Sayfa 6859/7020 İlkİlk ... 5859635967596809684968576858685968606861686969096959 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 54,865 - 54,872 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Amerikali yazar Isaac Asimov, Ben Robot (I Robot - Io Robot) romanini Genome Press araciligiyla 2 Aralik 1950’de Amerika’da yayimladi.



    " ' Kendinize bir bakin. ' dedi sonunda Robot. ‘ Kucumsemek istemiyorum ama lutfen gidin bir bakin kendinize. Yumusak ve gevsek bir maddeden uretilmissiniz, gucsuz ve dayaniksizsiniz, ihtiyaciniz olan enerjiyi organik maddeleri verimsiz yontemlerle okside ederek kazaniyorsunuz. Mesela soyle... ’ Kinayan bir tavirla Donovan'in sandvicinden geriye kalanlari gosterdi. ‘Duzenli araliklarla komaya giriyorsunuz ve sicaklik, hava basinci, nem ya da radyasyon yogunlugundaki en ufak bir degisim, etkinliginize darbe vuruyor. Derme catma varliklarsiniz. "



    " ' Look at you, ' he said finally. ' I say this in no spirit of contempt, but look at you! The material you are made of is soft and flabby, lacking endurance and strength, depending for energy upon the inefficient oxidation of organic material - like that. ' He pointed a disapproving finger at what remained of Donovan's sandwich. 'Periodically you pass into a coma and the least variation in temperature, air ressure, humidity, or radiation intensity impairs your efficiency. You are makeshift.' ”

  2. Man Booker Odullu Amerikali yazar George Saunders'in dogum gunu ( 2 Aralik 1958 )



    “ Bu gece ortalik sessiz, dere bile her zamankinden daha usulca akiyor gibi, sevgili kardesim. Biraz once ay cikti ve mezarligin taslarini aydinlatti Bir anligina mezarlik boy boy, cesit cesit melekle dolmus gibi gorundu: sisman melekler, kopek boyunda melekler, atli melekler vesaire.

    Olulerin arkadasligina alistim. Orada, topragin altinda, soguk tastan evlerinde, her biri hos bir yoldas oluyor bana. ” Arafta



    " Quiet tonight, and even the Creek seems to murmur along more quietly than usual, dear Brother. The moon came out just now and lit the stones in the cemetery — for an instant it appeared the grounds had been overrun with angels of various shapes and sizes: fat angels, dog-sized angels, angels upon horseback, etc.

    I have grown comfortable having these Dead for company, and find them agreeable companions, over there in their Soil and cold stone Houses. "

  3. Ingiliz hard rock grubu Def Leppard'in bas gitaristi Rick Savage'in dogum gunu ( 2 Aralik 1960 )


  4. Women's Prize for Fiction ve PEN / Faulkner Odulleri sahibi Amerikali yazar Ann Patchett'in dogum gunu ( 2 Aralik 1963 )



    " Onca yalnizlik varken gelen bir opucuk insani tutup su yuzeyine cikaran, bogulma aninda kucaklayip doyasiya hava almasina yardim eden bir el gibiydi. / A kiss in so much loneliness was like a hand pulling you up out of the water, scooping you up from a place of drowning and into the reckless abundance of air. "



    " Dunya tehlikeli bir yerdi, can guvenligi denen kavram cocuklar uyumadan once anlatilan peri masalindan baska bir sey degildi. / The world was a dangerous place, notions of personal safety were a fairy story told to children at bedtime. "



    " Ask kimsenin evcillestiremiyecegi asi bir kus. "

  5. Kill Bill filminde O-Ren Ishii karakterine hayat veren, Cin asilli Amerikali aktris, seslendirme sanatcisi, yonetmen, yapimci ve sarkici Lucy Liu’nun dogum gunu ( 2 Aralik 1968 )









    " Bir samuray gibi dovusmeyebilirsin ama en azindan bir samuray gibi olmek senin elinde. "

  6. Beni Unutma ( Ricordati di me, 2003 ) filminde Lucia karakterine hayat veren Italyan aktris ( Isabella de Ligne La Tremoille ) Isabella Orsini'nin dogum gunu ( 2 Aralik 1974 )




  7. Goncourt Odullu Fransiz roman yazari, yonetmen ve senarist ( Émile Ajar ) Romain Gary’nin olum yildonumu ( 2 Aralik 1980 )



    " Boylesine genc, boylesine kucukken, bu kadar cok sevilmek hic iyi bir sey degil. Insanda kotu aliskanliklara yol aciyor. Her seyi yasadiginizi saniyorsunuz. Her seyi bildiginizi saniyorsunuz ve olanlar size siradan seylermis gibi geliyor. Gozunuzu daha yukarilara dikiyor, doyumsuz oluyorsunuz. Gozluyor, umut ediyor, bekliyorsunuz. Boyle bir anne sevgisiyle donaninca, hayat, size daha cocuklugunuzun safaginda bazi seyler ustune yemin ettiriyor ve bu yemini tutamiyorsunuz. Sonunda, hic bir seyi umursamayan, hic bir seyden tat almayan bir adam durumuna geliyorsunuz. Bir kadin sizi kollarinin arasina alacak, size sarilacak olsa, bir yandan eliniz kolunuz baglaniyor, ote yandan buyuk bir vicdan azabina kapiliyorsunuz. Sonra atilmis bir kopek yavrusu gibi, gidip annenizin mezarina kapaniyorsunuz: Bir daha yapmayacagim, bir daha asla yapmayacagim, kesinlikle bir daha yapmayacagim. Tapilasi kollar boynunuza sariliyor, yumusacik dudaklar kulaginiza ask sozcukleri fisildiyor, ama sizin umurunuzda mi! Siz o pinara coktan gitmissiniz bile ve doyuncayadek icmissiniz. Sonra, susuzluk yeniden bogaziniza sarildiginda dort bir yana saldiriyorsunuz ama artik is isten gecmis oluyor; butun kuyular kurumus, size yalnizca serap kalmis. Daha safakla birlikte cok SIKI bir ask egitiminden gecmissiniz ve oyle ki, onun izlerini hala govdenizde tasiyorsunuz. " Safakta Verilmis Sozum Vardi



    " Il n'est pas bon d'être tellement aimé, si jeune, si tôt. Ca vous donne de mauvaises habitudes. On croit que c'est arrivé. On croit que ça existe ailleurs, que ça peut se retrouver. On compte là-dessus. On regarde, on espère, on attend. Avec l'amour maternel, la vie vous fait à l'aube une promesse qu'elle ne tient jamais. On est obligé ensuite de manger froid jusqu'à la fin de ses jours. Après cela, ch**ue fois qu’une femme vous prend dans ses bras et vous serre sur son cœur, ce ne sont plus que des condoléances. On revient toujours gueuler sur la tombe de sa mère comme un chien abandonné. Jamais plus, jamais plus, jamais plus. Des bras adorables se referment autour de votre cou et des lèvres très douces vous parlent d'amour, mais vous êtes au courant. Vous êtes passé à la source très tôt et vous avez tout bu. Lorsque la soif vous reprend, vous avez beau vous jeter de tous côtés, il n'y a plus de puits, il n'y a que des mirages. Vous avez fait, dès la première lueur de l'aube, une étude très serrée de l'amour et vous avez sur vous de la documentation. Partout où vous allez, vous portez en vous le poison des comparaisons et vous passez votre temps à attendre ce que vous avez déjà reçu. "



    " Bence cok cirkin biriyle yasadiginizda, sonunda onu cok cirkin oldugu icin de seversiniz. / Moi je pense que lorsqu'on vit avec quelqu'un de très moche, on finit par l'aimer aus. / In my opinion, when you live with somebody that's very ugly, you end up loving this person for that very reason. ” Onca Yoksulluk Varken



    " Insanoglu dus kurmaya basladigindan bu yana, o kadar cok imdat cagrisi yapildi, denize o kadar cok sise atildi ki, denizi hala gorebilmek, denizin yerinde bir sise yigini gormemek insani sasirtiyor. / Depuis que l'homme rêve, il y a déjà eu tant d'appels au secours, tant de bouteilles jetées à la mer, qu'il est étonnant de voir encore la mer, on ne devrait plus voir que les bouteilles. / Since when one has started dreaming, there were so many cries for help and so many bottles thrown into the sea, that it is amazing we still can see the sea when we should see only bottles. ” Biletiniz Buraya Kadar


  8. Grammy Odulu sahibi Amerikali pop muzik sarkicisi, aktris ve dans sanatcisi Britney ( Jean ) Spears’in dogum gunu ( 2 Aralik 1981 )






Sayfa 6859/7020 İlkİlk ... 5859635967596809684968576858685968606861686969096959 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •