay bir is degil, biliyorum. Belki bir omur boyunca surer. Benim de oyle oldu ya zaten, ama gene de istedigime erisemedim, sadece istedigimin ne kadar gercek oldugunu biliyorum: tabiatin bir hayatlar butunu oldugu gibi, sevmenin de bir sevmeler butunu oldugunu anladim. " Cimen Turkusu



    “ We are speaking of love. A leaf, a handful of seed - begin with these, learn a little what it is to love. First a leaf, a fall of rain, then someone to receive what a leaf has taught you, what a fall of rain has ripened. No easy process, understand; it could take a lifetime, it has mine, and still I've never mastered it - I only know how true it is; that love is a chain of love, as nature is a chain of life. ”




    “ Holly’nin bir kedisi, bir de gitari vardi. Gunesin parlak oldugu gunlerde sacini yikar, sarman kedisiyle birlikte yangin merdivenine oturur saclarini kuruturken bas parmagiyla gitarinin tellerine dokunurdu. Muzigi her duyusumda sessizce penceremin kenarina gider dururdum. Ergenlik cagindaki bir oglan cocugunun kesik, boguk tenli sesiyle sarki soylerdi. Onu en cok mutlu kilan da bu olmaliydi ki saci kuruduktan, gunes battiktan, karanlikta pencerelerde isiklar gorundukten sonra bile bu sarkiyi soylemeyi surdururdu. ” Tiffany'de Kahvalti



    “ Also, she had a cat and she played the guitar. On days when the sun was strong, she would wash her hair, and together with the cat, a red tiger-striped tom, sit out on the fire escape thumbing a guitar while her hair dried. Whenever I heard the music, I would go stand quietly by my window. She played very well, and sometimes sang too. Sang in the hoarse, breaking tones of a boy's adolescent voice, and this one seemed to gratify her the most, for often she continued it long after her hair had dried, after the sun had gone and there were lighted windows in the dusk. ”

Sayfa 6469/7020 İlkİlk ... 54695969636964196459646764686469647064716479651965696969 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •